ÖSS öncesi akla takılan sorular

ÖSS öncesi akla takılan sorular
"İstediğim üniversiteye girebilecek miyim? Seçeceğim meslek gelecekte iş bulmama yardımcı olacak mı?” Bu soruların cevabı;

Elif Kaleli / HÜRRİYET

Türkiye’de yaklaşık bir buçuk milyon genç; her sabah uyandığında aynı sorularla güne başlıyor. "İstediğim üniversiteye girebilecek miyim? Seçeceğim meslek gelecekte iş bulmama yardımcı olacak mı?” Bu soruların cevabı;

Türkiye’de yaklaşık bir buçuk milyon genç; her sabah uyandığında aynı şeyleri düşünerek güne başlıyor. “Acaba sınavı kazanabilecek miyim? İstediğim üniversiteye girebilecek miyim? Seçeceğim meslek gelecekte iş bulmama yardımcı olacak mı?”

İşte bu sorular sınav yaklaştıkça tüm üniversite adaylarının ortak kaygıları haline geliyor. Aslında bu kaygılarla başa çıkma yolunda en önemli yardımcımız kendimize duyduğumuz güvendir. Şüphesiz konu sınav olduğunda, bizim için özgüven kapısını aralayacak esas unsur; öğrencilerin programlı ve bilinçli bir hazırlık süreci geçirdiğimize dair olan inancıdır.

Örneğin öğrenci, düzenli ders çalışmanın doğru bir davranış olduğunu bilir ancak iş uygulamaya geldiğinde çeşitli bahanelerle bunu erteleyebilir. Kimi öğrenciler için yabancı olmayan bu durum aslında öğrencinin kendi başarısına dair inançsızlığını göstermektedir. Çünkü günlük yaşamda tüm davranışlarımızın yöneticisi; doğru bildiklerimizden ziyade o doğrulara olan inancımızdır. Yani üniversiteye giden yol önce kendimize inanmaktan geçiyor.

Peki, sınava iki buçuk ay  kala bir öğrencinin ‘Tamam ben kendime güveniyor ve inanıyorum.’ demesi tek başına başarılı olmaya yeter mi? Hemen her gün öğrencilerin bizlerle paylaştığı düşüncelerine bir bakalım:

“Birikmiş onlarca konum var; bu kadar kısa zamanda nasıl hepsini çalışabilirim? 1,5 milyon kişiden ancak %10’u yerleşiyor, ben zaten kazanamam. Bu saatten sonra çalışsam da yetiştiremem.”

Aslında bu öğrencilerin hemen hepsinin ortak özelliği ‘ders çalışmayı ertelemeleri’. Aslında doğru bir planlama ve etkin ders çalışma yöntemleriyle ibreyi tersine çevirmeniz mümkün. Zira zamanın uzunluğu ve ya kısalığı onu nasıl kullandığımızla alakalıdır.

Siz zaman yönetimine hakim bir öğrenciyseniz, kalan 2,5 ay pek çok eksiğinizi tamamlamaya yetecektir. Şimdi bir üniversite adayı olarak gerçekçi bir gözle kendinizi değerlendirin. Eksiklerinizi ne kadar hızlı tamamlamaya başlarsanız, unutmayın ki, ÖSS’de alacağınız puan o kadar yüksek olacaktır. Kişisel muhasebenizi yaparken, vardığınız sonuç ne olursa olsun, yeniden başlamak için hiçbir tarih geç değildir.

Sınava düzenli çalıştıysanız; Nisan ayında derslerdeki genel konu tekrarlarını tamamlayın. Mayıs ayında düzenli olarak kendinize ÖSS deneme sınavı uygulayın ve bu deneme sınavlarının sonuçlarına göre konu tekrarı yaparak soru çözmeye devam edin.

Hazırlık sürecinde düzensiz çalıştıysanız ve halen eksikleriniz varsa; Kendinize birkaç tane deneme sınavı uygulayın ve hangi konularda eksiğiniz var bunları tespit edin. Eksik olan konulara ağırlık vererek tüm konuları tekrar edin. Şunu bilmelisiniz, kesin unutma diye bir şey yoktur daha önce düzensiz olarak yaptığınız her çalışmada bir şeyler öğrenmişsinizdir. Önemli olan bunları tekrar bellekten çıkarıp kullanılır hale getirmektir. Bunu yapmak için iki buçuk ay süreniz var. Mayıs’tan itibaren düzenli deneme sınavı çözün.

Sınavla ilgili hiç çalışma yapmamışsanız;  Sınava hazırlık sürecinin ancak 4/3’ünü kullanabilen ÖSS adayları içerisinde kendinize tercih yapabilecek bir puan elde etmek için fırsat! Sınavın 4/1’lik bölümü olan 2,5 ay sizi bekliyor. Öncelikle ÖSS ve YDS’ de çıkan soruların konulara göre dağılımına bakarak kendinize bir çalışma planı oluşturun. Sınava iki buçuk ay var ve aradaki açıklar bu sürede kapatılabilir. Bunun için öncelikle kendinize güvenip hemen çalışmaya başlayın, bu süreç içinde yaptığınız deneme sınavlarında başarısızlıklarla karşılaşacaksınız önemli olan adı üstünde deneme sınavı olan sınavlardan dersler çıkararak eksiklerinizi kapatarak yolunuza devam etmenizdir.

ÖSS’ye aylar kala hepimizin heyecanı gün be gün mutlaka artacaktır. Ancak şunu unutmayalım ki, heyecanı paniğe çevirmemek bizim elimizde. Sınav öncesi hedeflediğiniz puana ne kadar çok yaklaşırsanız kendinizi o kadar güvende hissedeceksiniz. Unutmayın ki, panik sadece kendimizi emniyette hissetmediğiniz anlarda ortaya çıkan bir duygu durumudur. Paniğe meydan vermemek için rehber öğretmeninizle birlikte kontrollü bir ders çalışma programı hazırlamalı ve disiplinli bir biçimde bu programa uymalısınız.  Önümüzdeki 2,5 ayı gerçekten verimli değerlendirebilirsek, ne kadar birikmiş konumuz olsa da, eksiklerimizi kapatmak bizim çalışma biçimimize ve tempomuza bağlı olacaktır.

ÖSS’ye sayılı günler kala kendinizi daha yorgun, daha bitkin ve daha gergin hissedebilirsiniz. Ancak unutmayın ki, bu dönemde yalnız değilsiniz. Sizinle aynı duyguları paylaşan yaklaşık 1,5 milyon üniversite adayı var. Ayların belki de yılların biriktirdiği bu yorgunluğa kesinlikle teslim olmadan, kendinizi yeniden ders çalışmaya motive etmelisiniz. Zira pek çok genç tam da bu tarihlerde yılgınlığa düşüyor ya da hedeflerini küçültüyor. Kendinize her zamankinden daha fazla inanmalı ve hayalini kurduğunuz üniversiteye girmek için kalan sayılı zamanı hakkıyla değerlendirmelisiniz.

Şimdi hiç vakit kaybetmeden istediğiniz üniversitenin bir afişini bulup, odanıza asın. Kendinizi her bitkin hissettiğiniz anda o kapıdan içeri girdiğiniz günün hayalini kurun.

Bu haber toplam 4060 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.