Çocuklar korkar, hem de çok

Çocuklar korkar, hem de çok
Bir buçuk yaşında da olsa, küçük bir çocuk sıradışı bir sesten, ortamdan olumsuz etkilenir. Yaşanan travmaların tamiri ise acil müdahale edilmezse, çok zaman alabilir.

İLKNUR K. AKM / Sabah


Günlerdir aklım Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıyla meşgul... Haberi ilk duyduğumda, sanki oradaymış gibi içimi bir korku ve heyecan kapladığını biliyorum. Gemide bir buçuk yaşında bir de çocuk olduğunu duyduğumda ise nasıl bir telaşa kapıldığımı anlatamam... İlk düşündüğüm, o kadar küçük yaşta bir çocuğun neden orada olabileceğiydi... Bir sürü ihtimal geldi aklıma, ama hiçbiri Türker Kaan isimli bebeğin, o gemide olması gerektiğine ikna etmedi beni. Bir ara Türker'in annesi olmadığını ve babasının onu yanına almak zorunda kaldığını bile düşündüm, tabii tüm bunları yaparken bir yandan da gözyaşlarıma engel olamadım. Türker kimbilir nasıl korktu, neler hissetti, silahlı adamları ya da yerde kanlar içinde yatan birini gördü mü diye onlarca soru birikti beynimde... Ertesi gün her şey biraz daha aydınlanmıştı. Türker'in annesi de yanındaydı, babası geminin çarkçıbaşısıydı, neyse ki o korkunç olayların hepsine şahit olmamıştı... Bu arada gemide birçok gazeteci arkadaşımız gibi, ailesini bırakıp göreve giden SABAH muhabiri Mediha Olgun da vardı. Oğlu Arda'yı evinde bırakmış, ona bir an önce kavuşmayı bekliyordu eminim ki... Arda lise öğrencisiydi ama ne fark eder, annesinin bir gemide esir tutulduğu haberini alınca deliye dönmüştü kesin. Annesi ise kimseyi değil ama "Acaba oğlumu bir daha göremeyecek miyim?" diye kahrolmuştu şüphesiz... Ben anne olduğumdan beri dünyadaki tüm annelerin yerine kendimi, tüm çocukların yerine ise kızımı koyuyorum. Bir annenin korkularını, endişelerini görebiliyorum artık. Aynı şekilde bir çocuğun nelerden etkilenip, neye nasıl tepki vereceğini de...

ACI OLAYLAR AKLIMIZDA DEPOLANIR

Bu yaşanan olaydan sonra aklımı hep şu kurcalıyor, "Bir buçuk yaşında bile olsa, o gemide olmak bir çocuk için bir travmaya sebep olmaz mı?" Bunun cevabını vermeye ne bilgim, ne de yetkim olduğu için bir uzmana danıştım bugün. Prof. Dr. Ümran Korkmazlar, daha önce de görüşlerine başvurduğum çok değerli bir pedagog. Bana, "Yaşın küçük olması bir şeyi değiştirmez, bu çocukta bir travma sebebidir. Öncelikle o çoçuğun orada olması yanlış. Çocuklar bu ve benzeri olaylardan sandığımızdan çok daha fazla etkileniyor. Örneğin, yıllar önceki bir grup terapisinde, annesini yerde yaralı olarak gören iki buçuk- üç yaşlarında bir kız çocuğu vardı. Uzun süre kırmızı renge karşı öylesine bir tepki duymuştu ki, bunu ortadan kaldırmak çok zaman aldı. Kan gördüğü için kırmızı renge karşı aşırı bir tepki geliştirmişti. Acı verici yaşantılar genellikle aklımızda çözülmemiş bir biçimde depolanırlar. Bizi birçok açılardan rahatsız ederler ve sorunla başa çıkabilmek için, özellikle çocuklara psikolojik olarak acil yardım etmek ve destek olmak gerekir." Bir çocuk kendisinin ya da başkalarının yaşamına, fiziksel bütünlüğüne kast eden, ölüm, yaralanma gibi olaylara değil şahit olmak, bunların yanında anlatılmasından bile aşırı etkileniyor. Takıntılar, kâbuslar, yersiz korkular veya saldırganlıklar, sosyal ortamlardan uzaklaşma isteği, dil ve tuvalet becerilerinin gerilemesi, huzursuzluk ise çocuklarda görülebilecek travma sonuçlarından sadece birkaçı. Gazze'de ve tüm Filistin'deki bebekler için yüreğimiz yanıyor... Ama keşke Türker, akıbeti daha en başından belirsiz bir senaryonun parçası olmasaydı!

Bu haber toplam 2828 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.