Her gördüğünüzü satın almak mı istiyorsunuz?
ETİKETİ sökülmemiş pantolonlar, elbiseler, tişörtler... Ama siz hala alışveriş yapmaya devam ediyorsunuz. Satın alırken ayaklarınızı yerden kesen o muhteşem duygu ise daha eve gelemeden yok oluyor. Ve siz her seferinde bu duyguyu yeniden yaşayabilmek adına daha fazlasını almaya çalışıyorsunuz. Ne yapmış olduğunuzun farkına ise her ay size gönderilen ekstrelerde fark ediyorsunuz. Kredi kartlarını ödeyebilmek için daha fazla kazanmayı istiyor, hatta daha fazla alışveriş yapabilmek için kariyer merdivenlerini hızla tırmanmayı istiyorsunuz. Psikologlar ise bunun nedenini şöyle açıklıyor; alışveriş yapmak iyi hissetmemizi sağlayan dopamin hormonunun salgılanmasını tetikliyor. Ama ne yazık ki etkisi kısa sürüyor. Bu kısa süreli terapi duygusal ihtiyaçlarımızın çaresini gerçek terapide değil de, alışveriş terapisinde aradığımızda veya aslında ihtiyacımız olmayan bir şeye para harcadığımızı fark ettiğimizde, karşımıza daha sık çıkıyor. Bu nedenle kendimizi borç içinde bulmak da durumu kötüleştiriyor.
MAĞAZALAR BİZİ NASIL KANDIRIYOR?
Normal şartlarda bir şeyden etkilenmemiz için 20 saniye gerekirken, mağazaların bizi yalnızca birkaç saniyede etkilemeyi başardığını biliyor musunuz? İşte tam da bu nedenle mağazaların vitrinleri göz kamaştırıcı olmak zorunda.
Diğer önemli faktör de uyum! Kıyafetlerini mankenler üzerinde öylesine bir uyum içerisinde sergiliyorlar ki, evdeki bir kıyafetinizin aynısıyla kombinlenen yeni sezon bir parça kıyafet gördüğünüzde hemen satın almak istiyorsunuz. Çünkü o kıyafeti satın aldığınızda, siz de tıpkı o manken gibi etkileyici görüneceğinizi düşünürsünüz.
Araştırmalara göre, kadınlar daha çok üst giyim alıyor. Bu nedenle vitrin düzenleme uzmanları genelde pahalı olan üstleri sade ve sizin de evinizde bulunabilecek bir altla tamamlıyor ki, o pahalı üstün eksikliğini hissedip alma isteğinizi uyandırsın. Aynı şekilde ayakkabı satışları da çanta ve kemer satışlarını teşvik ediyor. Ayakkabıların yanına uyumlu olabilecekleri çantaları koymaları boşuna değil yani!
ERKEKLER NE DURUMDA?
Bunun yanı sıra erkek kıyafetleri de hiç satılmıyor değil. Ama yine bunun da büyük bir kısmı kadınlar tarafından satın alınıyor. Bu yüzden mağazalar, eşleri alışveriş yapan erkeklerin sıkılmaması için dergi, kahve servisi yapıyor. Siz sadece temel birkaç parça kıyafet satın almak isterken gözünüz pahalı ve gösterişli kıyafetlere takılıyor. Çünkü herkesin aradığı o temel parçalar genelde mağazaların sonlarında yer alıyor. Böylece siz o yöne ilerlerken 'beni al' diye çağıran pek çok pahalı kıyafetle karşılaşma fırsatı buluyorsunuz. Bu arada mağazalar renklerin etkisini de kullanmayı unutmuyor. Davetkar kırmızı, dingin mavi, akıcı yeşil, en çok tercih edilen renkler arasında.
ALIŞVERİŞ BAĞIMLISI
Son yapılan araştırmalar, alışveriş bağımlılığını korku, baskı ya da bir dizi rahatsızlıkla aynı kefeye koyuyor. Bu durumda önemli olan sizin kendinizi alışveriş bağımlıları arasına koyup koymadığınız. Dönemsel krizlerde ihtiyacınız olan oto-kontrolden başka bir şey değil.
- HANDE ÖVÜNÇ / GÜNEŞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.