ÇOCUĞUNUZUN ‘TİK’İ VARSA BU UYARILARI DİKKATE ALIN

ÇOCUĞUNUZUN ‘TİK’İ VARSA BU UYARILARI DİKKATE ALIN
Tikler, normal davranışı andıran, istem dışı, ani, tekrarlayıcı şekilde ortaya çıkan hareket ya da sesler olarak tanımlanıyor. ‘Tik’i bulunan kişiler, çocukluk döneminde ortaya çıkan stres faktörleriyle baş edemediği için bu sorunla yaşamak zorunda kalıyo


Tik bozukluğu kalıcı olan çocuklar kendilerini zamanla sosyal ortamlardan soyutluyor ve yalnızlaşıyor. Bu psikolojik ve sosyal sorunun kalıcı hale gelmemesi için yapılan medikal tedaviler ve terapilerde başarı elde edilebiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uz. Dr. Şaban Karayağız, temelleri çocukluk döneminde atılan tik bozuklukları ile ilgili bilgi verdi.

Motor ya da vokal tikler istem dışıdır

Temelde motor hareketlerin (kaş, göz oynatma ve el-kol hareketleri) istem dışı olarak tek bir uzuvda ortaya çıkarak, amaca yönelik olmadan ritmik hale gelmesi ve kasılma şeklinde kendini belli etmesine “tik” denilmektedir. Yeni bir harekete tik diyebilmek için bunun yinelenmesi, istem dışı ve amaca yönelik olmaması gerekir. Ayrıca vokal tik denilen sesle ortaya çıkan boğaz temizleme veya alışılmışın dışında ses çıkarma da tik kapsamına girmektedir. Bazen konu dışı belirli sözcükleri ya da deyişleri yineleme, küfür etme, duyduğu son cümleyi tekrar etme şeklinde de vokal tikler de oluşabilir. Ses çıkarma şeklindeki bazı tikler, alışılmışın dışındaki vücut hareketleriyle birlikte görülüyor ve anksiyete bozuklukları eşlik ediyorsa ‘Tourette Sendromu’  adı verilen genetik geçişli özel bir durum söz konusudur.


tik-bozukluklari.jpg


Çocukluktaki stres “tik” sahibi yapabilir

Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklarda görülen tik bozuklukları, özellikle ergenlik dönemine girmiş lise çağındaki gençlerde daha yoğun olarak görülmektedir. Diğer ruhsal sorunların altında yatan nedenlerde olduğu gibi tik bozuklukları da stres faktörlerine bağlı olarak gelişmektedir. Özellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan stres kaynaklarından olan anne ve babanın ayrılması, annenin dışında çocuğa bakıcı ya da aile bireylerinden birinin bakması, kreş sürecinin uzun olması gibi nedenlerle tik bozuklukları ortaya çıkmaktadır. 

Tikler 3-10 yaş arasında ortaya çıkıyor

Tiklerin altında genetik yatkınlık, hormonal faktörler, sosyal öğrenme ve stres faktörlerinin yattığı düşünülmektedir. İleri yaştaki çocuklarda ise eğitim-öğretim sürecindeki sınav stresi ve sosyal ortama ayak uyduramama gibi faktörler de bu soruna neden olabilmektedir. Aslında bir ya da birden fazla faktörün bir araya gelmesi ve havuzu taşıran son bir damla gibi ek bir faktör tik bozukluklarını tetikleyerek ortaya çıkarmaktadır. Kalıcı tik bozukluğu olan çocuklar zamanla kendilerine sosyal ortamlardan soyutlamaktadır. Normal çocuklara göre tepkileri de farklı olan bu çocuklarda tik bozuklukları 3-10 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. 

Yanlış cezalandırma sistemi seviyeyi artırır

Kısa süreli ve beden hareketleriyle ortaya çıkan bazı tikler geçici olabilmektedir. Bunlar bir yıldan daha kısa sürmekte ve kalıcı hale gelmemektedir. Çocuklarda görülen tiklerin büyük bir bölümü ise erişkinliğe ulaşmadan ortadan kalkmakta, küçük bir oranı kalıcı olmaktadır. Özellikle anne-baba ya da aile bireyleri tarafından yapılan yanlış cezalandırma sistemi ile stresi yükselten uyarılar tik seviyesini artırabilmektedir. 

Terapi uzmanlar tarafından yapılmalı

Tik bozukluklarında medikal tedaviler ve uzmanlar tarafından yapılacak terapiler yararlı olmaktadır. Bu soruna neden olan stres faktörü belirlendiyse, bireysel görüşmeyle yapılacak psikoterapi etkili olabilmektedir. Stresin arttığı durumlarda ise gerginliğin azaltılması adına çocuğa verilen destek ve ilgi tiklerin ortadan kalkmasına yardımcı olur. Gerekliği görüldüğü takdirde, ailenin de müdahil olduğu grup terapileriyle bu sorun çoğu zaman aşılabilir. Az da olsa % 5-10 gibi bir oranda bazı gençlerde tik bozuklukları hayat boyu devam eder. Bu sorun ne kadar küçük yaşta ortaya çıkarsa tedavide başarı elde etme oranı yükselmektedir. Tik bozuklukları çocuğun sosyal, akademik ve psikolojik durumunu etkileyecek duruma geldiyse kesinlikle bir psikiyatri kliniğine başvurması gerekir.  
 

Kaynak:Aktüel Psikoloji

Bu haber toplam 4016 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.