‘Şişman çocuk’ intikamını diyetisyen olarak aldı

‘Şişman çocuk’ intikamını diyetisyen olarak aldı
Çocukluğunu fazla kilolarıyla mücadele ederek geçiren ve bunu bir hırs haline dönüştüren Çağatay Demir geçmişin acısını başarılı bir beslenme ve diyet uzmanı olarak çıkardı.

Çocukluğunu fazla kilolarıyla mücadele ederek geçiren ve bunu bir hırs haline dönüştüren Çağatay Demir geçmişin acısını başarılı bir beslenme ve diyet uzmanı olarak çıkardı. “Obezken yaptığım en büyük hata kendimi çok acıktırmaktı” diyen Demir, insanları mutlu etmek için çalıştığını söylüyor

Gençlik yıllarında şişmanlık onun en büyük sorunuydu. Kendini bildiği günden beri denemediği diyet, yapmadığı spor kalmadı. Aç susuz kaldığı da oldu, arkadaşlarının alaylarına maruz kaldığı da... Lise yıllarında bir 19 Mayıs çalışmasında bu kez gerçekten zayıflamayı kafasına koydu ve beş ay içinde yaklaşık 15 kilo verdi. Yetmedi, beslenmeye duyduğu aşkı mesleğe çevirdi ve başarılı bir beslenme-diyet uzmanı oldu. Şimdilerde 28 yaşında olan ve Anadolu Sağlık Merkezi’nde beslenme ve diyet uzmanı olarak görev yapan Çağatay Demir, Say Yayınları’ndan çıkan Çağatay Demir ile Mutlu Diyet kitabında, gençliğinde yaşadıklarını mesleki bilgisiyle birleştiriyor ve kilo vermenin püf noktalarını okuyucularla paylaşıyor.

Çocukluğunda obez olan birinin yıllar sonra diyetisyen olduğunda nasıl bir görünüme kavuştuğunu merak edip Çağatay Demir ile beslenme danışmanı olarak görev yaptığı Mars Athletic Club’ta buluşuyoruz. Tahmin edildiği gibi oldukça fit görünen ve geçmişin izlerini tamamıyla silen biriyle karşılaşıyoruz. “Kendimi bildim bileli şişmandım ve 15-16 yaşlarına kadar da hep kilo problemim vardı” diyen Demir, hikayesini şöyle anlatıyor: “Şişman olduğum için tartılmayı sevmiyordum ve o dönem kaç kiloydum bilmiyorum. Çünkü bununla sürekli yüzleşmenin bir manası yoktu. Tek bildiğim giydiklerimin hiçbiri yakışmıyordu. O dönem pek çok yanlış yöntem denedim. Önce kahvaltıyı atladım ama hiç kilo veremedim. Baktım ki işe yaramıyor, yediklerimi azaltmaya başladım. Bu kez de çok acıkınca bir noktadan sonra önüme ne gelirse yiyordum. Dolayısıyla ne denediysem başarısız oldum.”

DAR GELEN 19 MAYIS KIYAFETİ

Gençliğinin uzun bir dönemini kilolarıyla mücadeleye ayıran Demir’in canına tak eden an ise lise yıllarındaki 19 Mayıs çalışmaları olmuş. Demir “Kilo vermek için öyle bir şey olmalı ki sizin ciddiye almanız gerekmeli. Benim için 19 Mayıs çalışmaları bir dönüm noktası oldu” diyor ve o yıllara dair anılarını şöyle anlatıyor: “Çalışmadaki kıyafetimi giyip kendimi aynada gördüğümde hiç hoş görünmüyordum. En büyük bedeni seçtim ama o bile bana çok küçük gelmişti. O an kesinlikle kilo vermem gerektiğini düşündüm. Kitaplar edindim ve daha bilgili olmayı denedim. Mayıstan eylüle kadar yaklaşık 15 kilo verdim. Hatta okula döndüğümde arkadaşlarım beni tanıyamadı. Kilo vermeden önceki Çağatay ve kilo verdikten sonraki Çağatay arasında çok büyük fark oldu. Mesela kilo vermeden önce çok fazla ilişkim olmamıştı ama sonraları okulun en popüler kızlarıyla çıktım. Çünkü kendinize güveniniz artıyor.”

Zayıfladıktan sonra farklı bir hayata kavuşan Demir, zaman zaman o kiloları tekrar alma korkusu da yaşamış ve bunun gerçekleşmemesi için çok çaba sarf etmiş: “Eski kilolarıma dönmemek için her şeyi belli bir ölçü doğrultusunda tüketiyorum. Kontrolü hiç kaybetmiyorum. Pek çoğu gibi benim de obezken yaptığım en büyük hata kendimi acıktırmaktı dolayısıyla şimdilerde ara öğünler de yaparak kendimi fazla acıktırmamaya gayret gösteriyorum.”

Salata hamburgerden daha kalorili

Beslenme uzmanı ve diyetisyen Çağatay Demir pek çok kişinin diyet yaparken hataya düştüğünü anlatıyor ve bu yüzden hayatlarını kabusa çevirdiklerini söylüyor. Demir, diyetlerde doğru bilinen yanlışları ise şöyle anlatıyor: “İnsanlar sıvıyağın çok masum olduğunu zannedip çok kullanırlar. Oysa tüm yağların kalorisi eşit. Akşam saat 18.00’den sonra yenen yemeğin çok zararlı olduğu düşünülür. Ama böyle bir şey yok. Bazıları ‘Saat 18.00 oldu bir şey yememeliyim’ der ama gece çok büyük bir açlıkla uyanıp çok fazla şey yerler. Bir restoranda çok doğru bir tercih yaptıklarını düşünüp salata yerler ama salata yiyerek bir hamburgerin kalorisinden bile daha fazla kalori alabilirler. Çünkü dışarıdaki salataların yağı ve sosları, kalorisini yükseltiyor.”

Demir, diyet yapanlara şu önerilerde bulunuyor: “Öğünler mutlaka düzenli olmalı ve araları en fazla dört saat olmalı. Meyve tek başına yenmemeli çünkü acıktırır. Yanında mutlaka yağı azaltılmış süt, yoğurt ya da ayran tüketilmeli. Salata mutlaka yağsız ve sossuz olmalı. Meyve, sebze çok faydalı ama bir porsiyon meyve 50 kalori. İçinde fruktoz var ve doğru tüketilmeli. Ayrıca lif tüketimi de artırılmalı. Çünkü lif kişiyi hem tok hem de kolesterol şeker mekanizmasına artı sağlar.”

Aşçılık yapmayı da isterdim

Gençliğinde obez olan birinin yıllar sonra diyetisyen olması ise pek çok kişiye ilginç geliyor. Oysa Demir çocukluğundan beri yemek pişirmeye ve yeni tatlar denemeye meraklı olduğunu söylüyor ve meslek seçiminin bir tesadüf olmadığını anlatıyor: “Ya aşçı olacaktım ya da beslenme uzmanı. Bir arkadaşım vasıtasıyla beslenme uzmanlığı diye bir bölüm olduğunu öğrendim ve Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü kazanarak bu alanda uzmanlaştım. Bu sayede geçmişin de acısını çıkardım. Diyetisyen olmak istedim çünkü kilo veren insanlar çok değişiyor ve çok mutlu oluyor. Diyet yaparken belli günlerde çok sevdikleri yemekleri yerlerse mutlu bir şekilde kilo veriyorlar. Geçmişte ben de fazla kiloyla mücadele ettiğim için karşımdaki insanın ne hissettiğini daha iyi anlayabiliyorum.”

ASLI DAĞARCIKOĞLU / STAR GAZETESİ

[email protected]

Bu haber toplam 5331 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.