Haftada Bir Gün Televizyonu Kapatın
AİLELER HAFTADA BİR GÜN TELEVİZYONLARINI KAPATSIN
Tuzla Belediyesi 1. Sağlık Şenliği'ne katılarak, "Ruh Sağlığı" üzerine konuşan, Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli de "Çocuk yetiştirme ve çocuk eğitimi" konusunda önemli açıklamalarda bulundu.Çocukların ruh sağlığının korunması için anne ve babalara büyük görevler düştüğünü belirten Verimli "Tuzla, İstanbul içinde bir tatil kenti. Modern kentlerdeki aile yapılarımızda çok ciddi değişmeler var. Özellikle televizyon, çok ciddi boyutlar içinde hayatımıza girdi. Evde 2-3 televizyon var. Baba haberleri izliyor, anne dizi izliyor, çocuk başka bir şey izliyor. Bu yüzden aile içinde bir yabancılaşma ortaya çıkıyor. Aile içinde, kültür paylaşımının, duygu paylaşımını azaltmamak gerekiyor. Aile üyeleri aynı evin içinde birbirlerinin yüzlerini görmüyorlar. Çocuklarımızı küçüklüklerinden itibaren, arzu ve istekleri alevlendiğinde, ortaya çıkan hayal kırıklıklarına katlanma gücü ile eğitmeliyiz. Allah rızası için haftada bir gün, televizyonlarınızı üç saatliğine kapatın. Çocuklar, anne-baba, bir araya gelin ve duygularınızı paylaşın" diye konuştu.
ÇOCUKLARINIZA ÖZGÜVEN AŞILAYIN
Çocuklardaki vicdan duygusunun 9 yaşında başlayıp 10-11 yaşlarında yapılandığını vurgulayan Prof. Dr Verimli "Toplumda yazısız kuralların içimize sinmiş biçimine vicdan denir. Çocuklarınızın vicdan duygusu aşılayın. Türk toplumunda büyük bir yanlış var. Biz çekingen, girişken olmayan, özgüven duygusu düşük gençler yetiştiriyoruz. Bunu da vicdan adına yapıyoruz. Çünkü anne-baba, çocuklarını büyütene kadar, vicdan duygusunu geliştirecek önlemleri almıyoruz. Aksine eleştirerek büyütüyoruz. Eğer çocuğunuzu eleştirerek büyütürseniz, başkasının yanında küçük düşürürseniz, kendisine güvenmemeyi öğrenir. Türk toplumunun yüzde 80'ni de böyle çocuklar yetiştiriyor. Aklına, kendisine güvenen çocuklar yetiştirmeliyiz. Mahcup çocuk yetiştirmek yanlıştır. Çocuğunuz bir şey istediğinde hep evet ya da hep hayır demek değil, anne baba olmak, içinize tuz basarak, çocuğunuzun istediklerini geciktirmektir. Bunu da her anne babanın başarması gerekiyor. Çocuklarınızı yokluklara alıştırmayı, kırmadan hayır demeyi başarmak çok önemlidir.
KENDİNİZİ ÇOCUĞUNUZLA KIYASLAMAYIN
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise, anne-baba-çocuk ilişkisi üzerine yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Aile içindeki kuşak çatışmaları, tarihin her döneminde yaşanıyor. Bu doğal bir durum. Çünkü anne babaların çocuk yetiştirme tarzıyla, çocukların doğruları aynı değil. Eski sorulara yeni cevaplar vermek gerekiyor. Anne babalar, sorulara hep eski cevaplar vererek yetiştirmeye çalışırlar. Bu da çocukları tatmin etmiyor. Bunun için özellikle anne babaların yaptığı eğitim hatası şu: Anne babalar çocuklarını hep kendileriyle kıyaslıyorlar. Aslında kuşak çatışmasını en çok ortaya çıkaran sebep, kıyaslama yapılmasıdır. Eğitimde kıyaslama, çocuklarda negatif duyguların gelişmesine yol açar. Kıyaslamayı eğitimde kullanmak sakıncalıdır. Bunun yerine çocuğa bir hedef koyup, ideal insan böyledir, ideal tarz böyledir deyip, çocuğun kendisini önüne konulan hedefle kıyaslamasını sağlamak gerekiyor."
ÇOCUKLARIMIZI YASAKLARLA DEĞİL, SEÇENEKLERLE YETİŞTİRMELİYİZ
Çocukların hem özgür olmak hem de anne ve babalarının yanında olmalarını istediğini belirten Prof. Dr. Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anne babanın rehberliği olmadan, çocuk kendi kendine doğruları, doğru arkadaşları bulamaz. Anneler ergenlik çağında özellikle buyurgan bir tavırla değil, tarafsız bir şekilde konuşabilmeyi başarmalıdır. Anne-babalar çocuklarını yasaklarla değil, seçeneklerle yetiştirmeliyiz. Çocuklarımızı çok serbest bırakmamalı ama aşırı koruyucu da olmamalıyız."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.