Disiplin Tehdidi Fobiye Donüşebilir
Şenol Yiğit / ZAMAN
Disiplin için yapılan korkutmalar çocuklarda 'fobi'lere yol açıyor
Toplumumuzda çocukları tehdit ve korkutmayla disipline etmeye çalışmak bir tür eğitim aracı olarak görülüyor. Korkuların büyük çoğunluğu gelip geçicidir.
Ancak ne zaman bu korkular gelip geçici olmaktan çıkıp bireyi etkisi altına alıp günlük hayatını olumsuz etkilerse artık korku yerini 'fobi'ye terk etmiş demektir. Bu tarz davranış şekli gerçekle hayali tam olarak ayırt edemeyen çocuklarda fobilerin oluşmasına neden olmaktadır. Baskı ve korku ile bir müddet sağlanmış gibi gözüken disiplin ise asla kalıcı değildir. Bireyler üzerindeki baskı ve korku, bir an bile olsa gevşediği ya da bireyler tarafından kanıksandığı anda, ortaya telâfi edilmesi mümkün olmayan zararlı sonuçlar çıkabilir.
Korkutmayın, 'fobi'si olur!
İşte fobiye yol açan davranışlar:
Okulla ya da öğretmeniyle korkutmak ve tehdit etmek.
"Çabuk yatın yoksa öcüler, cinler gelir!" demek.
Yaramazlıklarına ceza olarak karanlık bir odaya, banyoya, kömürlüğe kapatmak.
Geç geldiği bir gün, "Şimdi polis geldi, seni sordu!" demek.
"Annesini üzen çocuklar cehennemde yanar!" demek.
Yemeğini yemeyen çocuğuna şimdi anneniz ya da babanız ölsün de siz de rahatlayın gibi çocuklarını anne ve babayı kaybetme korkusuna itebilecek söylemler geliştirmek. Böcekler, büyük hayvanlar, afetler, dilenciler ve eşyalar gibi birçok şey anne ve babalar tarafından korkutma mekanizması olarak kullanılabiliyor.
Fobi oluşmaması için ne yapmalıyız?
Anne ve babalar isteklerini çocuklarına yaptırmak için korku yolunu değil, sevgi ve anlatım yolunu seçmelidir.
Ebeveynler kendi istekleri kadar çocuklarının taleplerini de dikkate almalıdır.
Anne ve baba, çocukları için model olduklarını unutmamalı, iyi örnek olmalılar.
Çocuklara korku değil insan, doğa, hayvan sevgisi verilmeli.
Korku asla bir disiplin aracı olarak kullanılmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.