Stres altında üreme durur!

Stres altında üreme durur!
Stresin kadınkısırlığındaki etkisi daha fazla. Stresi algılayan beyin, üreme fonksiyonunu durduruyor.

Ayşegül Aydoğan Atakan / MİLLİYET

Yaşam tarzı, genel sağlığımızı olumlu ya da olumsuz etkilediği gibi üretkenliği de büyük ölçüde etkiliyor. Sigara, çevreden ve gıdalardan aldığımız kimyasallarla birlikte stres faktörü, üreme fonksiyonlarını olumsuz etkileyen etmenlerin başında geliyor. Türkiye’de genç nüfusta erkek kısırlığının daha çok görüldüğünü söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Sağlığı Bölümü Koordinatörü Prof. Dr. Aydın Arıcı, bunun nedenleri ve doğurganlığı olumsuz yönde etkileyen faktörlerle ilgili sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor.

■Çevresel etkenlerin doğurganlık üzerindeki etkisi nedir?


Sperm hücresi erkek vücudunda en çok üreyen hücrelerden biridir. O yüzden çevresel etkilerden daha fazla etkilenir. Sperm üretimi yaklaşık 3 ay sürer. O arada olabilecek çevredeki kimyasal maddeler, radyasyon, zehirler ve gıdalara kontrolsüz olarak verilen hormonlar üreme organlarını etkiler. Avrupa ve Amerika’da sperm sayıları 1940’lardan bu yana azaldı. 30 - 35 yaş grubu erkeklerde sperm sayısı, her 10 yılda bir yavaş
yavaş azalıyor. 1930’larda ortalama 50 milyon olan sperm sayısı günümüzde 30 milyona inmiş durumda. Bazı ülkelerde erkek kısırlığında ciddi bir artış var bu ülkelerden biri de Türkiye.

■Ülkemizdeki erkek kısırlığının en önemli nedeni nedir?

Bir dönem kontrolsüz tarım ilaçlarının kullanılması bir neden. Ayrıca kabakulak aşılarının Türkiye’de kullanılmaması sonucu buluğ çağında oluşan hastalıklar, ileride kısırlığa sebebiyet vermiştir. En önemli noktalardan biri de yenidoğan bebeklerde mutlaka testis kontrolünün yapılması gerekliliği. İnmemiş testis dediğimiz sorun, yenidoğanda teşhis edilmezse o çocuk büyüdüğünde sperm üretimi yapamaz. Hastanelerde doğum yapılmaması ve dolayısıyla yenidoğana muayene yapılmaması da ülkemizdeki erkek kısırlığının önemli nedenlerinden.

■Peki sigaranın rolü nedir kısırlıkta?

Sigara damarlarda daralmaya neden olduğundan her organda kan akımının azalmasına yol açar. Günde 1 paket sigara içen bir kadın, yaklaşık 3 yıl daha erken menopoza girer. Sigara yumurtalığı bu kadar etkiliyorsa doğurganlığı da etkileyeceğinden eminiz. Erkeklerde de sperm hareketliliği ve sayısı da testise giden kan dolaşımının sigaraya bağlı azalması nedeniyle düşer.

■ Oluşan bu zararlar sigara bırakıldıktan sonra geri döndürülebilir mi?

Maalesef kadınlarda yumurtalar daha önce üretilmiş olduğu için sadece negatife doğru gidiş gözlenebilir. Sigara bıraktıktan sonra
pozitif açıdan gözlenebilecek tek şey hamile almasıdır kadının. Hasar görmüş olan yumurtalar tekrar sağlıklı hale dönmezler. Spermde ise durum farklı. Sigarayı bırakan erkekte sperm sayısında ve hareketliliğinde az da olsa artış görülür.

Doğal yollardan çocuk isteyenlere öneriler

● Öncelikli olarak sigarayı bırakın.
● Sürekli alkol alıyorsanız mutlaka bırakın. Arada bir içilen alkolün ise zararı yok.
● Kahve, çay gibi kafein içeren içecekleri azaltın.
● Suni boyalarla boyanmış, kimyasal maddeleri çok içeren, içinde koruyucu olan katkı maddeli gıdaları çok tüketmeyin.
● Sık yapılacak ilişkide sperm hacmi ve sayısı düşeceğinden, çok ara verildiğinde de spermin hareketliliği azalacağından gün aşırı
yapılacak ilişki hamilelik açısından en uygunudur.

Sıfır beden modasının etkisi
● Doğurganlık fonksiyonlarının olumsuz etkilenmesinde stresin ne derece etkisi var?

- Tek başına stres, daha ziyade kadınlarda infertilite sebebidir. Çünkü kadınlarda yumurtlama fonksiyonunu beyin idare eder. Beyin, stresi algıladığı zaman üreme fonksiyonunu durdurur.
Dolayısıyla yumurtlama durur. Mükemmeliyetçilik nedeniyle çocuklarımızı ilkokuldan itibaren üniversiteye girebilmeleri için bir yarışa sokuyoruz. Her yarışta biraz geride kalan büyük strese giriyor. O yüzden üreme sisteminin bu tür hormonal bozuklukları,
yani yumurtlamanın olmaması gibi sorunları sıklıkla görüyoruz. Özellikle de belirli zümrelerde.

●Kimlerde görüyorsunuz bu durumu?

Mükemmeliyetçi ailelerin çocuklarında, başarıya yönelik kişilerde
bunu görüyoruz. Hem okulda başarılı olup hem spor yapıp hem de gıdalarına çokdikkat ederler. Bu tür kişiler, genellikle zaten düzenli adet görmezler ve yumurtlama fonksiyonları yoktur. Stres o açıdan önemli.

● Sürekli stres altında olan bir kadının hamile kalması zor diyebilir miyiz?

- Kesinlikle. Hatta kısırlık tedavisi de kendi başına çok streslidir. Bazen o tedavilerde biraz da stresin etkisiyle başarısız olunduğunda çift, yaz gelince tedaviyi bırakıp, tamamen unutup tatile gider. Stressiz bir ay geçirdiklerinde kadın hamile olarak geri döner. Bu da stresin gerçekten üremeyi negatif etkilediğinin en önemli ispatlarından.

●“0” beden modasından kadınların üreme fonksiyonlarının olumsuz etkilendiğini söylemek mümkün mü?

- Tabii ki. Yağ, vücudumuzdaki en aktif hormon üreten organlardan biridir. Özellikle kadınlarda gerek böbrek üstü bezinin gerekse yumurtalığın ürettiği erkeklik hormonlarını, kadınlık hormonuna çeviren organdır. Dolayısıyla yağ dokusu azaldığı anda östrojen üretimi de azalır. Bu nedenle de genç kızsa buluğ çağına geçemez. Daha ileri yaşlarda da normal üreme
fonksiyonu durur.

●Bu nedenlerle kadının beden kitle indeksini (BKİ) hamile kalmak isteyenler için önemsiyor musunuz?

- İki uçta da yardımcı üreme teknikleri uygulanmaması gerekir. Ancak vücut oranları normale geldikten sonra bu tedavinin başlaması lazım. Çok ileri derecedeki şişman kişilere bu tedavileri uygulamak hem risklidir hem de başarı oranı düşüktür. Tabii çok zayıf kişilerde de aynı şey geçerli.

Bu haber toplam 3483 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.