Beş vakit imam, her daim sporcu
SABAH - Bingöllü imam Nurettin Bulut, mesleğinin yanı sıra 15 yıldır antrenörlük yapıyor. Ezan-namaz-maçla dolu ya.amında, futbola 'haram' diyenleri takmadan elleriyle futbol sahası yaratıyor. Soyunma odası olarak ormanları kullanan futbolcuları ise onun bir dediğini iki etmiyor...
Bundan birkaç yıl önce Belçika'da imamlık yapan ve her maçtan önce Ayet-el Kürsi okuyan, camisinde Galatasaray için dualar ettiren fanatik Galatasaraylı Ali İhsan amcayla Ali Sami Yen'in eski açığında maç izlerken, hayatımın şaşkınlığını yaşamıştım. Meğer tribünde maçı 90 dakika ayakta izleyen Ali İhsan amca, yalnız değilmiş. Onun gibi imamlık yapan Nurettin Bulut, Bingöl'ün Ekinyolu köyünün Köprübaşı mezrasında tam 15 yıldır antrenörlük yaparak, bir efsane haline gelmiş. 18 yıldır imamlık ve müezzinlik yaptığı köyde kurduğu Kervansaray Spor Kulübü'nün hem başkanı, hem teknik direktörü olan Nurettin Bulut'u belki ülkemizde kimse tanımıyor ama onun ünü çoktan sınırlarımızı aşmış, Almanya'lara kadar ulaşmış durumda. Çünkü geçtiğimiz yıl Alman ZDF kanalı Bulut'u tam iki saatlik bir belgesele konu yapmış.
Futbolcularının 'melle' diye hitap ettiği Bulut, hayatını futbola adamış ve "Spor olmazsa hayatım tatsız-tutsuz olur," diyecek kadar kararlı bir din adamı. Bingöl İmam Hatip Lisesi'nde okurken kalecilikle başlayan futbol sevdası, üniversitede ve imamlıkla süren yaşam serüveninde olmazsa olmazlarından biri olmuş.
Karşımızda bugün ölecekmiş gibi ahiret için çalışan, ama hiç ölmeyecekmiş gibi de dünya işleriyle meşgul, sosyal dayanışmaya sonuna kadar inanan, bütün umudunu gençlere bağlayan bir adam var. Futbolla bu kadar ilgilendiği için çevresinden 'gavur', 'onun arkasından namaz kılınmaz' gibi tepkiler alsa da, şimdiye kadar hiç yılmamış, futboldan hiç vazgeçmemiş.
Nurettin Bulut'un günü 04.30'da başlıyor. Şehir merkezindeki evinden banka kredisiyle ve aslında futbolcuların malzemelerini taşımak için aldığı arabasına binerek 10 kilometre ilerideki Köprübaşı'ndaki camisine gidiyor, sabah ezanını okuyor, cemaate sabah namazını kıldırıyor.
Ardından evine dönüp bir-iki saat daha uyuduktan sonra, sabah sporu için Bingöl şehir stadının yolunu tutuyor.
Bir saatlik bir koşu ve kondisyon hareketlerinden sonra, duşunu alıp öğle namazı için caminin yolunu tutuyor. İkindiye kadar camideki işlerini yapıyor, cemaatin sorunlarını dinliyor. Ardından antrenman saati gelip çatıyor.
Akşam namazına kadar süren antrenmanı akşam ezanı ve namazı takip ediyor. Yatsıyı da kıldırdıktan sonra, köyün kahvesinde köylülerle zaman geçiriyor ve evinin yolunu tutuyor.
HEM FUTBOL HEM OKUL
Nurettin Bulut, 1998'de Köprübaşı'nda imamlığa başladıktan sonra köydeki gençlerin serseri mayın gibi dolaştığını görünce gençleri toplamış ve futbola kabiliyetli olanları ayırmış.
Bununla yetinmemiş komşu köylerden gençleri de takıma almış ve el attığı her köy kendi amatör takımını kurup, amatör ligde top koşturmaya başlamış. Kardeşler, Ağaçeli, Sarıçiçek köylerinin de artık onun sayesinde bir futbol takımları var. Ancak takıma aldığı gençlerin sadece futbola yetenekli olmalarıyla ilgili değil, Nurettin Bulut. Okuldaki başarıları da onun için önemli.
