İnternet ve Televizyon Masalların Yerini Aldı

İnternet ve Televizyon Masalların Yerini Aldı
Televizyon ve bilgisayarın büyük bir hız sunduğu günümüzde genç nesiller, nine ve dedelerinden ma-sallar, hikâyeler dinlemek istemiyor. Onlar bir kenara itildiğinde ise geçmişin öyküleri çocuklara aktarılamıyor...

Şemsinur Özdemir / ZAMAN


Televizyon ve bilgisayarın büyük bir hız sunduğu günümüzde genç nesiller, nine ve dedelerinden ma-sallar, hikâyeler dinlemek istemiyor. Onlar bir kenara itildiğinde ise geçmişin öyküleri çocuklara aktarılamıyor ve çocuklar bir tarih ve benlik şuuruna da sahip olamadan yetişiyor.

Günümüzün gençleri, büyüklerinden ibretli hikâyeler, masallar dinlemek yerine televizyon izlemeyi, sinemayı, interneti ve sanal arkadaşlıkları daha çok önemsiyor. Çekirdek aile içinde büyükanne, dede, nine gibi büyüklere zaten yer bırakılmadı. Küçücük evlerde yaşlı kuşakla birlikte yaşama imkânı yok artık. Onlarla bir arada bulunma imkânları oluşsa bile, bu sefer de kuşaklar arasına görünmez yüksek duvarlar giriyor. Onlarca yıllık tecrübeler, biriktirilmiş hikâyeler, aile öyküleri, tarihten süzülüp gelen menkıbeler, masallar onlarla birlikte bir kenara itilip unutulmaya terk ediliyor. 75 yaşında, oğlunun evinde torunlarıyla bir arada yaşayan Leman Hanım'ın, "Torunlarım interneti ve televizyonu benim masallarıma, sohbetime tercih ediyor." ifadesi, yaşanan kopukluğu özetliyor.

Yaşlı kuşakların yeni nesil torunlarıyla yaşadıkları iletişim kopukluğunu yorumlayan Psikiyatr Prof. Dr. Kemal Sayar, günümüzde televizyon ve bilgisayarın büyük bir hız sunduğuna dikkat çekiyor. "Masallarda aksiyon değil, hikmet var." diyen Sayar'a göre, hıza ayarlı günümüz zihinleri masal veya kitaplarda yavaşlıkla özümsenmeyi bekleyen hikmeti kaldıramıyor. Günümüzde anne-babalığın zayıfladığına da işaret eden Prof. Dr. Sayar, "Anne-babaların çocuklarla geçirdiği süre kısalıyor. Böylece yeni yetmelerde antisosyal davranışlar yaygınlaşıyor. Temel mesele, aile zayıflarken popüler kültürün çok yaygınlaşıp güçlenmesinde." diye konuşuyor. Leman Hanım, 5 çocuğunu türlü zorluklar içinde büyütüp okutmuş, onların kendilerine ve çevresindekilere faydalı birer fert olarak yetişmesi için her türlü fedâkarlığı yapmış bir Anadolu annesi. Eğitimin, terbiyenin, ilim sahibi olmanın, helal lokma kazanmanın kıymetini bilen, 50 yaşından sonra okuma yazma öğrenip ilmini kitaplarla derinleştirmeye çalışan gayretli bir hanım. Çocukları ve artık anne-baba olmuş ilk torunları için hep ilk öğretmen olmuş. Ancak yeni nesil torunları ile yaşadığı kopukluk, aralarında oluşan uçurum onu derin derin düşündürüyor.

Prof. Dr. Sayar: Büyükler, çocuklara hitap etmenin yollarını bulmalı

Prof. Dr. Kemal Sayar, kuşaklara, arasındaki uçurumların kapanabilmesi için şu önerilerde bulunuyor: "Geniş ailenin sık sık bir araya geldiği zamanlar oluşturulmalı. Büyükler geçmişin hikâyelerini tabir caizse içine aksiyon katarak, daha bugünün çocuklarına hitap eder tarzda anlatabilmeli. Yine büyükler çocuklarla gerektiğinde bilgisayar da oynayabilmeli. Önemli olan, birlikte geçirilen zamanın korunması ve bu zaman içinde bir şeylerin paylaşılabilmesidir. Destanlar, masallar, kıssalar, hikmetli hikâyeler, bütün aileyi içine alacak şekilde genç kuşaklara aktarılabilmelidir."

Bu haber toplam 4195 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.