Her evde psikolojisi bozuk çocuk yaratıldı
Gazeteci-Yazar Soner Yalçın, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan yeni kitabı “Kara Kutu” ile modern tıbbın ve ABD’nin ilk milyarderi olan Rockefeller ailesinin planlarını deşifre ediyor.
Soner Yalçın, ilk günden bu yana yoğun ilgi gören kitabın ayrıntılarını Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin’e anlattı.
Aytunç Erkin, Soner Yalçın’la geçekleştirdiği röportajı yazı dizisi haline getirmiş ve ilk bölümünü dün yayımlamıştı.
Erkin’in yazı dizisinin ikinci bölümünde Soner Yalçın’ın şu sözlerini aktarıyor:
“Her duygusal sorun tıbbi meta haline neden getiriliyor? Tek dertleri ilaç satmak. 2003 yılında 14 milyon kutu antidepresan tüketilirken bu sayı 2018'de 55 milyon oldu. Her evde psikolojisi bozuk çocuk var.”
İşte o yazı…
Soner Yalçın “KARA KUTU-Yüzleşme Vakti” kitabında tıp-sağlık konusunda bugüne kadar ezberletilenlerin yanlışlığıwnı gözler önüne seriyor. ‘Ölüm İmparatorluğu'na karşı savaş açmış durumda! Amerika'nın ekonomisi durgun giderken ‘yeni ilaç' keşfinde bulunması aslında kitabın en can alıcı yerlerinden biri. Kitapla ilgili her soruyu Yalçın'a yönelttim o da kaçmadan yanıt verdi…
– “Ölüm İmparatoru” adı verilen Rockefeller'ın “modern tıp” adı altında insana neler yaptığını sadece Türkiye'den değil, dünyadan çarpıcı örnekler vererek yazıyorsunuz. ‘Hapı yutturmuşlar' yani hepimize…
– Etrafına baksana kaç kişi ölene kadar ilaç bağımlısı haline getirildi; tansiyon, şeker, kolesterol… Ölene kadar alıcısı olan “ürün” satıyorsunuz!
Ve bunların sınır ölçümleri sürekli değiştiriliyor; her seferinde ilacı kullanan insan sayısı milyonlarca artırılıyor. Zaten hedefleri herkesi ama herkesi “hasta” sınıfına sokmak! Kimse de sormuyor ki bu ölçüm sınırlarını kimler hazırlıyor? Küresel ilaç şirketleriyle nasıl ilişki içindeler?
AŞI SATIŞI VE KANSER İLAÇLARI
– İnsan, bu para temelli karmaşık ilişkileri şaşkınlık içinde okuyor…
– Doktorların başımızın üstünde yeri var. Ama tıpkı Tanzimat Dönemi münevverleri gibi ABD merkezli yayınları “tercüme” yapıp kesin doğrunun bu olduğuna kör inançla bağlı olmalarını anlayamıyorum. Tıp, sınıflar üstü değil; ekonomik-politiğini bilmek şart. Sayfalarca bunu örnekler üzerinden anlatmaya çalışıyorum. Kazanan hep “kasa” oluyor:
Kanser ilaçları satışının 2016 yılında 93.7 milyar dolarken 2022 yılında 192.2 milyar dolar olacağı öngörülüyor! Şeker hastalıkları ilaçları satışı 43.6 milyar dolarken 57.9 milyar dolar olması bekleniyor! Aşı satışı 27.5 milyar dolardan 35.3 milyar dolara yükselecek! Bu rakam on yıl önce dörtte bir oranındaydı; yirmi-otuz yıl önce ise onda biriydi. Ne oldu da bağışıklık sistemi bu kadar çöktü?
CİNSEL HAYATI YOK ETTİLER
– Rockefeller tıp anlayışının ilaçlara nasıl yansıdığını haplar üzerinden tek tek anlatıyorsunuz. Kolesterol tarihini yazıyorsunuz. Amerikan Kalp Derneği'nin yaptıkları “yok artık” dedirtiyor insana; halkı değil ilaç endüstrisini koruyorlar. Bunların hazırladıkları kılavuzlara nasıl güvenilir?
– Mesele şu: Biz bunları neden hiç bilmiyoruz. 1970'lerde durgunluğa giren ABD ekonomisi “kurtuluşu” yeni “ilaç” keşfinde buluyor ve zaten patent dayatmaları filan 1980'lerden sonra bu sebeple çıkıyor. Kolesterol bunlardan biri… Japonlar keşfediyor ancak yan etkilerinden emin değiller ama bu arada Amerikalılar ellerinden çalıp piyasaya veriyor! Sadece ABD'li Merck ilaç şirketi 1995'te 1 milyar dolarlık gelire kavuşuyor. Böyle bir pazar bırakılır mı? Sonra pazara Bristol-Myers Squibb, Pfizer gibi ABD şirketleri giriyor. Pfizer'ın çıkardığı “Lipitor”, onaylandığı 1997 ile patentin bittiği 2011 arasında 125 milyar doların üzerinde satışla, dünyanın en çok satan ilacı oldu.