Okulda başarısız olan, derslerini boşlayan öğrencileri kesinlikle takıma almıyor. Başarılı olanları da velileriymiş gibi takip ediyor, dersaneye gitmelerini sağlıyor. Bulut'un şu anda Kars, Van, Erzurum üniversitelerinin yanı sıra, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde bile öğrencileri var.
Futbol için cebinden para harcıyor
Kervansaray Spor Kulübü'nün tarladan bozma toprak sahasını belediyeden rica minnet getirdiği araçlarla düzelten, saha çizgilerini tebeşir tozuyla kendi elleriyle çeken, tahta kale direklerini kendi elleriyle diken Nurettin Bulut, futbola o kadar inanıyor ki, futbolcularının formalarını bile evinde yıkıyor. Dindar nüfusun oldukça fazla olduğu kentte, oynadığı topu Hz. Hüseyin'in kafasına benzetenlerle az mücadele etmemiş. "Halbuki gençler top oynamasa kahve köşelerinde çürüyecek, dinimize göre haram olan bu," dediği yaşlıları bir türlü ikna edememek zaman zaman canını sıkıyor. Nurettin Bulut, Bingöl'de futbolun yaygınlaşması için az buçuk memur maaşını bile bu uğurda harcamaktan çekinmiyor. Amatör takımların ne federasyondan, ne işadamlarından, ne de Bingöl halkından destek alamadığını bu yüzden maddi olarak çok zorlandıklarını söylüyor: "Minibüs falan kiralamak gerekirse, borca tutuyoruz. Aylığı alınca veriyorum." Kendi bütçesiyle ite kaka götürdüğü amatör futbolun desteklenmesi gerektiğini, o yüzden gelecek bütün yardımlara açık olduğunu söyleyen Bulut sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu gençlere destek olmayan herkes Ziraat Bankası Bingöl Şubesi'ndeki Kervansaray Spor Kulübü'nün hesabına katkı yapabilir."
Diyanet'ten takdirname
Önyargıların yarattığı endişe nedeniyle bir süre Diyanet'in de tepkisini ne olacağını kestirememiş Bulut. Fakat Diyanet'ten gelen takdirname yüreğine su serpmiş. Bazı din adamlarının sporun yanısıra güneş enerjisiyle ısıtılan suya bile haram dediğini anlatan Bulut, sadece ahiretin düşünüldüğü bir din anlayışını eleştiriyor. "Kuran'da sporun haram olduğu yazmaz," diye konuşan Bulut, hiçbir Müslüman'ın robot gibi yaşamaması gerektiğini belirtiyor.
Soyunma odaları ormanlık alan
Kervansaray-Çaytepe Gençlik maçındayız. Köyün üst kısmındaki tarladan bozma sahada tozun dumana karıştığı maça başlamadan önce Bulut'un arabasının bagajından çıkan forma, ayakkabı, krampon, tozluk dolu çuvallara çılgınca saldırıyor köyün gençleri. Forma kapma yarışını kazananlar, soluğu sahanın etrafını çeviren meşe ağaçlarıyla dolu ormanlık alanda alıyor. Onların soyunma odaları ağaç arkaları. Utangaçça soyunup formaları üstlerine geçiriyorlar ve değme profesyonellere taş çıkartan Bingöl'ün gençleri, kıran kırana bir maça başlıyorlar. Kervansaray'ın 3-2 kazandığı maçı büyük bir soğukkanlılıkla izliyor Nurettin Bulut. Sessizce maçı okuyor ve akıllıca değişiklikler yapıyor. En büyük hayalinin 16 köyün gençlerinin yararlandığı bir spor kompleksi yaptırmak olduğunu anlatıyor. Kendisi için tek idealiyse, 3. ligde profesyonel bir futbol takımını çalıştırmak. Ama köy gençlerini de sahipsiz bırakmayacağını söyleyerek uğurluyor bizi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.