HASTALIĞA GÖRE MUSİKİYLE TEDAVİ

HASTALIĞA GÖRE MUSİKİYLE TEDAVİ
İnsanlık tarihi kadar uzun bir geçmişe sahip olan ve zamanla değişik boyutlar kazanan müziğin insanlar üzerine çok çeşitli tesirleri vardır. Bu tesirler hem menfi hem de müspet olabilmektedir

Tasavvuf Musikisinin Tedavi Edici Özelliği
Remzi USLU


İnsanlık tarihi kadar uzun bir geçmişe sahip olan ve zamanla değişik boyutlar kazanan müziğin insanlar üzerine çok çeşitli tesirleri vardır. Bu tesirler hem menfi hem de müspet olabilmektedir.
Müzik halk arasındaki anlayışa göre ekseriyette bir eğlence vasıtası görülmesine karşın, esasen duygu ve düşünceleri seslerle anlatmaya veya sesi düzenli estetik maksatlara uygun şekilde kullanma sanatıdır. Müzik J.J.Rausseu'ya göre sesleri kulağa hoş gelecek şekilde terkip etmektir. İmam Gazali'ye göre ise müzik, tabii olan ve insanı hevesata götürmeyen, aksine, ilahi birliğe davet eden ulvi seslerdir. Mesela Davudi bir sesle okunan Kur'an musikisi, bülbül sesi, yağmur ve suların sesleri, deniz dalgalarının nağmeleri.... ve kainatta Allah'ın varlığını, birliğini terennüm eden kozmik senfoni gibi müziğin sadece bir eğlence aracı olmadığının, insan ruhunun ve vicdanının derinliklerinden zihin ve düşünce dünyasına kadar uzanan bir iletişim yolu olduğunun anlaşılmasıyla, müziğin bu özelliğinden nasıl istifade edebiliriz düşüncesi çok sayıda ilmi araştırmaya zemin teşkil etmiştir. Bu araştırmaların içinde müziğin öğrenme ve akademik başarıya olan tesirinin yanında bir de tıbbi bir metod olarak hastalıkları tedavi etme yönü olduğu tespit edilmiştir.

Tarihlerde müzik Türk Tarihi kadar eskiye gitmektedir. Bazı bilim adamları en az 6.000 yıldan beri devam eden Türk Müziği tarihinden bahsetmektedir.

Türklerde kurumlar bünyesinde ilk ciddi müzik tedavisinin Osmanlı döneminde olduğunu biliyoruz.
Osmanlılardan önce Selçuklu döneminde Selçuklu Sultanı Nurettin ZENGİ kendi adı ile Şam'da yaptırdığı bir hastanede Ebubekir RAZİ'den, Farabi'ye, İbni Sina'ya uzanan bir çizgide müzik makamlarının hangi saatlerde etkili olacağının tasnifini yapan bir müziko-terapi anlayışının uygulandığını görüyoruz. Sonra ki dönemlerde Amasya, Sivas, Kayseri, Manisa, Bursa, İstanbul Fatih Külliyesi ve Edirne Şifahanelerinde bu usul uzun süre devam ettiriliyor. Evliya Çelebi'de musikinin sadece ruh hastalıklarında değil çok yönlü olarak kullanıldığı ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Orta Asya kültüründe bakıcı, tedavi edici anlamında Baskı adı verilen tedaviciler vardı. Bunlar musiki ve raksı kullanarak trans haline geçerler ve bu anda elde ettikleri bilgileri hastalara uygularlarmış. Müzik burada transı hazırlayıcı bir özellik gösteriyor. Ayrıca hastanın duygularını değiştirmeye yardımcı oluyor.
Büyük İslam Filozofu ve bilginlerinden İbni Sina'da (980-1037) müzik dinlemenin dinlendirici olduğunu insanların kendi ruh cevherlerini ve alemlerini geliştirmek amacıyla müzik dinlemeleri gerektiğini vurgulamıştır. Tabip Şuuri “Müzikten anlamayan bir hekim tıpta bilgin ve mesleğinde yetenekli olmayıp teşhise kadir olamaz” diyerek müzikle tedaviye verdiği önemi göstermiştir.
Bilhassa Farabi'nin kitapları musikimiz için rehber olmuştur. İslam Medeniyeti tarihinde özellikle tasavvuf ekolu mensupları müzikle uğraşmış, faydasına inanmış ve savunmuşlardır. Müzikle tedavi de ise yine Sufi'ler müziğin insan sağlığı üzerine yaptığı tesirden bahsetmişler ve lüzumlu oluşunun bir delili olarak görmüşlerdir. Sufi'ler ruh hastalıklarının tedavisinde müzikle tedaviyi denemişlerdir. Bu tasavvuf ehli insanların yaptığı müziğe de tasavvuf müziği denilmiştir. Tasavvuf müziği denilince ilk gelenlerden birisi Tasavvuf Musikisidir. Tasavvuf tabi ki sadece müzik olarak anlaşılmamalıdır. Ancak Tasavvuf Musikisi Rab'bani aşkın kalbe ulaşmasında kullanılan temel yöntemlerden biri olduğu içinde oldukça önemlidir.
Tasavvuf Müziğinin amacı insanın Allah'a olan kulluğunun farkına varmasını sağlamaktır. Tasavvuf Musikisiyle nefis kendi içinde zaten olan Allah aşkıyla karşılaşır ve bu aşkın içine çekilir. Nefis kulluk aşkıyla bir araya geldiğinde tıpkı gerçek bir ustanın elindeki ney gibi cevap verir. İşte o an nefis ve aşikar haldeki kulluk aşkı bir araya gelir ve Tasavvuf Musikisi doğar. Tasavvuf Müziği bu dünyaya sürgüne gönderilmiş ruh ve Rab'bi arasındaki bağlantıdır. Tasavvuf Musikisi nefes, dokunuş ve ritim ile icra edilir. Sonu olmayan sürekli bir kurgu içerisinde örtülür. Her bir vuruşta kendi gizemli kapılarını daha da açar, açılır ama hiçbir zaman da rüzgarından hızından bir şey kaybetmez.

Ney, Allah aşkını, adanmışlığı ifade etmeye en yakın sesi çıkarır. İnsana her saniye hayat üfleyen kalbin sesine en yakın sesi çıkarır. Ve nefes ne kadar çok sıradan dursa da Allah'ın en güzel isimlerini sürekli dinleyen kulaklara fısıldayan sesiyle Tasavvuf Musikisinin en önemli enstrümanıdır.
Ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet ÖZ bir makalesinde? Başarılı tedaviye rağmen hasta hayatından şikayetçi ise bildiğimiz tıp yöntemleri yetmeyecektir demektir. Hastaya yardım için müzik, hipnoz, masaj, akupunktur, bioenerji gibi yöntemleri kullanıyoruz. Örneğin hipnozla hasta rahatlatılıyor. Ailesinin yanında olmasını sağlıyoruz. İsterlerse din adamı çağırıyoruz. Ameliyattan sonra ağrıya karşı masaj yaptırıyoruz. Müzik kullanıyoruz. Daha ameliyata girerken Wolkmenle Tasavvuf Müziği veya tercihi müzikleri dinletiyoruz. Başına EGG taktığımız hastalara müzik dinlettiğimizde beyin atışlarının değiştiğini gördük diye anlatmaktadır.
Bir çok toplumda hasta insan sağlığına kavuşmak için kendisini bazı güçlere sahip olduğu düşünülen sihirbaza, rahibe teslim etmiştir. Hastalıkların kötü ruh veya cin adı verilen varlıklar tarafından meydana getirildiğine inanılmıştır. Tedavi törenlerinde müzik, dans, ritim ve şarkılar başlıca rol oynamış, hastanın kötü varlık ve ruhlardan kurtarılması tedavinin temelini teşkil etmiştir. Monoton bir ritim ile birlikte varlığın tepkisine göre hızlı, yavaş, yumuşak veya sert melodi ile ikna edici sözlerle övgülü şarkı ile müziğe refakat, müzikle tedavinin temelini oluşturmuştur. Yıl 2006 ve yukarıda ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet ÖZ'ün makalesinde belirtildiği gibi müzik o günden bu güne hızla gelişen teknolojiye rağmen yine de tedavi edici yönü bulunmakta ve insanoğlu var oldukça da devam edeceğe benziyor. İnsan yaşamında böylesine etkin olan bu olgunun bakalım insan sağlığında nasıl bir etkisi var. Ve hangi hastalıklarda kullanılmaktadır, biraz da onu incelemeye çalışalım.

1-NİHAVEND MAKAMI:Oğlak Burcu (Yay Burcu). Satürn, Jüpiter. Toprak- Ateş tabiatlı. Sıcak-kuru yapıdadır. Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Sarı safra, gündüz ve erkek bağlantılıdır. Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler vardır. En eski makamlardandır. Ebu-selik kelimesinden geldiği söylenmektedir (Güzel yazma ve söyleme yeteneği).

2-RAST MAKAMI: Koç Burcu Ateş tabiatlı, kuru-sıcak tabiatlı makam. Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için; bu nedenle oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Gündüz, Salı günleri etkisi fazladır. Oğlak burcu ve su ile ilişkilidir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça "doğru" "dosdoğru" "sağ" ve "gerçek" demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır. Mars gezegeni ile bağlantılıdır.

3-REHAVİ MAKAMI: Terazi Burcu. Rüzgar tabiatlı. Sıcak ve kuru. Seher zamanı ve ikindiyle yatsı arası etkilidir. Aslan Burcu, Güneş ve Pazar günüyle ilgilidir. Nemli ve kuru, sarı safra, erkek, sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür (basen) için faydalıdır. Sonsuzluk ve yer çekiminden kurtulma duygusu verir. Urfalı; Urfaya ait demektir. X. Yüzyıldan önceye giden bir geçmişi vardır. İbn-i Sina ve Evliya Çelebi'de bahsi çok geçer. Sonraları Rast makamı, Rehavi makamının yerini almıştır. Diğer adı Ruhavi'dir.

4- HÜSEYNİ MAKAMI: Akrep Burcu ( Kova Burcu). Su tabiatlıdır. Satürn etkilidir. Nemli ve sıcak. Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah- öğlen arası etkisi fazladır. Cumartesi özel gündür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Büyük erkeklerde görülen gizli ateşli nöbeti ve günde bir kere gelen ateşli nöbetin giderilmesinde faydalıdır. Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir; bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. En az altı asırlıktır. Mert bir ifadesi vardır. Kalp, karaciğer ve mide için faydalıdır. "Küçük sevgili" ve " Hüseyin ile ilgili" demektir.

5- HİCAZ MAKAMI: Yay Burcu. Ateş tabiatlı. Sıcak özellik gösterir. Jüpiter bağlantılıdır. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi fazladır. Kuru- soğuk nedenli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro-genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır. En eski makamlardandır. Zengüle ve Zirgüle makamları ile yakınlık gösterir. Adını Arabistan'daki Hicaz bölgesinden almıştır.

6-PENTATONİK MELODİLER: Pentatonik müzik, Asya kökenli Türk musikisinin en önemli ve karakteristik özelliğidir. Bir gam içindeki 7 sesten ikisinin azalması ile, 3 adet tam ve 2 adet 1,5 sesten olmak üzere 5 sesten oluşmuştur. Kendine güven ve kararlılık verir, rahatlık sağlar. Çocuklara, 9-10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi tavsiye edilmektedir.

