Çocuklar neden hırsızlık yapar?

Çocuklar neden hırsızlık yapar?
Çocukların, okul öncesi dönemlerinde gösterdikleri, 'başkasının eşyasını izinsiz alma' davranışını, hırsızlık olarak nitelendirmemek gerekir

HABER5.COM - Bu durum, davranış bozukluğu değildir. Çalma eylemi, çocuk gelişimi içerisinde, olağan gelişim dönemlerinden birisidir.

Zira 3 ila 6 yaşlarındaki çocuklar, 'benmerkezci' bir kişiliğe sahip oldukları için, misafirliğe gittikleri evde ya da kreşte, başkasında gördükleri oyuncak veya benzeri şeyleri almakta sakınca görmezler. Bu yaşlardaki tüm çocuklar, kendilerini dünyanın merkezinde görürler. Dünyadaki her şey ve herkes, onlara hizmet etmek ve onları memnun etmek için vardır.

Özellikle 6-7 yaş sınırının altındaki çocuklarda, 'mülkiyet' duygusu tam olarak gelişmediği için, çocuklar, başka birine ait eşyayı (gizlice) almanın, neden kötü bir davranış olduğunu anlamakta zorluk çekerler. Aslında anlayamazlar. İşte bu sebepler nedeniyle, 'çalma' davranışının, bir uyum, davranış ve ahlak bozukluğu olarak ele alınabilmesi için çocuğun ilkokul çağına gelmiş olması gerekmektedir.

İlkokul çağına gelen ve hatta bu çağını geçen çocukların, mülkiyet duygusunu içlerinde tam olarak anlamış olması gerekmektedir. Çocuk, ilkokul çağına geldiği halde hala 'çalma' davranışları gösteriyorsa, o zaman ortada bir problem olduğunu anlamak gerekir. Ebeveynlerin kaygılanması gerekmektedir. Ancak, çözümü şiddet ya da baskıda değil, izah etmekte aramak en sağlıklı gelişim metodudur. Bunun alınması gereken önlemleri olduğu gibi, problemin oluşmasına sebep olan etkenleri de vardır. Şu hususun altını çizmek gerekir ki, çocuğu 'çalma' davranışı gösteren anne - babalar önce kendilerini gözden geçirmelidirler. Bir uyum ve davranış bozukluğu olarak ortaya çıkan bu durum, gerekli müdahalelerin yapılmaması halinde ilerleyen yaşlarda daha ciddi sıkıntılara sebep olabilmektedir. Bu sıkıntılardan en önemlisi, çalma eyleminin psikolojik bir rahatsızlığa dönüşmesidir. Psikoloji bu duruma; 'kleptomani' demektedir.

Çocuğun hırsızlık yapması nasıl önlenir?

1. Mülkiyet kavramı geliştirilmeli:

Çocuğumuza ihtiyaç duyduğu oyuncakları almalıyız. Başka çocukların elinde oyuncak gördüğü zaman kendi oyuncakları aklına gelecek, "benim de oyuncaklarım var," diye düşünecektir. Onun izni olmadan oyuncaklarını ve eşyalarını başka çocuklara vermemeliyiz. Böylece başkasına ait bir şeyi onun izni olmadan alınamayacağını öğretmiş oluruz.

2. Gerekli maddî ihtiyaçları karşılanmalı:

Çocuklarımızı yiyecek, giyecek, oyuncak ve harçlık gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakmamalıyız. Çocuklar sahip oldukları şeyler konusunda kendilerini başka çocuklarla kıyaslamada oldukça ustadır. Sizden bir şey isteyip aldıramadığı zaman; "Ama Mehmet'in var" der. Bir şeye izin vermediğiniz zaman; "Ama Mehmet'in annesi izin veriyor" der. Arkadaşlarının yanında mahcup olmaması için yeteri kadar harçlık vermeliyiz. Arkadaşı harçlığı ile simit, kola veya çikolata alıp yerken onun bunları alacak parası olmadığı zaman aşağılık ve yetersizlik duygusuna kapılabilir.  Harçlığı olmayan bir çocuk, arkadaşlarına karşı mahcup olmamak için evden para çalabilir. Bazen harçlığı ile arkadaşına bir şeyler ısmarlaması veya aldığı bir yiyeceği arkadaşı ile paylaşması için teşvik etmeliyiz. Böylece almanın yanında vermeyi de öğrenmiş olacaktır.  Ancak burada da ailenin ekonomik durumu ne olursa olsun aşırıya kaçmak çocuğun dünyasında başka sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Ya da en azından aileler kendi çocuklarına harçlık verirken onun fakir ailelerin çocuklarından arkadaşları olabileceğini hesaba katmalıdırlar. Böylece hem kendi çocuklarına hem de başkalarının çocuklarına iyilik etmiş olurlar.

3. Kendisine ait (mümkünse) odası ve eşyaları olmalı:

Kendisine ait bir odası, eşyaları ve oyuncakları olan çocuklar mülkiyet kavramını daha kolay öğrenmektedir. Oyuncaklarını toplamasını ve odasını temiz tutmasını öğretmeli, bunu öğreninceye kadar yardım etmeliyiz. Böylece sahip olma ve sahip olduklarını koruma duygusu gelişecektir.

