Rolüm için narsist sosyopat psikolojisi üzerine çalıştım

Rolüm için narsist sosyopat psikolojisi üzerine çalıştım
Atv dizisi ‘Bir Zamanlar Çukurova’nın ‘Demir’i Murat Ünalmış, rolüne nasıl çalıştığını anlattı: Altı ay doktor arkadaşlarımla narsist sosyopat psikoloji üzerine çalıştım. Zaten 11 yıldır psikolojiyle ilgiliyim. ‘Demir’in kötü olmak için gerekçeleri var

Atv'nin yeni dizisi 'Bir Zamanlar Çukurova'da, anasız babasız büyüyen 'Yılmaz' ile terzi çıraklığı yaparak kumarbaz abisine para yetiştiren 'Züleyha'nın aşktan gözleri kamaşır ama bu aşk bir gece karanlık bir kabusa döner. Dizinin 'Demir Yaman'ı Murat Ünalmış ile buluşup hem dizi, hem de kendi hayatı hakkında samimi bir sohbet yaptık.

'Bir Zamanlar Çukurova' ne anlatıyor?

1970'lerde geçen bir dönem hikayesini anlatıyoruz. Belki bugüne kadar çok fazla ağalı-beyli işler oldu ama bunun farkı; modern, yurt dışında okumuş, dört dil bilen bir ağa hikayesinin olması ve zamanında feodalizmi, yani sanayileşmeyi Türkiye'ye getirmeye çalışıyor olması. Artık işçi gücüyle değil, dünyayla yarışacağımıza inandığı için makine gücüne inanan devrimci bir adamı oynuyorum. Haliyle ailesi de eski bir bakış açısına sahip, bu konuda da annesiyle çatışmalar oluyor. Çünkü annesi eski sistemin devam etmesini istiyor ama oğul yurt dışını tanıdığı için artık yeni düzenin gelmesi gerektiğini düşünüyor. Aslında bu dizi, tek bir yalanın kaç tane hayata mal olduğunu bize anlatacak.

Sizin hayatınızda başınıza iş açılan bir yalanınız oldu mu?

Klasik gelebilir ama çok yalan söylemeyi seven biri değilim. "Çok büyük bir yalan söyledim de başıma geldi" demiyorum ama gençliğimde söylediğim yalanlar olmuştur. Tabii söylediğim yalanların gerçeğe dönüştüğünü görünce yalan söylemenin kritik bir şey olduğunu anladım. Örnek veriyorum; "Annem hastaydı, çalışamadım" dersin ya, bir bakarsın annen gerçekten hastalanır.

Kayseri'den İstanbul'a gelip oyuncu oldunuz. Geleneksel bir aile yapısından renkli bir dünyaya adım atmanız, dizideki karaktere benzemiyor mu?

Evet, bir Anadolu çocuğunun İstanbul'da oyunculuk yapması beklenmezdi. Bizim çocukluğumuzda sinema denince, akla Cüneyt Arkın'lar, Kadir İnanır'lar, Yılmaz Güney'ler geliyor. Doğduğum şehirde bir sinema vardı ve hayatımda sinemaya ilk kez 11 yaşımda gitmiş ve büyülenmiştim. Sinemaya ilgim çocuklukta başladı ama kimse de gelip "Sinemacı ya da oyuncu olmak ister misin?" demedi. Öyle hayallerim yoktu.


birzamanlarcukurova-demir-642x320.jpg


Çocukluğunuzdaki hayalleriniz nelerdi?

Hayalim sporcu olmaktı. Çünkü o dönem basketbol oynuyordum ve İstanbul'a geliş nedenim de basketbol olmuştu. Anadolu'dan İstanbul'a geldikten sonra bir şeylerin daha başarılabilir olduğunu ve hiçbir şeyin imkansız olmadığını anladım. Yalnız kalmaktan hiçbir zaman korkmadım. Çünkü yalnız kalmak ve tek başına olmak farklı şeylerdir. Disiplinliyim, çalışmanın ve emek vermenin insanın üzerinde büyük tesirleri olduğunu biliyorum. Kısmetinde varsa, başarırsın.

'Demir Yaman' nasıl biri?

Daha gösterişçi, narsist... Hatta canlandırdığım karakterle ilgili yaklaşık altı aydır narsist sosyopat psikolojisi çalışıyorum. Bu konuda deneyimli doktor arkadaşlarım da var, rolüm için beni bilgilendirdiler. 11 yıldır da psikolojiyle ilgileniyorum. Kendi kişiliğimi bulurken de bu araştırmalarımdan istifade ettim ama narsist insanların Allah yardımcısı olsun. Çünkü devamlı kendini önemsiyorsun. Narsist ve egosantrik olan insanların mutlu olduğunu görmedim. 'Demir Yaman' tamamen kötü bir karakter değil ama kötü olmak için gerekçeleri var. Murat olarak kötü olmayı tercih etmem ama 'Demir Yaman' ediyor. 'Bir Zamanlar Çukurova'nın kariyerimde de önemli bir yeri olacağını düşünüyorum.