– Tabii ki ilaca karşı çıkanlara sert tepki göstermeleri gerekiyor! Meseleyi tıp anlayışı dışında işin ekonomi-politiğini bilerek tartışmak gerekiyor o zaman…
– Aytunç sadece kolesterol değil; ilaç satışı konusunda ellerinde önemli kozları şu: İnsanları korkutmak! 1972 Münih Olimpiyatları'nda dünya ve olimpiyat rekorları kırarak yedi altın madalya kazanan Amerikalı yüzücü Mark Spitz'i reklam yüzü yaptılar. Hiç farkında değilmiş ama kolesterolü çok yüksek çıkmıştı! İşin acı yanı iki çocuğundan birinin de kolesterole yatkın olduğu reklam edildi. Uluslararası Olimpiyat Komitesi “bu salgın hastalığı” önlemek amacıyla Pfizer şirketini yardıma çağırdı! Amerikan Pediyatri Akademisi yayınladığı rehberinde kolesterol düşürücü ilaçların 8 yaşından itibaren kullanılmasını tavsiye etti! Güya bu yaşta kullanım ilerideki kalp problemlerini önleyecekti! Bu konularda kanıt var mıydı? Yoktu…
– Soner Yalçın insanlara “kolesterol hapını bırakın” mı diyor?
– Çocuk muyum ben! Benim yapmak istediğim farkındalık yaratmak. Leblebi gibi ilaç yutanlar, gitsinler doktorlarına konuşsunlar. Okusunlar “Kara Kutu” kitabını, ilaç nasıl “mucize ilaç” olmuş anlasınlar. Bir NASA hekimi bile ilacın hafızasını nasıl yok ettiğini anlatıyor. İnsanların cinsel hayatını öldürüp ardından penis sertleşme ilacını nasıl çıkardılar görsünler!
– Ne yalan söyleyeyim kitabın her sayfasını korkarak açtım; “ne hatalar yapmışız” diye. “Saklı Seçilmişler”i de bu duyguyla okumuştum. İnsan kendinden vazgeçiyor ama ya çocuğu?
– Israrla sormalıyız: Daha mı çok hastalanıyoruz? Yoksa daha mı çok tedavi ediliyoruz? Tıp tabu değil. Bizler de sorularımızla doktorların kendilerini geliştirmelerine yardımcı olacağız. Ezberi bozacağız. Çünkü tehlike büyük. Baksanıza… Her evde “psikolojisi bozuk hasta çocuk” yaratmayı başardılar! Her insani “duygusal sorun” tıbbi meta haline neden getiriliyor? Tek dertleri ilaç satmak. 2003 yılında 14 milyon kutu antidepresan tüketirken bu sayı 2010'da 34 milyon, 2015'te 43.5 milyon ve 2018'de 55 milyon kutu oldu.
– Bu ilaçlar “moda” oldu; çoluk-çocuk genç-yaşlı herkese veriliyor…
– Şunu bil ki: Rockefeller'ın stratejisi üç ayrı hedefi içeriyordu:
… 1931-1944 yılları arasında tıp fakültelerine psikiyatri öğretimini müfredata aldırmak…
… 1940'lı yıllarda anahtar araştırma merkezleri inşa etmek…
… Hastanelere, okullara, mahkemelere ve sosyal hizmetlere psikiyatrik uygulamaları sokmak…
Bu tıp düzeninin amacı sadece para kazanmak olmadığına inanıyorum. İnsanlar antidepresanların beyni öldürdüğü bilmeli… Avrupa İlaç Ajansı özellikle 18 yaş altı için kullanılan antidepresanların beynin olgunlaşmasının devam ettiği çocuk ve ergenlerde zararlı olduğunu ve intihar riskini arttırdığını belirtiyor.
– Saklı Seçilmişler kitabınızda da diyorsunuz; “soykırım yapıyorlar!”
– Evet, endüstriyel gıdalar ile hastalandırıp ilaçlarla öldürüyorlar! Dikkat et yoksullar neden daha çok ilaç kullanıyor? Dünya nüfusunu azaltmaya yoksullardan başladılar. Konu konuyu doğuruyor; küresel ilaç şirketleri yoksullardan ilaç parası alamayacaklarını bildiklerinden, dünyanın dört yanında “yeşil kart” uygulaması başlatıp devleti söğüşlüyor! AKP iktidarı da bununla övünüyor…
HEDEF KADINLAR
Kitaptan bir bölüm
Vince Parry…
New York Manhattan'da çalışan ve uzmanlık alanı ilaç sektörü olan reklamcı. İlaç sektörü için yaratılan yeni hastalıkların “satışını” yapanlardan…
Bir makalesinin adı konuyu özetliyor: “Bir Rahatsızlığı Markalaştırma Sanatı. Okuyalım:
“Bazen az bilinen bir hastalığa dikkat çekilir…
“Bazen eski bir hastalık yeniden tanımlanır ve yeni isim verilir…
“Bazen de yepyeni bir hastalık türetilir…
Reklamcı Parry'nin kişisel olarak en sevdiği “yeni hastalıklar” şunlardı:
– Erektil işlev bozukluğu/sertleşme zorluğu…
– Dikkat eksikliği…
– Regl öncesi disforik bozukluk…
“Prozac” ve “Viagra” gibi antidepresanların “yıldızlaşmasında” onun parmağı vardı! Hedefinde şimdi kadınlar var:
– Cinsel işlev bozukluğu hastalığı.
SONUÇ: İnsan sahipsiz. Küresel şirketler istediklerini yapıyor. Dünyayı parmağına takmış rahatça oynatıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.