Söz Küçüğün Adlı Oyunla İdeal Toplum

Söz Küçüğün Adlı Oyunla İdeal Toplum
İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi’nin hazırladığı Söz Küçüğün adlı oyunla çocuklara insan hakları öğretiliyor, gündelik hayatta başlarına gelebilecek olaylar karşısında haklarını nasıl arayabilecekleri anlatılıyor.

Yaşadığın ülkenin resmi dili anadilinden farklı. Bu dilde konuşmayı sonradan öğrendiğin için okulda zorlanıyorsun. Öğretmeninin sorularına cevap veremiyorsun. ‘Yaşadığım ülkenin resmi dilini daha iyi öğrenmeye çalışırım o zaman’ diye bir karar mı alırsın, ‘Neden ben de anlayabileceğim bir dilde eğitim alamıyorum?’ diye mi sorarsın? Ya da boş zamanlarında çizgi roman okumayı seviyorsun. Baban zamanını boşa harcıyorsun diye kızıyor. ‘Ah be babacığım, boş vaktimi istediğim gibi geçireyim bari!’ mi dersin, ‘Bana kızarak sen vaktini boşa harcıyor olabilir misin babacığım?’ diye mi sorarsın? Bu sorulardan bir mülakattan değil bir kutu oyunundan alıntı... Oyunun amacı ise çocuklara eğlendirirken aynı zamanda haklarını da öğretmek...

İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi (ÇOÇA), 2007’de çocuk haklarının bilinirliliğini artırmak için çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla bir grup akademisyenin bir araya gelmesiyle kuruldu. Anne Çocuk Eğitim Vakfı’yla (AÇEV) birlikte yürüttükleri Anne Güçlendirme Programı, çocuk hakları atölyeleri gibi birçok proje üzerinde çalışan bu topluluğun en çok dikkat çeken projesi ise Söz Küçüğün kutu oyunu.

ÖZGÜVENLERİ ARTTI

Bu oyunun çocukların toplumda eşit fırsatlarla var olabilmelerine katkısı olduğunu belirten Söz Küçüğün projesi koordinatörü Melda Akbaş “Bu projeyi ilk kurulduğumuz günden beri hayata geçirmek istiyorduk. Bir takım aksiliklerden dolayı projeyi geçtiğimiz yaz uygulamaya başladık. Oyun olarak hazırlamamızın sebebi ise insan hakları dediğimiz olgu. Bu, çocuklara konuşularak anlatılabilecek bir şey değil. Biz bunu oyun gibi temelinde eğlence olan bir şeye dönüştürerek uyguladık ve çok güzel geri dönüşler aldık” diyor.

Oyunun yaş grubunu 10-15 yaş arasında belirlediklerini söyleyen Akbaş şöyle devam ediyor: “ÇOÇA olarak beraber çalıştığımız 10 tane öğrencimiz var. Her hafta burada buluşup oyun oynuyoruz. İlk başlarda sıkıldılar ‘Bu nasıl bir oyun?’ dediler fakat daha sonra keyif almaya başladılar. Kendi hakları üzerine yetişkinlerin çok fazla karar verdiklerini, halbuki kendilerinin de karar verebilecekleri keşfettiler. Özgüvenleri arttı, toplumda söz söyleyebilir oldular. Artık bu oyunu biz tanıtmak yerine onların tanıttığını biliyoruz, okulda arkadaşlarıyla oynuyorlar.” Tuvana Okuma İstekli Çocuk Vakfı (TOÇEV),  AÇEV gibi kuruluşlar ve üniversite çevresindeki okullarla iletişim halinde olduklarını belirten Akbaş “Oyunu Türkiye’nin dört bir noktasına yolladık. Özellikle öğretmenler projeyi çok sahiplendi ve okullarında da uyguluyorlar. Ailelerden de çok olumlu tepkiler aldık” diyor.

DÖRT KİŞİYLE OYNANIYOR

Dört kişiyle oynanan oyunda, çocukların amacı ise kullanamadıklarını fark ettikleri haklarının yazılı olduğu kartları açtırarak onları kullanılabilir hale getirmek. İşleyiş Monopoly mantığına çok yakın. Sırası gelen zar atıyor ama geldiği noktaya göre ‘olay’ kartlarından birini çektiğinde bir önceki oyuncu soruyor. Örneğin “Mahallenizdeki düğünde silah kullanıldı. Ailenizden biri yaralandı. Ailenle birlikte şikayetçi olmayı mı seçersin? ‘Silahın şakası olmaz, mahalleliyle beraber vuranı döveriz’ mi dersin. Yoksa ‘İstemeden oldu. Hastane masrafları karşılanırsa şikayetçi olmayız’ diye mi düşünürsün?” diyor. Oyunda temel olarak gündelik hayatta başa gelmesi muhtemel olaylarla haklar arasında bağlantı kurulması hedefleniyor Verilmesi gereken cevap, doğruluğunu, özünde bir çocuk ve temel insan hakkı barındırmasından alıyor. İsabetli yanıt; istek, destek, cesaret, saygı ve çaba çeşitleri bulunan ‘çare’ pulcuklarından kazandırıyor oyuncuya. Hepsinden bir beşli yapınca bir hak kartı kazanıyorsunuz. Hakkınızı bilmeniz yetmiyor, o haklara sahip olmanız gerekiyor. 15 hak kartı açıldığında ideal bir topluma ulaşmış oluyorsunuz. Tarifi karışık görünse de, zarlar atılıp kartlar çekilip oyuncular arası ‘çare’ değiş tokuşları başladıkça eğlenceli ve heyecanı da eksik olmayan bir oyunun ortasında buluyorsunuz kendinizi.

Şimdilik satılmıyor

Söz Küçüğün oyununu tasarlayan ekip Ali Kırkar, Burcu Oy, Ferhat Mahir Çakaloz, Gülesin Nemutlu, Yaman Ural, Ayşe Beyazova, Emrah Kırımsoy, Gözde durmuş, Meltem Ceylan, Zeynep Kılıç’tan oluşuyor. ÇOÇA’nın kar amacı gütmeden tasarladığı oyun satılmıyor. www.cocukcalismalari.bilgi.edu.tr adresinden bir sivil toplum kuruluşu, okul ya da benzer bir kurum adına oyunu talep etmeniz mümkün.

FATMA KARAMAN

[email protected]

Bu haber toplam 7516 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.