10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü
Dünyada 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim günü “Ruh Sağlığı Günü” olarak kutlanmaktadır. Halkın ruh sağlığı ve hastalıkları konusunda aydınlatılmasına hizmet etmek üzere oluşturulan bu özel günde ruh sağlığının insan yaşamındaki önemi temel alınmaktadır.
Dünya Ruh Sağlığı Günü;(10 Ekim) Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu'nun bir projesi olarak doğmuştur. Ruh sağlığı hastalığından muzdarip olan kişilerin ve yakınlarının seslerini duyurmak amacıyla 1992 yılından bu yana 10 Ekim dünya ruh sağlığı günü olarak belirlenmiş durumda. Ruh sağlığı gününün amaçlarını şu ana başlıklarda özetlenebilir:
Ruh sağlığı hastalığından muzdarip olanların sesini duyurabilmek, toplumda ruh sağlığı konusunda bilgi ve anlayışın artmasını sağlamak.
Kişinin ruh sağlığını ve yaşam işlevlerini koruyup desteklemek.
Psikiyatrik ve nörolojik hastalıkları önlemek.
Psikiyatrik ve nörolojik hastalıkların tedavi ve bakımını geliştirmek.
Türkiye'nin bir çok yerinde 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı günü dolayısıyla çeşitli etkinlikler yapıldı, ruh sağlığı alanında yaşanan sorunlara dikkat çekildi.
Merkezi çamlıcada bulunan KİM PSİKOLOJİ Psikolojik Danışmanlık Merkezi, resmi açılışını 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı gününde seçkin davetlilerin katılımıyla gerçekleştirdi. Açılışta Ruh Sağlığı alanında yaşanan sorunların toplumsal bilinçlenmeyle daha kısa sürede ve etkili bir şekilde aşılabileceğine vurgu yapıldı. Açılışa Üsküdar Kaymakamı, Üsküdar Belediye Başkanı, Ümraniye Belediye Başkanı, Üsküdar Milli Eğitim Müdürü, Üsküdar Müftüsü, çeşitli basın yayın kuruluşlarında yazan yazarlar, Rehber Öğretmenler, Psikologlar, basın mensupları ve çeşitli kurumlardan temsilciler katıldı.
Ayrıca, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı günü dolasıyla Türkiye Psikiyatri Derneğinden ruh sağlığıyla ilgili çeşitli açıklamalar yapıldı. Yapılan açıklamaların ayrıntısında şunlar vurgulandı:
Türkiye Psikiyatri Derneğini Genel Sekreteri Doç. Dr. Burhanettin Kaya, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, hem eğitim düzeyinin hem de gelir düzeyinin düşüklüğünün ruhsal bozukluk sıklığını 2,5'ar kat artırdığının saptandığını bildirdi.
Doç. Dr. Kaya, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Psikiyatri Derneğinin, uluslararası alanda da sıklıkla vurgulanan yoksulluk ve sosyal dışlanma konusunun, ruhsal sorunların yaygınlaşması açısından en belirleyici unsur haline geldiği kanısında olduğunu belirtti. Doç. Dr. Burhanettin Kaya, Türkiye İstatistik Kurumunun 2006 yılı verilerine göre, Türkiye nüfusunun yüzde 17.84'ünün yoksulluk sınırının altında yaşamını sürdürdüğüne işaret etti.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre hem eğitim düzeyinin hem de gelir düzeyinin düşüklüğünün ruhsal bozukluk sıklığını 2,5'ar kat artırdığına dikkati çeken Kaya, açıklamasında, şu görüşlere yer verdi: 'Yoksulluk ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Ülkemizden elde edilen verilerde de ruhsal sorunlar sosyal sınıf, eğitim, gelir ve yaşanılan bölgenin gelişmişlik düzeyi ile olumsuz bir ilişki gözlenmektedir. Yoksulluk ve şizofreni arasındaki ilişki de uzun yıllardır bilinmektedir. Yoksulluğun göstergeleri olarak kabul edilen, ailenin sınıfsal konumunun düşük olması, annenin vitamin depolarının yetersizliği, gebelik sırasında geçirilen ateşli ve bulaşıcı hastalıklar, hipoksiye (oksijensiz kalma) neden olan doğum zorlukları, göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmek gibi sebepler, şizofreni ortaya çıkma riskini ve yaygınlığını artıran etkenlerdir. Son yıllarda bu yönde çok önemli kanıtlar elde edilmiştir. Ayrıca ruh sağlığı sorunu olan bireyler yoksulluk nedeniyle tedavi girişimlerinden daha az yararlanabilmektedirler. Daha fazla sosyal yalıtılmışlık ve damgalama yaşamaktadırlar. Ruhsal hastalıkları nedeniyle bu kişiler çalışabilir durumda oldukları zaman bile çok daha az iş bulabilmekte, çalışamadıkları için yoksulluğa ve güvencesizliğe daha kolay maruz kalmaktadırlar.'
