Okul İçin Çocuğunuzla Pazarlık Yapmayın

Çocuğunuzun okulda sorun yaşamasını istemiyorsanız onunla pazarlık yapmayın. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, okulla ilk kez tanışacak çocukların alışma sürecinde sorun yaşamaması için eğitimcilere ve velilere büyük sorumluluklar düştüğünü söyledi.

Çocukların okula uzun süre alışamamasında, velilerin, çocukla pazarlık yapması gibi yanlış uygulamaların büyük etkisi olduğunu ifade eden Doç.Dr. Karabekiroğlu, okulla ilgili kaygılı konuşmalar yapılmasından özenle kaçınması gerektiğini kaydetti. Uzun bir yaz tatilinin ardından 2010-2011 eğitim ve öğretim dönemi başlıyor. İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki 15 milyon öğrenci ve 650 bin öğretmen, 20 Eylül'de ders başı yapmaya hazırlanıyor. Bu öğrencilerden 1 milyon 100 bini okul öncesiyle, 1 milyon 300 bini ise ilköğretimle ilk kez tanışacak.

ÇOCUĞUNUZLA BİRLİKTE OKULUNU ÖNCEDEN ZİYARET EDİN 

OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, minik öğrencilerin okulda sorun yaşamaması için hem velilere ve hem öğretmenlere bir takım uyarılarda bulundu. Okul hayatının, çocuğun gelişimini ve psikolojik durumunu olumlu yönde etkileyebilmesi için püf noktalarına dikkat çeken Dr. Koray Karabekiroğlu, öğrencilerin okul korkusu yaşamasını önlemek ve onları okula daha kolay alıştırmak için velilerin çocukla birlikte okulu önceden ziyaret etmeleri, aynı sınıfta okuyan çocukların aileleri ile okul dışında da iletişim kurmaları, öğretmenle çok yakın bir diyalog içinde olmaları ve okulla ilişkili kaygılı konuşmalardan kaçınmasının önemini vurguladı.

ZORLAYICI VE PAZARLIKÇI OLMAYIN 

Doç. Dr. Karabekiroğlu; okul korkusu yaşayan ve okula gitmeye ikna edilemeyen çocukların ailelerine şu önerilerde bulundu: "Evde, okulla ilgili zorlayıcı, pazarlık yapıcı konuşmalardan olabildiğince kaçınmak gerekiyor. Okula gitmenin bir alternatif olabileceğini ima eden sözler kullanılmalı, kararlı ve sakin bir tavırla olaya yaklaşılmalı. Velinin çocukla birlikte okulda bir süre kalması ve birlikte geçen sürenin aşamalı olarak azaltılması daha akılcı olacaktır. Öğretmenler de bu konuda duyarlı ve anlayışlı olmalıdır. Aksi halde birkaç haftayı aşan okul korkusu, kaygı bozuklukları gibi çeşitli psikiyatrik bozukluklara yol açabilir." dedi. Okulun ilk haftalarında öğrenme güçlüğü, dikkat sorunu veya sosyal etkileşim becerilerinde sıkıntı yaşayacak çocuklara karşı doğru bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğine de değinen Karabekiroğlu, "Böyle durumlarda veliler veya eğitimciler çocuğa 'yaramaz', 'tembel', 'sorumsuz', 'korkak' vb. etiketler takmaktan kaçınmalıdır. Etiketlemenin azaltılması ve çocuğun sorunlarının giderilmesi için öğretmenlere önemli sorumluluklar düşüyor. Öğretmenler gelişimsel ve psikiyatrik sorunlar hakkında doğru bilgilere sahip olmalı, sorunlar ortaya çıkmadan önce ne yapılacağını bilmelidir."