Ofis Çalışanları Dikkat!
Genellikle boyun veya bel fıtığı ile siyatik ağrısıyla karıştırıldığı için gözden kaçabiliyor. Yanlış tanı nedeniyle de hastalar, şiddetli ağrılarla yaşamak zorunda kalabiliyor ve ciddi iş gücü kaybı sorunu yaşayabiliyor!
Sırtınızdan kolunuza doğru yayılan ağrı, bazen de uyuşma sorunundan yakınıyor musunuz? Boynunuzdaki ağrı geçmek bilmiyor mu? Kalp hastalığınız olmamasına rağmen nefes aldığınızda göğsünüzde bir batma oluyor mu? Ağrılarınız aldığınız ağrı kesici ilaçlara rağmen geçmiyor mu? Kendinizi sürekli yorgun hissediyor, eklemlerinizde tutukluluk ve hareket açıklığında azalma problemi yaşıyor musunuz?
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Selda Özçırpıcı bu yakınmalardan birine bile “evet” diyorsanız, yaşadığınız sorunların nedeninin ‘miyofasiyal ağrı sendromu’ olabileceğine dikkat çekti.
TEKNOLOJİ VE STRESİN FATURASI: DİNMEYEN AĞRILAR
Dr. Özçırpıcı, miyofasiyal, bir başka deyişle bölgesel ağrı sendromunun genellikle 20-50 yaş grubunu, özellikle de büro çalışanlarını hedef aldığını belirtti. Kötü çalışma koşulları ile çalışma şartlarına uygun ergonominin olmaması ve cep telefonu kullanımının artması, bu sendromun en önemli nedenlerini oluşturuyor. Örneğin masa başında uzun süre çalışmak, bilgisayar kullanmak, telefonu baş ile boyun arasında sıkıştırarak konuşmak, duruş bozuklukları, stres, ağır yük taşımak, uzun süre ayakta kalmak miyofasiyal ağrı sendromunu tetikleyebiliyor. Üstelik bilgisayar, laptop ile cep telefonu nedeniyle oluşan duruş bozukluklarının ve stres düzeyinin artmasına bağlı olarak bu sendrom son yıllarda giderek daha sık görülüyor.
GENELLİKLE BAŞKA HASTALIKLARLA KARIŞTIRILIYOR
Prof. Özçırpıcı, ağrı kronik seyirli olduğu ve çok şiddetli boyutlara ulaşabildiği için hastanın yaşam kalitesini bozduğunu ve iş gücü kaybına yol açtığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bu sendrom genellikle bel veya boyun fıtığı ile siyatik gibi başka hastalıklarla karıştırılıyor ve sıklıkla gözden kaçıyor. Ağrı kesiciler ağrıyı dindiremediği için hastalar tanı konuluncaya dek ağrılarla yaşamak zorunda kalabiliyor. Üstelik ağrılar bazen hastaların acil servise başvurmalarını gerektirecek kadar şiddetli olabiliyor. Güçlü ağrı kesiciler hastaları kısa süre rahatlatsa da, ağrılar tekrar başlıyor.”
BELİRTİLER TUTULAN BÖLGEYE GÖRE DEĞİŞİYOR
Eklem dışı romatizma grubunda yer alan miyofasiyal ağrı sendromu kaslarda veya fasyalarda gelişen gergin bantlardaki tetik noktalardan kaynaklanıyor. Prof. Dr. Selda Özçırpıcı, bu sendromun genellikle bel, boyun ve sırt bölgesinde görülse de, aslında kas dokusunun olduğu her yerde ortaya çıkabildiğini vurgulayarak şu bilgileri verdi: “Kaslarda ağrı ile ağrıya eşlik eden spazm, batma, uyuşma, karıncalanma, çekilmenin yanı sıra eklem hareket açıklığında kısıtlılık, tutukluluk ve yorgunluk gibi birçok yakınmalarla seyrediyor. Bu yakınmalara terleme ile üşüme de eklenebiliyor. Belirtiler tutulan kas grubuna ve ağrının yansıdığı bölgeye göre değişiyor. Örneğin kalp ağrısı gelişebiliyor, bel veya boyun fıtığı gibi klinik bulgular görülebiliyor.”
ETKEN BULUNURSA TEDAVİDE BAŞARILI SONUÇ ALINIYOR
Miyofasiyal ağrı sendromunun neden oluştuğu tam olarak bilinmiyor. Genetik yatkınlığın yanı sıra duruş bozukluğu, stres veya demir ya da D vitamini eksikliği gibi çevresel faktörler nedeniyle gelişebiliyor. Hastalığın kesin bir çözümü olmasa da, günümüzde pek çok tedavi seçeneği mevcut. “Burada önemli olan tetikleyici faktörü bulup, hastaya uygun tedaviyi seçmek” diyen Prof. Özçırpıcı bu süreci şöyle anlattı: “Ağrının giderilmesi için; sıcak-soğuk tedavileri, fizik tedavi ajanları, tetik nokta enjeksiyonları, kuru iğne tedavisi, nöralterapi, germe-gevşeme egzersizleri ile ESWT (şok dalga tedavisi) gibi pek çok tedavi seçeneği arasından hasta için en uygun olanı seçiliyor. Ağrıyı tetikleyen faktör bulunup düzeltilebilirse tedavide oldukça başarılı sonuçlar alınabiliyor.”
BU ÖNERİLER AĞRILARI ÖNLÜYOR
• Bilgisayar kullanırken oturma ve vücut pozisyonunuza dikkat edin.
• İşyerinde çalışma koşullarınızı düzenleyin.
• Ergonomik cihazlar ve eşyalar kullanın.
• Dinlenmeye yeterli süre ayırın.
• Kaslarınıza çok fazla yüklenmeyin, aşırı spor yapmayın.
• Fazla yorulmamaya dikkat edin.
• Stresten mümkün olduğunca kaçının.
• Özellikle aerobik ve germe-gevşeme egzersizleri yapmaya özen gösterin.
• Beslenmenize dikkat edin. Sağlıklı beslenmek, yeterli demir ile D vitamini almak ve alkali gıdalar tüketmek, bağ dokusu sağlığının düzenlenmesine yardımcı olacağı için önem taşıyor.
• İyi bir uyku düzeni sağlayın.
• Hastalıklarınızı kontrol altına alın. Tiroit ile diyabet gibi sistemik bir hastalığınız varsa kontrol altına alınması için tedavilerinizi aksatmayın. Çünkü hastalığın şiddetlendiği dönemlerde ağrılar artabiliyor.
Kaynak:ntv.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.