1. HABERLER

  2. PSİKOLOJİ

  3. Alışveriş Bağımlılığının Çözümü Kanaatli Olmaktır

Alışveriş Bağımlılığının Çözümü Kanaatli Olmaktır

Duydukları öfke, huzursuzluk, yalnızlık, hayal kırıklığı gibi duyguları alışveriş yaparak atmaya çalışanlar, tıpkı bir kumar bağımlısının yaşadıklarını hissediyor. Kadınlar giyim-kuşam, erkekler ise daha çok elektronik eşya alıyor.

A+A-

"Parası yeterli mi, kredi kartını ödeyebilecek mi, aynı ayakkabıdan 12 tane almasına ya da aynı marka ürünün tüm renklerine ihtiyacı var mı?"... Alışveriş hastaları maalesef bu soruların hiçbirine cevap aramıyor. Bir kıyafet için kredi kartından 20 bin lira çektiren alışveriş bağımlısı A.K., bu hastalıktan kurtulmak için arkadaş çevresini değiştirdiğini anlatıyor. "Alışveriş yapabilmek için kumara başvuran birçok arkadaşım vardı." diyor. Özgüven duygusunu tatmin etmek için pahalı markalardan alışveriş yapmayı bir mecburiyet gibi algıladığını söyleyen A.K., gördüğü tedavinin ardından normale döndüğünü belirtiyor. O dönemdeki ruh halini ise şöyle özetliyor: "Annemin, babamın kartını alıp alışveriş yapıyordum. Düşünmüyordum bir kıyafete 20 bin lira verilir mi verilmez mi? Tek isteğim içimdeki boşluğu doldurmaktı. Pahalı bir şey almazsam kendimi ezik hissediyordum."

Uzmanlar, alışveriş hastalarını tıpkı uyuşturucu, alkol ve sigara bağımlıları gibi değerlendiriyor. Aile danışmanı Fatma Taş, evli bir beyin eşinin durumunu görmesi için kendisini evine çağırdığında gördüğü manzara karşısında hayrete düştüğünü ifade ediyor: "Evin tabanından tavanına kadar her yer kutularla doluydu." Psikolog Mehtap Kayaoğlu, alışveriş bağımlılığındaki artışa dikkat çekiyor: "4-5 yıl öncesine kadar bize danışan 10 kişiden biri alışveriş bağımlısıydı, şimdi bu rakamın 6 kat arttığını görüyoruz." "Kredi kartının yaygınlaşması ve yoğun reklam çalışmaları alışveriş bağımlılığını artırdı."diyen Prof. Dr. Kemal Sayar ise bu hastalığın en büyük sebebinin manevi değerlerin yitirilmesi olduğunu vurguluyor.


Bazı insanlar için alışveriş yapmak; dertlerden kurtulmak, yalnızlığını gidermek, sıkıntılarını aldıklarıyla telafi etmek anlamına geliyor. Alışveriş çılgınlığı önü alınamadığında, maddi ve manevi yaralara yolaçıyor. Alışverişe çıkmak, alışverişkolikler için ihtiyacını almaktan öte bir şey. Alışveriş hastaları genelde, "Param yeter mi, kredi kartımın limiti var mı, aynı ayakkabının farklı renklerini almam gerekir mi, aynı marka elektronik ürünün tüm versiyonlarına ihtiyacım sözkonusu mu?" diye düşünmez. Uzmanlar alışveriş bağımlılığını uyuşturucu, alkol, sigara bağımlılığı gibi değerlendiriyor.

Bir kıyafet için kredi kartından 20 bin lira çektiren alışveriş bağımlısı A.K., arkadaşlarının da alışveriş bağımlısı olduğunu söylüyor. Alışveriş bağımlılığından kurtulmak için arkadaş çevresini değiştirdiğini belirten A.K., bazı arkadaşlarının alışveriş yapmak için kumara bile başvurduğunu aktarıyor. Özgüven için pahalı markalardan alışveriş yapmayı bir mecburiyet gibi algıladığını söyleyen A.K., tedavinin ardından şimdi alışveriş bağımlılığından kurtulmuş durumda.

ALIŞVERİŞ HASTALIĞI NEDİR?

Psikolog Fazilet Seyidoğlu, alışveriş hastalığını; zihinsel ve duygusal zorluklar yaşayan kişinin (korku, endişe, öfke, hayal kırıklığı, yalnızlık) kendini kontrol edememesi, dürtüsel olarak gelen bir şeyler satın alma isteğine karşı koyamaması ve ihtiyacı olmadığı halde çok sayıda kendini çekici, güçlü ya da güvenli halde düşündüğü eşyaları satın alması şeklinde açıklıyor. Kişi alışverişi yaptığı anda rahatlama, haz alma sonrasında ise depresif duyguların önde olduğu pişmanlık, suçlulukla birlikte kendine öfke hisseder. Seyidoğlu, bunun psikiyatrik ciddi bir rahatsızlık olduğunu belirtiyor.

Psikolog Mehtap Kayaoğlu, alışveriş bağımlılığının 4-5 yıl öncesinde, kendilerine danışan on kişiden birinde görülürken son zamanlarda her on kişiden altısında rastladıklarına dikkat çekiyor. Şiddetli geçimsizlik sebebiyle aile danışmanlarına başvuran çiftlerin çoğunda alışveriş bağımlılığını saptadıklarına dikkat çeken aile danışmanı Fatma Taş ise evli bir beyin, eşinin alışveriş bağımlısı olduğunu söylerken durumu daha iyi anlaması için kendisini evine çağırdığını aktarıyor. Fatma Taş, hastasının evinde gördüğü manzarayı şu sözlerle anlatıyor: "Eve gittiğimde gözlerime inanamadım. Evin tabanından tavanına kadar her yer kutularla doluydu. O kadar çok alışveriş yapmıştı ki aldıklarını eve sığdırmak için bir kutuya koyup yığmış. Ama yine de evin içine yürüyecek yer kalmamıştı. Kutuları eve gelen misafirlere içini açıp bakmadan hediye ediyormuş. Merak ettim kutulardan birini açıp baktım. İçinde çatal, bıçak, bardak türü şeyler ve kutuların hepsinin içinde aynı şeyler."

Alışveriş bağımlılığının çözümü kanaattir

"Kredi kartının yaygınlaşması ve dev reklam şirketlerinin yoğun çalışmaları nedeniyle son zamanlarda alışveriş bağımlılığında artış gözlenir oldu." diyen Prof. Dr. Kemal Sayar da, alışveriş bağımlılığının en büyük etkeninin manevî değerlerin yitirilmesinden kaynaklandığını vurguluyor. İnsanların yitirilen değerlerin yerini bir şeyler alarak doldurmaya çalıştığına dikkat çeken Sayar, "Çözüm için tek kelime, kanaat yeter diyorum. Bizi insan kılan değer ele geçirmek değil, ele geçirmeyi reddetmektir." ifadelerini kullanıyor.

Yeni Şafak

Bu haber toplam 3884 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.