7- ACEMAŞİRAN MAKAMI: Ateş tabiatlıdır. Kuru-sıcak makamdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkilidir. Kemiklere ve beyne etkilidir. Vücutta yağ dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur. En eski şed makamlardandır

8-UŞŞAK MAKAMI: Balık Burcu. Su tabiatlı. Soğuk-nemli. Jüpiter. Fecirden kuşluk vaktine kadar ve günbatımında etkisi fazladır. Beyaz balgam, gece ve dişi bağlantılı olup; Perşembe günü özellik gösterir. Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. "Aşıklar" demektir. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir.

9-SEGAH MAKAMI: Su ve toprak tabiatlıdır. Soğuk makamdır. Kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkilidir. Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. XIV. Yüzyıldan eskidir.

10- SABA MAKAMI: Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir.

11- BUSELİK MAKAMI: Nihavend makamı ile benzer özelliği gösterir.

12- ISFAHAN MAKAMI: İkizler Burcu (Yengeç Burcu); Hava tabiatlı, ikindi ile yatsı arası etkilidir. Su bağlantısı vardır. Soğuk ve nemlidir. Beyaz balgam ile ilgilidir. Dişi, gece karakterli, Pazartesi bağlantılıdır. Soğuk tabiatlı olduğu gibi, ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. En az yedi asırlık bir makamdır.

13- NEVA MAKAMI: Kova Burcu (Oğlak Burcu); Satürn. Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Kara safra bağlantılıdır. Dişi özellik gösterir. Gece ve kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkisi fazladır. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. En eski makamlardandır. Buluğ çağındaki kız çocuklarının kadın hastalıklarına tedavi etkisi vardır. "Ses, seda, makam ve ahenk" demektir.

14- BAKSI DANSI: Eski Türklerde baksı adı verilen koruyucu hekimlerin, tedavi esnasında transa geçmek ve bilgi almak için kullandıkları dans. - İmprovize - Kılkopuz ve dombra ile yapılan improvize müzik uygulaması.

15- ARŞETİPİKAL HAREKETLER: Kol omuz ve baş hareketleri ile hazırlık ve terapi sağlar. İmaj Müzik: İmaj göstererek tedavinin kolaylaşması sağlar.

16- SEMA - SEMAH: Sema ve Semah örnekleri.

17- IRAK MAKAMI: Boğa Burcu; Venüs bağlantılıdır. Toprak tabiatlıdır. Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Kuru-soğuk karakterdedir. Kara safra ile ilişkilidir. Karakteri dişi olup, etkisi Cuma günü ve geceleri fazladır. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol, sol kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır. Tarih olarak en az 7 asırlıktır. Spiritüel tesiri görülür. Irak-ı Acem'den gelmektedir.

18- BÜZÜRK MAKAMI: Aslan Burcu. Ateş, Güneş. Soğuk ve sıcak-kuru tabiatlıdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkili olmaktadır. Kara safra, dişi ve gece bağlantılı olup, Merkür gezegeni ve Çarşamba günü ile ilgilidir. Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer ve kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir. Farsça "büyük" demektir. Yedi-sekiz asırlık bir makamdır.

19- ZİREFKEND MAKAMI: Yengeç Burcu. Merkür. Su tabiatlı. Uyku vakti etkilidir. Sıcak- nemli özelliğe sahiptir. Kan, erkek ve gündüz bağlantıları vardır; günü Çarşamba'dır. Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir. Farsça " döşek ( yatak)" demektir. XIII. asırdan önceye aittir.

20- ZENGÜLE MAKAMI: Başak Burcu ( Terazi Burcu). Venüs etkisi. Toprak tabiatlı, sıcak ve nemli. Günbatımından sonra etkilidir. Hava bağlantılıdır. Kan, erkek, gündüz ve Cuma günü ilişkisi vardır. Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder. XIII. asırdan önce Hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir masal duygusu verir. Farsça "çıngırak, def pulu, zil" demektir. İran mitolojisinde bir Türk kahramanın adıdır.
 
 

Bu haber toplam 15682 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.