KAMP HAYATINI SEVİYORUM

Canlandırdığınız karakteri izledikçe tanıyacağız ama sizi, sizden dinlesek nasıl olur? 

Görünüşümden dolayı sert bir tavrım olduğu düşünülüyor, net biriyim belki ama bunun tam tersiyim. Bir insanın görünüşü ya da ses tonundan ziyade ağzından çıkanların doğruluğu daha önemlidir. Her zaman söylerim, mütevazı yaşamaya çalışıyorum. Çok fazla ortalıkta dolaşmayan, kendi kendine vakit geçirip kendini doldurmaya çalışan biriyim. Egosantrik olmak başka, kendi hırs ve deneyimlerini işine aktarmak başka. Çünkü biri zalim, diğeri de azimli yapar; ben ikincisini tercih ediyorum. İşim gereği insanla uğraşıyorum, çok kitap okuyorum ve çok kitap okumanın da bir düsturu var. Genelde yalnızlar kitap okurlar. 

Niye yalnızlığı seçtiniz? 

Yoğun bir meslek yapıyoruz ve haliyle birçok insanın arasındayız. İşimden arta kalan zamanlarda daha izole yaşamayı tercih ediyorum. Doğayı, kamp hayatını, müziği seviyorum. Klarnet çalıyorum.

20'li yaşlarda şöhret zehirlenmesi yaşadım

Oyunculuğun heves mi, tutku mu olduğunu nasıl ayırt ettiniz? 

Sakallarım yeni çıktığında, esmer de olduğum için etrafımdaki insanlar; "Kara yağız delikanlısın, niye mankenlik ya da oyunculuk yapmıyorsun?" diyerek zorla bilinçaltıma sorumluluk yüklediler. 'Şöhret' dizisiyle tanındım. Şimdi mümkün değil ama o zamanlar 27-30 rating, 50 share alıyorduk. Yani Türkiye'de açık 100 televizyonun, 50'si bizi izliyordu. Tabii ki insanların ilgisiyle karşı karşıya kaldım ve bu 20'li yaşlarda birinin zehirlenebileceği bir durumdu ve ben de zehirlenmiştim. 

Bu süreci kolay atlatabildiniz mi? 

Belki iki sene sürdü ama tanımadığım, bilmediğim duygular yaşadığım için o dönem kendi kendime değer atfedebiliyordum. Başkasından kendinizi ayrıcalıklı görebiliyorsunuz. Bunları yaşayarak aslında özümde olan şeyin bu olmadığını düşünüp idrak edince iyileştim. Kibri sevmiyorum. Sadece işini iyi yapan insanlara saygı duyuyorum.

7 YAŞINDAYMIŞIM GİBİ HAYATI ANLAMAYA ÇALIŞIYORUM

Çok eski tanıştığımız için biliyorum ki, kariyeriniz gibi aşka bakış açınız da değişti. Sizin için aşk neyi ifade ediyor? 
Evet, aşk duygusunu tanımlama şeklim değişti. Muhakkak herkesin tattığı bir duygu vardır ve aşık olmuşlardır. O heyecanın, hayatımdaki kadını bir kere daha görme isteğinin, bir saat geçmesine rağmen onu özleme duygumun nasıl olduğunu düşündüğümde başkalaştığımı düşünüyorum. Aşk, kavuşulamayana duyulan vuslat özlemiyle alakalıymış. En azından ben artık öyle düşünüyorum. Artık bu yaşta; "Deli gibi aşığım, seviyorum" gibi sözler kullanamayacağım bir zamandayım ama "Tekrar aşık olmak ister misin?" desen, tabii ki isterim. 37 yaşındayım ama 7 yaşındaymışım gibi hayatı anlamaya çalışıyorum.

Beni benliğimden çıkarmayan biriyle evlenebilirim

Aile olmak gibi planlarınız yok mu? 

Nasip, kısmet... Bir gün aile olmayı isteyebileceğim biriyle karşılaşırsam, o zaman elbette isterim, buna inanıyorum. Evlenmek, çocuk sahibi olmak güzel duygulardır. Ama şunu özellikle söylüyorum; beni, benlikten çıkarmayan birini bulursam evlenmeyi düşünebilirim.

Kaynak:Sabah

Bu haber toplam 3066 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.