İstanbul İklim Krizinde Nasıl Kalır
Çalıştayda iklim krizinin, İstanbul başta tüm Marmara bölgesinde hızla süren kent ve doğa yağmasının ve buna eşlik eden denetimsiz sanayileşmenin iç içe geçmiş şekilde Kuzey Ormanları’na etkilerinin ele alındı. İklim krizi döneminde İstanbul'un bir geleceği olabilmesi için ormanlık alanların ve İstanbul'un biyolojik çeşitliğinin nasıl korunması gerektiği konuşuldu. Çalıştayda, etki alanı Düzce’den Bulgaristan sınırına kadar dayanmış olan İstanbul ve onu çevreleyen Kuzey Ormanları'nda yaşanan bu sorunlar bilimsel bir dille ele alındı, çözüm önerileri sunuldu ve üniversiteler, sivil toplum örgütleri, yerel ve resmi kuruluşların bu konudaki önemi ve dayanışması tartışıldı.
İSTANBUL’UN BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ KORUNMALI
Prof. Dr. Ünal Akkemik, ayrıca önemli doğa ve bitki alanlarının mutlaka korunması, buralara yönelik insan müdahalesinin en alt düzeye indirilmesi gerektiğini belirtti. Buna ek olarak, kentin yaşam kaynağı olan doğal ormanların hızla azalmasının durdurulması ve İstanbul'un biyolojik çeşitliğinin yerinde korunması gerektiğini belirtti. Akkemik, Türkiye'nin 469 kuş türünün 301'inin İstanbul'da görüldüğünü belirterek, yeni havalimanı kuş göç yolları üzerinde olduğu için bir tehdit söz konusu dedi. Akkemik’in ardından söz alan Kuzey Ormanları Derneği Başkanı Nuray Çolak, özellikle yerel seçim öncesinde adayların Kuzey Ormanları'nı kent içi parklara dönüştürme vaatlerinin olduğu bir dönemde Kuzey Ormanları'nı tartışma fırsatı buldukları için memnun olduklarını belirtti.
ORMAN VE TARIM ALANLARI AZALIYOR
Daha sonra konuşmasını yapan Orman Yüksek Mühendisi Abbas Şahin, İstanbul’daki orman alanlarının dağılımına dair haritaları paylaştı. 1971-2003 ve 2012 haritalarına göre, İstanbul’da yerleşim alanları artarken orman ve tarım alanları azalıyor. Kuzey Ormanları’nın %12’si ise maden, ulaşım, enerji gibi faaliyetlere ayrılmış durumda. Ardından Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, 3. köprü ve İstanbul Havalimanı'nın çevreye verdiği zararı anlattı. Tolunay, İstanbul'un ekolojik sorunlarını; mega projeler, arazi kullanım değişiklikleri, taş ocakları, hızlı nüfus artışı, iklim değişikliği olarak saydı. Tolunay, “Ekolojik sınırlarına ulaşmış olan İstanbul'un Anayasası niteliğindeki Çevre Düzeni Planını dikkate alan yok. Asalak bir kent haline gelmiş olan İstanbul'un büyümesini durdurmak için önlem alınmalı” dedi.
DOĞA SORUNLARININ KAYNAĞI AHLAKİ SORUNLARDIR
Çalıştayın ikinci oturumunda, Öğretim Üyesi Dr. Ercan Koç ve Öğretim Üyesi Dr. Çağdaş Kuşçu Şimşek, İstanbul’daki kentleşme durumunu ve Kuzey Ormanları’nın İstanbul’un iklimine etkisini anlattılar. İklim krizine karşı sulak alanların ve Kuzey Ormanları'nın mutlak olarak korunması gerektiğini belirttiler. Üçüncü oturumunda, Türkiye'de ormancılık politikaları ve İstanbul'un ormanları üzerine konuşan Doç. Dr. Cihan Erdönmez, “2B olarak bilenen yasal düzenleme kapsamında İstanbul ormanlarının %7'si orman sınırlarının dışına çıkarıldı. Bu oran, Belgrad Ormanı'nın büyüklüğünün 3 katından daha fazla” şeklinde konuştu. Oturumun ikinci konuşmacısı Prof. Dr. Orhan Sevgi, İstanbul Ormanlarına yapılan müdahalelerin ahlaki boyutunu ele aldı ve “doğa sorunlarının kaynağı ahlaki sorunlardır” dedi.
Ayrıca Kuzey Ormanları'nın 20'ye yakın tehdit başlığından kurtulması için tümden "muhafaza ormanı" ilan edilmesine yönelik bir çalışmasının başlatılması, çalıştayın her sene yapılması ve talepler içeren kısa bir deklarasyonun acilen yayınlanması konuşuldu. Çalıştay raporunun özet olarak kısa süre içerisinde paylaşılması, daha sonra kitap haline getirilmesi kararlaştırıldı.
Kaynak:Aktüel Psikoloji
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.