4. Habersiz alma davranışlarına tepki göstermeli:

Başkasına ait bir şeyi habersiz ve izinsiz aldığı zaman bunun doğru bir davranış olmadığını, o kişinin veya çocuğun eşyasını veya oyuncağını bulamadığı zaman üzüleceğini, suçlayıcı ve utandırıcı bir dil kullanmadan anlatmamız ve o şeyi sahibine geri verilmesini temin etmemiz gerekir. Çocuğu mahcup etmemek veya karşı tarafa mahcup olmamak için yaptığı davranışı görmezden gelmek doğru değildir.

5. Anne ve baba çocuğa doğru model olmalı:

Başkalarına ait mülkiyete saygı duyarak çocuğumuza doğru örnek olmalıyız. Kimi anne babalar sohbet ederken insanlarda dürüstlük kalmadığını, çalmadan, hile yapmadan ve yalan söylemeden zengin olunamayacağını söyler bu konuda örnekler verirler. Çocuklar da bu sözlere kulak misafiri olur, zenginlere kızar, mülkiyete saygı duymazlar. Çalma davranışına ait örnekler verirken, övücü ve hak verici sözler kullanmaktan sakınmalıyız.

6. Çocukla konuşulmalı:

İlk çalma olayı ile karşılaştığınızda telaşa kapılmadan yumuşak ve dost bir ses tonuyla yaptığı davranışın normal olmadığına çocuğu inandırmalıyız. Ona güvendiğimizi, bu işi bir daha yapmayacağını bildiğimizi söylemeliyiz. Bu konuşma yine gizli kalmalı ve çocuk deşifre edilmemelidir.

Kleptomani'ye kaynaklık teşkil edecek tutumları

Uzmanlara göre, kleptomani'ye kaynaklık teşkil edecek tutumları şu şekilde sıralayıp, özetlemek mümkündür.

1. Ebeveynlerin hatalı tutumları

Anne babaların aşırı disiplinli ve katı tutumları, çocukların, kardeşleriyle, komşu, arkadaş ve akraba çocuklarıyla sıklıkla kıyaslandığı aile ortamları çalma davranışına zemin hazırlayabilir. Ailenin ekonomik güçlükler nedeniyle çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını giderememesi, anne-babanın paraya aşırı düşkünlüğü veya cimriliği, parayı çocuğa karşı bir tehdit aracı olarak kullanması gibi hatalı tutumlar da, çalma davranışının ortaya çıkmasına neden olabilir.

2. Özgüven eksikliği

Çocuğun kendini değersiz hissetmesi çalma davranışını destekler. Kendini yetersiz hisseden çocuk, beğendiği eşyaları çalarak, kendini değerli kılmaya çalışır. Yetersizlik duyguları taşıyan çocuğun sürekli kontrol altında tutulması, davranışlarının eleştirilmesi kendisine güvenilmediği duygusunu pekiştirir. Kendisini değersiz hisseden çocukta, özgüven duygusu gittikçe zayıflar, eşya veya para çalarak bu zayıflığı telafi etmeye çalışır. Anne babanın cüzdanından veya cebinden çalınan para, onun dünyasında bir anlamda esirgedikleri sevgiyi ve ilgiyi sembolize etmektedir. Esirgedikleri sevgi ve ilgiye karşılık olarak paralarını almaktadır. Anne ve babadan çaldığı para ile arkadaşlarına kola ve çikolata ikram eden, borç veren çocuklar, kendisini onların yanında güçlü ve üstün hissederek değersizlik duygusunu yenmeye çalışmaktadır.

3. Kıskançlık ve rekabet duygusu

Kardeşlerini veya örnek gösterilen yaşıtlarını kıskanan bir çocuk, yaşadığı rekabet duygusunu bastırabilmek için çalma davranışı gösterebilir. Bu nedenle uyum bozukluğu geliştiren çocuklarda görülen çalma davranışı, kıskandığı veya rekabet ettiği kişiden öç almak anlamına gelmektedir.

4. Sevgi ve ilgi eksikliği

Fiziksel ve ruhsal ihtiyaçların giderilmeyişi çalma davranışına neden olabilmektedir. Yeterince sevilmediğini düşünen, duygusal anlamda yeterince ilgi görmeyen çocuk, başkalarına ait eşyaları çalarak elde edemediği sevgi açığını gidermeye çalışır. Bu sebeple, kimsesiz çocuklarda, sokak çocuklarında ve aileleri tarafından dışlanmış çocuklarda çalma davranışı daha sık görülmektedir. Çocuklarında çalma davranışı olduğunu gören anne babalar, yanlış yaklaşımlarla işi daha da zorlaştırmamak için, mutlaka bir psikologla görüşmeli, onun yardımıyla çalmanın altında yatan sebebi bulmalı, bu sebebi ortadan kaldıracak şekilde tutumlarını değiştirmelidir

Bu haber toplam 8510 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum