Sol bacağının yapılan yanlış iğne sonucu felç olduğunu ileri süren Sabiha Üge, tercüman aracılığı ile derdini anlattı. Kürtçe konuşan Üge, ayrıca hastane personellerinin kendisine iyi davranmadığını anlatarak "Kulak ağrısı için oğlumla beraber Hizan Devlet Hastanesi'ne gittik. Kulağıma bakan doktor kulağımda herhangi bir sorun olmadığını ve hemşireye bana iğne yapmasını söyledi. Hemşire de beni sedyeye yatırmadan ben ayaktayken hızlı ve sert bir şekilde kalçama iğneyi batırdı. O iğneyi batırdığı anda belimden ses geldiğini hissettim ve o anda çok büyük bir acı çektim. Ben o acıyla hemşirenin kolunu tuttum ve 'beni öldürdün' dedim. Şiddetli acı çektiğim için ve ayağım artık tutmadığı için yere yığıldım. Oğlum beni o durumda görünce doktorun yanına gitti ve doktora benim durumumu söyledi. Doktor da bana serum verilmesini söyledi. Bana serum verilmesine rağmen durumum gittikçe daha kötü oldu. Beni Tatvan'a sevk ettiler. Kendi imkanlarımızla gittiğimiz Tatvan'daki hastanede bana bakan olmadı. Biz de Hizan'a geri döndük. Hizan'daki hastaneden bizi tekrar Tatvan'a yolladılar. Tekrar Tatvan'a geldik ve bizi Tatvan'dan Bitlis'e yolladılar. Bitlis'teki doktorlar bizimle ilgilendi ve bizi Van'a sevk ettiler. Ardından Van'a gittik ve burada fizik tedavisine aldılar. Tedavi esnasında benim ayağımı kontrol etmek için elektrikle baktılar ve hiçbir olumlu yanıt alamadılar. 15 gün fizik tedavisinde kaldım ve hiçbir gelişme olmadı. Doktor, 'Sinir damarı kopmuş ve ayağı felç olmuş' dedi. Sonra beni taburcu ettiler" dedi.

"HASTANE PERSONELLERİ BİZE KAPILARINI TAMAMEN KAPADILAR"

Annesinin eski sağlığına dönebilmesi için mücadele eden Mehmet Selim Üge ise, 12 Ağustos 2010 günü, annesinin kulak ve baş ağrısı için Hizan Devlet Hastanesi'ne gittiklerini hatırlatarak, "Annemi muayene eden doktor bizi Tatvan'daki nöroloji doktoruna sevk etti ama gitmeden önce acilde bir ağrı kesici iğne yaptırmamızı istedi. İğne yapıldıktan sonra annemin ayağı tutmaz oldu. Annem o anda ayağını hissetmediğini ve felç olduğunu söyledi. Tedavi için Tatvan'a ve Bitlis'e gittik. Sonuç alamayınca yine Hizan Devlet Hastanesi'ne geldik. Bu kez de bizi, hastane Başhekimi ve doktorlarla görüştürmediler. Sonra başhemşire geldi, iğnenin neresine yapıldığını sordu ve bir doktor gibi bakarak, 'İğneden dolayı değildir, bir daha hastaneye gelmeyin ve bizi rahatsız etmeyin' dedi. Ben de amacımız kimseyi rahatsız etmek olmadığını ifade ettim. Doktorlar bizimle görüşmek istemediğini söylediler, kapılarını bize tamamen kapadılar" dedi.

"MADDİ VE MANEVİ OLARAK MAĞDUR EDİLDİK"

Hem maddi hem manevi olarak mağdur olduklarını ifade eden Üge, "Anneme yapılan iğne sinir damarına yapıldığı için büyük hasar meydana gelmiş. Van'a gittik, EMG sonucu aldık ve savcılığa teslim ettik. Daha sonra savcılık Van'a bir yazı yolladı. Adli Tıp'tan gelen yazıya göre herhangi bir sakatlık olmadığı gösterilmiş. Oysa biz Adli Tıp'a hiç gitmedik. Sadece bir başvuruda bulunduk. Başvuru yaptığımızda da bize Diyarbakır veya Erzurum'a gitmemiz gerektiği söylenmişti. Hizan Savcılığı'na yanlış bir bilgi mi verilmiş? Yoksa savcımı yanlış yorum yapmış ve o yazıyı yazmış? Bu bize büyük bir hakarettir. Tüm yetkililerden bu konuya el atmalarını ve bize yardımcı olmalarını istiyoruz" dedi.

MÜRACAAT OLURSA İNCELEMEYE HAZIRIZ

Hizan Devlet Hastanesi yetkilileri ise böyle bir konunun kendilerine ulaşmadığını, hasta veya hasta yakınından bir müracaat olması halinde gerekli incelemeleri yapmaya hazır olduklarını söylediler.