Kaya, bu nedenle yoksulluğa karşı mücadelede tüm toplumu ve özellikle riskli grupları kapsayan etkin devlet politikaları geliştirilmesi ve gelir dağılımı eşitsizliklerinin giderilmesi için her aşamada etkin çalışmalar yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Konya İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, yaptığı yazılı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, dünyadaki her dört kişiden birinin hayatının bir döneminde ruhsal bir hastalığa yakalandığını belirtti.
Küçükkendirci, bunun anlamının dört kişilik bir ailede, aileden bir kişinin hayatının herhangi bir döneminde ruhsal hastalığa yakalanması olduğunu ifade etti.
Türkiyede ruhsal hastalıklara yakalananların yüzde 75'ten fazlasının herhangi bir tedavi görmediğini belirten Küçükkendirci, şunları kaydetti:
'Ruh Sağlığı Haftası'nın amacına ulaşabilmesi için, ruhsal hastalıkların farkındalığını artırabilmek, toplumumuzda oluşmuş önyargı ve peşin hükümleri kırabilmek, erken teşhis ve tedavinin önemini anlatabilmek amacıyla koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesi önemlidir. Koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinde genel nüfusa oranla çocuk nüfus üçte birlik bir paya sahip. Bu da geleceğin yetişkinleri olması açısından çocuk ve ergen ruh sağlığının öneminin ne kadar büyük olduğunu göstermekte ve çocukların normal gelişimlerini desteklemeye yönelik eğitici programların oluşturulmasının gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.'
Küçükkendirci, insan gelişiminin en kritik dönemi olan "adölesan dönemde" fiziksel ve ruhsal sağlığın korunmasının çok önemli olduğunu, bu dönemde gençlerin, yeme bozuklukları, risk alıcı davranışlar, bağımlılık yapıcı madde kullanımı ya da intihar gibi ciddi ruhsal sorunlarla karşı karşıya kaldığını vurguladı.
Hakkari Eğitim, Sanat Kalkınma ve Araştırma Derneği (HESKADER) Başkanı Sefer Kaçmaz, Türkiye'de ruhsal hastalıklara yakalananların yüzde 75'ten fazlasının herhangi bir tedavi görmediğini, bunun için toplumda oluşmuş önyargı ve peşin hükümleri kırabilmek, erken teşhis ve tedavinin önemini anlatabilmek amacıyla koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesinin önemli olduğunu söyledi.
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yayınlayan Sefer Kaçmaz, doğumdan yaşlılığa kadar geçen süre içinde beden sağlığının korunduğu gibi ruh sağlığının da korunması gerektiğini söyledi. HESKADER olarak 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'nde ruh sağlığı ile ilgili konu ve sorunları gündeme taşıyacaklarını ifade eden Kaçmaz, "Yıllardır bölgemizde gerginlik ve şiddet ortamı içinde yaşayan, o ortam içinde sosyalleşen, oyun oynar gibi katıldıkları eylemlerin hukuki karşılıklarını idrak edemeyecek yaştaki çocukların akıl ve ruh sağlığını tehdit etmektedir. Dünyanın neresinde olursa olsun her 4 kişiden biri yaşamının en az bir döneminde önlenebilen, ortaya çıktığında da başarılı bir şekilde tedavi edilebilen ruhsal sorunlarla boğuşmaktadır. Akıl sağlığımızı tehdit eden faktörleri, sadece gazetelere ve televizyon yayınlarına ve Geçitli köyü ile mayınlı olaylarına bakmamız yeterli olacaktır. Bebeklerine işkence eden ana-babalar, aile eliyle öldürülen veya intihar ettirilen genç kadınlar, tecavüzler, her çeşit şantajlar, işsizlik, göçler, afetler ve cinayetler.
Depresyon dünyada en sık görülen ruhsal hastalıktır. Yapılan araştırmalar, yeryüzündeki her 100 kadından 10'u, her 100 erkekten 6'sında depresyon görülmektedir. Bu nedenle de özellikle her kadının ve çocuğun bedensel gelişiminin yanında mutlaka ruhsal gelişiminin de izlenmesi gerekmektedir. Çünkü çocuğun öğrenme ve gelişim kapasitesi ile yakından alakalıdır. Türkiye'de ruhsal hastalıklara yakalananların yüzde 75'ten fazlasının herhangi bir tedavi görmediğini, toplumumuzda oluşmuş önyargı ve peşin hükümleri kırabilmek, erken teşhis ve tedavinin önemini anlatabilmek amacıyla koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesi önemlidir" şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.