Otizmde erken tanı hayat değiştirir, fark yaratır!
Doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nöro-gelişimsel bozukluk olan otizmin nedeni tam olarak bilinmiyor, bazı bilim insanları genetik geçiş üzerinde yoğunlaşırken, bazıları çevresel faktörlerden kaynaklandığını düşünüyor.
Duygusal ve sosyal gelişmede, sözel veya sözel olmayan iletişimde gecikme ya da sapma olarak nitelendirilen otizmin, bireyin hayatını olabildiğince az etkilemesi için kilit nokta ise erken tanı. Yani küçük detayları önemseyerek otizmli bireyin hayatında büyük fark yaratmanın yolu, uyarıcı olabilecek belirtilerin dikkate alınmasından geçiyor.
Beynin yapısını veya işleyişini etkileyen ve bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı düşünülen Otizm Spektrum Bozukluğu (OBS), “Diğerleriyle iletişim kurmayı zorlaştıran ve engelleyen bir beyin bozukluğu” olarak tanımlanıyor. Her toplumda, her coğrafyada, her ırkta ve her ailede rastlanabilen otizmin, kesin bir tedavisi yok ve genellikle hayat boyu sürüyor.
Erkeklerde kızlara oranla 3-4 kat fazla görülen otizmin bu nedenle erken dönemde kontrol altına alınması, hem otizmli bireyin yaşam kalitesi ve hayat karşısındaki duruşu hem de ailesi açısından son derece önemli.
Otizmi tespit edecek tıbbi bir test bulunmuyor, sadece klinik muayene ile teşhis edilebiliyor. Bu nedenle çocukta otizmi düşündürecek belirtilerin çok iyi gözlenmesi, iyi analiz edilerek, vakit kaybetmeden bir çocuk ve ergen psikoloğu veya psikiyatristine başvurulması, otizm belirtilerinin tamamen düzelmesinde ve tedavinin başarılı olmasında çok önemli rol oynuyor.
ÇOCUĞUN GÖZ TEMASINDAN KAÇINMASI ÖNEMLİ BİR SİNYAL!
Otizmi düşündürecek en önemli işaretler ise çocuğun göz temasından kaçınması, ismi söylendiğinde tepki vermemesi, belirgin derecede tekrarlayıcı hareketler yapması. Kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte; güldürülmeye çalışıldığında çocuğun gülmemesi, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi duyması, el sallamaması, öpücük göndermemesi, sürekli sallanması veya parmak uçlarında yürümesi, konuşmada akranlarının gerisinde olması, gözlerinin bir şeye takılıp kalması da otizmi düşündürecek belirtiler arasında yer alıyor.
2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü nedeniyle Otizm Spektrum Bozukluğuna (OSB) dikkat çeken Psikolog Dr. Ferahim Yeşilyurt, “Önceden bu tanım yerine, ‘yaygın gelişimsel bozukluk’ denilirdi. Bu çocuklar genellikle göz teması kurmazlar. Onunla konuşmaya çalıştığınızda sizinle iletişim kurmaya çalışmaz, söylediklerinize, sanki duymuyormuş gibi kayıtsız davranabilirler. Bazı kelimeleri tekrarlayıcı biçimde kullanırlar, sallanma, çırpınma gibi tekrarlayıcı davranışları gözlenir” diyor.
HANGİ AYDA VEYA YAŞTA HANGİ DAVRANIŞ OTİZMİ DÜŞÜNDÜRMELİ?
Psikolog Ferahim Yeşilyurt, hangi ayda hangi davranışın otizmi düşündürmesi gerektiğini şöyle açıklıyor:
“1,5 yaşından sonra iletişim sorunlarına neden olan davranışların gözlenmesi sonucu bir farklılık göze çarpar ve aileler bir tedavi arayışına yönelirler. 1,5 yaş -2 yaş arası teşhis konulabilmektedir. Genellikle 9. ayda bebeğiniz hiçbir ses çıkarmıyorsa, anne babası ile iletişim kurmaya çabalamıyorsa, 1 yaşına geldiğinde kendi adı söylendiğinde dönüp bakmıyorsa 16 aylıkken tek bir tane bile anlamlı kelime söyleyemiyorsa otizmden şüphelenmek gerekir.”
Ortalama olarak her 100 -150 çocuktan birinde otizm spektrum bozukluğu görüldüğünü ifade eden Dr. Yeşilyurt, İngiltere’de 47 yaşında otizm teşhisi konan bir kadının sorulması üzerine, otizmin sonradan ortaya çıkan bir sorun olmadığını belirtiyor, “Ancak teşhisinde geç kalınmış olabilir” diye konuşuyor.
"KİŞİYE ÖZEL EĞİTİM SEANSLARI AVANTAJ SAĞLIYOR”
Aile yaklaşımının, otizm belirtilerinin düzelmesindeki önemine vurgu yapan Yeşilyurt, tedavide kişiye özel olarak hazırlanmış eğitim seanslarına vurgu yapıyor ve tedavi yaklaşımları konusunda şunları söylüyor:
“Otizmle ilgili henüz mucize bir tedavi yaklaşımına sahip değiliz yani bir ameliyat ya da ilaç tedavisi bulunmuyor. Eşlik eden ek sorunlarda örneğin hiperaktivite, depresyon gibi sorunlara karşı ilaç tedavisi kullanılabiliyor. Otizmin tedavisinde özel eğitim çalışmalarından faydalanılıyor. Bu özel eğitim seansları çocuğun yaşına, iletişim becerilerine, zeka düzeyine göre farklılık göstermektedir. Alternatif yöntemler arasında hayvanlardan destek alma gibi birçok yöntem denenmektedir.”
OTİZMLİ ÇOCUĞUN HAYATINDA BÜYÜK FARK YARATMAK MÜMKÜN!
Dr. Ferahim Yeşilyurt, çocuklarının gelişimi ile ilgili bir farklılık gözlemleyen ya da belirtilerden herhangi birinin çocuklarında bulunduğunu düşünen ebeveynlerin hangi yaşta olursa olsun zaman kaybetmeden bir uzmana başvurması gerektiğine vurgu yapıyor. Böylece, otizmli çocukların hayatlarında büyük fark yaratmanın, yaşam kalitelerini artırmanın, sağlıklı gelişim gösteren yaşıtlarıyla birlikte aynı okulda okuyacak seviyeye gelmelerinin mümkün olabileceğinin altını çiziyor.
Kaynak:ntv.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.