Hem Tedavi Oluyor Hem Para Kazanıyorlar
Kastamonu Devlet Hastanesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezi'nde tedavi gören hastalar, ''iş-uğraş terapileri'' ile hem tedavi oluyor hem de ürettikleri ürünlerin satılmasıyla para kazanıyor.
Devlet Hastanesi bünyesinde faaliyetini sürdüren Toplum Ruh Sağlığı Merkezi'nde tedavi gören hastalara, ''iş-uğraş terapileri'' çerçevesinde, mis sabun, ahşap boyama ve resim konularında eğitimler veriliyor. Eğitimler sayesinde sosyalleşmeleri sağlan hastaların terapiler sırasında yaptıkları ürünler merkez tarafından alış veriş merkezlerinde sergilenirken, satılan ürünlerden elde edilen gelir, hastalar arasında paylaştırılıyor.
Toplum Ruh Sağlığı Merkezi sorumlusu psikiyatri uzmanı Dr. Nurcan Uslu Balaban, AA muhabirine, merkezlerinde ''şizofreni, bipolar duygudurum bozuklukları ile diğer psikotik hastalıkların'' tedavisini sürdürdüklerini belirtti.
İlaç dışı tedavi olan ''iş-uğraş terapileri'' ile hastaların toplumsal ve sosyal becerilerini geliştirdiklerini ifade eden Balaban, ''Bu çalışmalara başlayalı 5 ay oldu. Buraya gelen hastalarda somut olarak fayda görenler var. Onlar da faydalandıklarını dile getiriyorlar. Açıldığımız gün 82 kayıtlı hastamız varken şu an 90'a yaklaştık'' dedi.
Merkezin hastaneden bağımsız, daha çok terapiyle iş gören bir birim olduğunu belirten Balaban, ''Hastalarımız burada tedavi görüyorlar, bir şeyler öğreniyorlar. Yaptıklarını da insanlara sergiliyorlar. Bunların satışından kazanılan parayı paylaşıyorlar'' diye konuştu.
SABUNDAN GÜL YAPIYORLAR
Merkezde tedavi gören hastalara toplumda ön yargıyla yaklaşıldığını, onların tehlikeli olarak değerlendirildiğini vurgulayan Balaban, hastaların terapilere katıldıkları sürece iyi durumda olduklarını ve çalışabildiklerini söyledi.
Söz konusu kişilerde, hastalığın doğasından kaynaklanan toplumdan çekinme davranışları olduğunu belirten Balaban, ''Kendi hastalıklarından dolayı konuşmada ve iş yapmakta zorlanabilirler. Bazen hiçbir şey yapmak istemedikleri zamanlar olabilir. Buraya gelmek hem onları evden çıkarıyor hem de başkalarıyla iletişim kurmaya başlıyorlar. Kendilerine benzer kişilerle iletişim kuruyorlar. Hocalarımızla, hemşire hanımlarla konuşarak sıkıntılarını paylaşabiliyorlar, arkadaş edinebiliyorlar'' diye konuştu.
Usta öğretici Nurgül Bal da hastaların el becerilerinin ilk günlere nazaran çok ileride olduğunu ifade ederek, ilk zamanlar hamuru yoğurma, yuvarlama ve toparlamada zorluk çeken hastaların, şimdi şekillendirme boyutuna geldiklerini söyledi. Hastalarda ilk başlarda ''Biz yapamayız, nasıl yaparız?'' şekilde düşünceler olduğunu aktaran Bal, artık hastaların kendi başlarına çiçek, gül gibi ürünleri yapabildiklerini kaydetti.
Merkezde tedavi gören Koray Demir (26) de iki aydır merkeze geldiğini belirterek, burada sabun ürünleri, gül yaptıklarını ve tahta boyadıklarını söyledi. Kendilerini topluma kanıtlamaya çalıştıklarını ifade eden Demir, ''Bizi farklı yönde tanıyorlar. Yani hiçbir işe yaramayanlar olarak biliyorlar. Ancak biz çabalarımızı gösteriyoruz. Örneğin, sabunlarla gül yapıyoruz, çiçek tanzim ediyoruz, sonra resim yapıyoruz. Buradan çok memnunum. Hem ilaçlarım takip ediliyor hem de burada yaşam koşullarımız daha iyi'' diye konuştu.
AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.