İyi fotoğraf, insanın kalbine dokunmalı
MÜHENNA KAHVECİ - ONUR ÇOBAN / ZAMAN
Kosova Savaşı'ndan Somali'deki iç çatışmalara, Los Angeles ayaklanmasından kolera salgınlarına kadar pek çok önemli olayı fotoğrafladı. ABD'nin 42. Başkanı Bill Clinton'ı görevi süresince takip ederek önemli başarılara imza attı.
Bu meslekte kadın olarak yer almanın dezavantajından çok avantaj olduğu düşüncesiyle yoluna emin adımlarla devam etti. Kosova'da, Özgürlük Ordusu askeri olan kocasının ölümünden sonra yakınları tarafından teselli edilen bir kadını görüntüleyince mesleğinin zirvesine çıktı. Objektifine yansıyan onlarca kareyi adeta zihinlere kazıyan Dayna Smith, kısa bir süre önce TRT-Türk'te yayınlanan 'Ve Zaman Durdu' programının çekimleri için İstanbul'a geldi. Dayna Smith ile fotoğraf ve kadın foto-muhabirleri üzerine konuştuk, tanık olduğu insan hikayelerini dinledik. Bir de tabii ki kalbe dokunan ödüllü fotoğrafları nasıl çektiğini çok merak ettik.
Lise yıllarında evine uzak olan Batı Amerika'da bir çiftlikte at bakımı ile uğraşan Dayna'nın fotoğrafa olan ilgisi burada başlar. Babası, kızının yaşadığı yeri merak ettiği için bir fotoğraf makinesi verir. Dayna da babasına götürmek için bol bol manzara ve at fotoğrafları çeker. Zamanla fotoğrafçılığın kendi kişiliğine uygun bir uğraş olduğunu fark eder. Çünkü kendini 'özgürlükçü' ve 'insanlarla diyalog kurmayı seven' birisi olarak tanımlamaktadır. Kapalı ofislerde oturmak yerine farklı yerlerde insanların arasında olmak ona daha cazip gelir. Üniversite eğitimini bitirdikten sonra foto-muhabirliği yapmaya başlar. Birkaç yıl sonra çocuğu olunca görevini editör olarak sürdürmek zorunda kalır.
Smith, 5 yıldan fazla aktif olarak foto muhabirliği yapamadığı için çok üzüldüğünü söylüyor. Ama geri dönüşü gerçekten muhteşem olur: "İşin editöryal kısmıyla ilgilendiğim için neredeyse fotoğraf çekmeyi bırakmıştım. Ama sonraları aktif olarak alanda çalışmak istedim. Bunu gazete editörlerine ilettiğimde bana yurtdışında çalışıp çalışamayacağımı sordular. Önce istemediğimi söyledim. Fakat Yugoslavya'nın dağılma sürecinde, televizyonda Kosova Savaşı ile ilgili görüntüleri izleyince bölgeye gitmeye karar verdim. Bu karar bana önemli başarılar getirdi."
'İnsanlarla sadece göz teması kurdum'
Kosova'ya gidince savaşın belirgin bir yerde değil, pek çok bölgede devam ettiğini gören Smith, savaşın tüm acımasızlığını fotoğraflayarak dünya kamuoyuna göstermek için çalışmaya başlamış. Ülkeyi iyi bilen Arnavut kökenli yerel bir gazeteci ona rehberlik yapmış. Birlikte her günün akşamında bir sonraki gün için plan yaptıklarını söylüyor Smith ve unutulmayan karelerin hikâyesini anlatmaya başlıyor: "Bir gün umutsuzluğa kapıldığımız bir anda Sırp ordusunun insanları öldürdüğünü ve Priştine yakınlarındaki İzbika diye bir köyde cenaze töreni yapılacağını duyduk. Oraya gitmeye karar verdik. Ölenlerden biri Kosova Kurtuluş Ordusu üyesi bir askerdi. Bana ödül kazandıran fotoğraftaki ağlayan kadın ise bu askerin eşi. Yanında onu teselli etmeye çalışan insanlar vardı. Beni çok etkilemişti. Kadın olmak burada bana çok avantaj sağladı. Çevremdeki insanlar acılarını paylaşıyordu, ben de fotoğraflarını çektim. Onlardan izin almak istemiştim, ama gerçekten buna fırsat olmadı. Fotoğraf çekmemden de rahatsızlık duymadılar, en küçük bir tepki bile almadım. Onlarla göz teması kurarak ben de acılarını paylaştım." Smith, renkli çektiği bu fotoğrafı siyah-beyaz tarayarak gazeteye göndermiş, yayınlanınca da büyük ses getirmiş.
Dayna Smith, dünyanın en prestijli fotoğraf ödülü Word Press Photo'yu, Priştine yakınlarında çektiği bu cenaze töreni karesiyle kazanmıştı.
Ünlü foto-muhabiri, kadınların daha iyi empati kurabildiğini ve bulundukları ortamda insanlara rahatsızlık vermeden çalışabildiklerini söylüyor. "Bu meslekte kadın olmanın getirdiği zorluk yok, bunu çok açık söylüyorum. Sadece kullanılan ekipmanlar biraz ağır ama bu bana gerçekten büyük bir zorluk yaşatmadı." derken şunları eklemeyi de ihmal etmiyor: "Bazen erkeklerin olduğu özel alanlarda çalışmak kadın foto-muhabirlerine zor gelebilir. Yalnız şu ana kadar kadın olmamdan ötürü çekemediğim fotoğraf olmadı. Kadın foto muhabirlerinin kesinlikle yeni yüzyılın getirdiği bazı teknolojik gelişmelere ayak uydurmaları gerekiyor. Artık gazeteler web sayfaları üzerinden fotoğraf, video ve ses kayıtlarını yayınlayarak yeni bir ortam oluşturmaya başladı. Fotoğraf başka bir noktaya doğru gidiyor. Haber biçiminden sanata doğru bir gidiş var. Yani haber fotoğraflarının içinde de sanat var olmaya başladı. Kadın olsun, erkek olsun bütün fotoğrafçılar yeni yola ayak uydurmalı. Ben de profesyonel video ve ses kaydı konusunda ciddi çalışmalar yapıyorum. Özellikle multimedya olarak yaşlı insanlar ile ilgili bir proje hazırlamayı düşünüyorum.
'Hiçbir zaman iliştirilmiş gazeteci olmadım'
Dayna Smith, foto muhabirinin özgür olmasına büyük önem veriyor ve söz buradan 'iliştirilmiş gazetecilik'* konusuna geliyor. Smith, 2003 yılındaki Irak Savaşı sırasında ortaya bu kavramla ilgili ilginç açıklamalarda bulunuyor. 'Hiçbir zaman iliştirilmiş bir foto-muhabiri olmadım. Bu şekilde önüme gelen işleri de kabul etmedim.' derken eskiden çalıştığı Washington Post'un Irak Savaşı'ndaki tutumunu anlatıyor. Söylediğine göre, Washington Post, büyük bir risk alarak ve meslektekilerin pek alışık olmadığı bir tavır sergileyerek Irak'a iliştirilmiş muhabir veya foto muhabiri göndermemeyi kararlaştırmış. Gazetenin muhabir ve foto muhabirleri Amerikan askerleri olmadan bölgede çalışmaya gayret etmiş. Ancak iyi kareler yakalayamamışlar. Smith, bu kararın çok tartışıldığını ama ahlaki olarak doğru olanı yaptıklarını düşünüyor.
Dayna için iyi bir haber fotoğrafının ne olduğunu sorduğumuzda ise şu cevabı veriyor: "Estetik, teknik ve içerik bakımından güçlü görünmeli, iyi bir kompozisyona sahip olmalı. Fotoğrafa bakan kişiyle duygusal bir bağ kurmalı, insanların kalbine dokunmalı. Bilgilendirici olması ve özel bir anı temsil etmesi de gerekiyor. Benim asıl aradığım insan ve insana yönelik tepkilerin 'o an' duygusuyla aktarılması."
* İliştirilmiş gazeteci, haber kaynağı ile birlikte yaşar, aynı ortamı paylaşır, onlardan biri gibi hareket eder, haber unsurlarına, iliştirildiği bakış açısının gözü ile bakar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.