LEGASTENİ nedir?
İNCİ ÖZKORAY
Psikolog
www.cocukvegenc.com
Okuma yazma zorluğu, danseden, takla atan harfler…matematikte bir türlü fark edilemeyen sayılar, yapılan işlerle düşünülenler arasında
kilometrelerce farklar…bir yandan da zeki, yaratıcı çocuklar…
LEGASTENLER…
Legasteni (disleksi), beynin sembolleri farklı algılama özelliğidir. Harfler ve sayılar görüldüğünde değişik algılanır, konsantrasyon azalır çocuk kendisini bir karmaşanın içinde bulur. Öğrenme kalitesi bozulur, okuma korkusu sosyal korkuya bile dönüşür… Legasteni kalıtımsaldır,genlerle gelir. Zeka ile ilişkisi hiç yoktur. Albert Einstein, Wolfgang Amadeus Mozart gibi dehalar da ünlü legastenler arasındadır.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü) dünya nüfusunun % 15 ini legasten olarak tanımlıyor...
Legastenler genelde yaratıcı olurlar…
Okuma yazma güçlüğü (disleksi) ve matematikte zorlanma (diskalkuli) erken fark edildiğinde, belirli egzersizlerle bir çocuğun legasteni ile başa çıkması ve özgüveni zedelenmeden öğrenme motivasyonunu kazanması mümkün olabilmektedir.
Legasteni ömür boyu vardır, çünkü genlerle gelmiştir, ancak çocuk kendisi için özel öğrenme stratejileri geliştirerek legasteniyi yenebilir. Bu da algılama çalışmaları, dikkat terapisi, beden farkındalığının geliştirilmesi, yönelme, semptom training’i gibi düzenli pedagojik ve psikolojik çalışma programları sonucu oluşur.
Terapide sabırlı olmalı ve çocuğa güven verilmelidir. Çocuğun önce algılama haritası çıkarılır ve algılama egzersizleri her çocuk için özel ve bireysel hazırlanır, çünkü burada şablon yoktur. Terapi metodları açıktır ve her çocuğa göre değiştirilebilir. Ancak legasteniyi “okuma yazma yetersizliği” ile karıştırmamak gerekir. Zihinsel yetersizlik, psişik travmalar veya öğrenme yanlışlığı ile gelişmiş “okuma yazma yetersizliği” daha farklı bir çalışma gerektirir. Oysa legastenide görsel ve işitsel algılama ve bedensel yönelme egzersizleri önceliklidir. Algılama düzeltilmeden harflere ve sayılara geçilmesi terapiyi başarısız kılar.
Legasteni zamana bırakılamaz. En geç ilköğretimin başında müdahale edilmelidir. Özgüven ile harf ve sayı korkusu yenilmeli, sosyal korkuların ve beceriksizlik fobisinin önüne geçilmelidir. En büyük destek bu konuda bilgili, hoşgörülü ve de sabırlı öğretmenlerden beklenmelidir. Bir ekip çalışması ile çocuk yıpranmadan ve psişik bunalımlara girmeden bu zor evreyi atlatabilir. Terapist, anne baba ve sınıf öğretmeni uyum içinde çalışarak bu zeki ve yetenekli çocukların başarılı geleceklerini programlamalıdırlar.
Ve de çocuk… “Ne mutlu bana… iyi ki legastenim!…” diyebilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.