Dini Ve Psikolojik Açıdan Bağışlayıcılığın Terapötik Değeri
Elif KARA / Arş. Gör., Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Kişinin hataları için yaratıcıdan bağışlanma dilemesi ve başkalarına karşı bağışlayıcıolması tüm dünya dinleri açısından önemlidir. Bağışlayıcılık, kişi ile yaratıcı arasında, kişi ilediğerleri arasında ilişkileri düzenleyici bir davranış olarak dinî ve toplumsal değerler taşıdığıgibi modern psikolojide de önemli bir yer tutmaktadır. Bu makale bağışlama kavramına dinî ve psikolojik yaklaşımları içermektedir.Psikoloji biliminin incelediği bağışlayıcılıkta: Kişiler arası ilişkilerde bağışlama, bağışlamasüreci, bağışlayanın psikolojisi, bağışlananın özellikleri ele alınarak, bağışlayıcılığın iyileştiriciyönü üzerinde durulmuştur. Son olarak, İslâm düşüncesinde tevbenin terapötik değeri üzerinde odaklanılmıştır.
Bağışlama ve bağışlanma kavramları dinî literatürde olduğu kadar psikoloji biliminde de önemkazanmıştır. Suçluluk hisseden kişinin karşısında suçlu olduğu mercii olarak Tanrı’dan ya da diğer birkişiden af talep etmesi, dinî bir değer olmasının yanı sıra, psikolojik süreçler içermesi bakımından damodern psikolojinin inceleme alanına girmiştir.1
Bağışlamanın tanımı üzerinde birliğe varılmamakla birlikte çoğu araştırmacı Enright veCoyle’ün (1988) ortaya attığı şu açıklamaya katılmaktadır: ‘‘Gerçek bir bağışlama hak etmediği bir acıyamaruz kalmaktan dolayı acı çeken kimsenin suçluyu cezalandırma hakkı ya da intikam hakkından vazgeçerek, intikam öfke gibi duygular yerine suçluya merhamet etmesidir.’’2 Bu tanımdan daanlaşılacağı gibi, bağışlamanın suçu işleyen ile kendisine karşı suç işlenen arasında gerçekleşen bir süreçolduğu görülmektedir. Kişinin kendisinin işlediği suçlardan pişmanlık duyması bunun sonucunda geçmişini silip yenive iyi bir insan olması için bağışlanma önemli bir terapi değeri taşımaktadır.3
Bağışlamanın öfke,kırgınlık, korku, mağdur olma psikolojisi içerisinde olmak gibi birçok olumsuz duygu için bir dönüşümsağlayabileceği düşünülmektedir.4 Bu duyguların bağışlama ile giderilmesi halinde acı deneyimlergeçirmiş kişi olumsuz duygu ve düşüncelerden sıyrılabilecektir. Tevbe, bağışlanmak isteyen bir kimse için önemli bir terapi kaynağı olabilir. Kişiyi tevbeyeyönelten psikolojik dinamiklere göz attığımızda pişmanlığın, kötü davranıştan vazgeçme fikrinin öneçıktığı görülmektedir. Bunun neticesinde yeni bir yaşam tarzı edinme, iyi biri olma fırsatı kazanıldığı açıktır.
Tevbe bu yönüyle kişinin kendinî affetmesini de içermektedir. Terapi süreçlerinde çok değerligörünen geçmiş yaşam öfkelerinden, kırgınlıklarından uzaklaşmak tevbe içersinde karşılığınıbulabilmektedir. Bu çalışmada dinlerin görüşleri de dikkate alınarak bağışlamanın terapi değeri üzerindedurulacaktır. 1.Dinî Açıdan Bağışlayıcılık Hemen hemen tüm dünya dinleri bir ‘‘bağışlama’’ ve ‘‘bağışlanma’’ kavramına sahiptir.Topluma ve kişiler arası ilişkilere düzenlemeler getiren dinler, bu kavramlara sağlayacağı içsel vetoplumsal huzur açısından değer vermişlerdir.Dünya üzerinde en eski din olarak kabul edilen Budizm’de bağışlama, kişinin zihinsel iyi olmahali için gerekli görülmektedir. Bağışlamamakla oluşacak olan öfke gibi yıkıcı düşüncelerin vereceğizarardan kişiyi korumak için bağışlama bir tür ihtiyaçtır.5Hinduizm’de de Budizm’e yakın bir düşünce vardır. Bu dinde bağışlamak kişinin içsel huzuruiçin önemli görülmektedir.6
Karma yasasında kötülük yapan bir kişinin iyi bir insan haline gelene kadaryeniden ve yeniden dünyaya gelmesi gerekmektedir. Ancak son zamanlarda yeniden dünyaya gelmek birçeşit intikam değil, bağışlama pratiği olarak görülmektedir. Bağışlama kırgınlık, acı ve öfkenin serbestbırakılmasıdır. Karma felsefesine göre eğer bağışlamazsak benliğimiz acı ile dolar. Yeniden doğmak daacı içinde bir benlik olarak kalmama, geçmiş hataları düzeltme şansıdır.7Yahudi inancında ise hata yapan kişinin bağışlanması Tanrı’nın affına erişmek için zorunludeğildir. Yahudi inancına göre bağışlama (Teshuvah) birinin kendi suçunu kabul etmesi için kendigünahını günah olarak tanıması, yaptığı yanlışı kendisinin fark etmiş olması gerekmektedir. Bir kişininpişman olduğunu göstermesi için, günahı terk etmesi ve eğer başkasına zarar verdiyse telafi etmesibağışlama düşüncesi içinde gerekli görünen bir diğer husustur.8
Yahudilikte hata yapan kişiyi bağışlamamak ya da özür dilediğinde bağışlamayı düşünmek,bağışlanma talep edilen kişinin bu konudaki tutumuna bağlıdır. Bir kişi Tanrı’ya karşı yanlış yapmışsaTanrı’dan, kişiye karşı hata yapmışsa kişiden özür dilemelidir. Tanrı’ya karşı yapılan günahlar için YomKippur9 gününde yahudiler Tanrı’dan bağışlanma dilerler.
Hıristiyanlıkta bağışlama/bağışlanma (Forgiveness) Tanrı-kişi ve kişiler arası ilişkilerde olmaküzere iki şekilde değerlendirilmiştir. Bunlardan ilki kişinin yaptığı hatalardan dolayı Tanrı’dan afdilemesi, ikincisi ise kişinin başkaları yüzünden maruz kaldığı kötülükleri affetmesidir.11Hıristiyanlıkta mağdur kişi kendisinden özür dilendiği takdirde bağışlamaya hazır olmalıdır. BirHıristiyanın, din kardeşine karşı bağışlayıcı olması konusunda sınır yoktur.12 Suçlu aynı suçu aynı kişiyekarşı defalarca tekrarlamış olsa bile hatasından dolayı özür dilediğinde affedilmelidir.13 Buradan daanlaşılacağı üzere Hıristiyanın suçluyu affetmesi kişisel bir davranıştan ziyade dinî bir görevdir.14Suçluyu bağışlamak manevî sorumluluk olarak gereklidir, bu şekilde davranmak Tanrı’nın bağışlamasınaerişmek için zorunludur.Hıristiyanlıkta Tanrı’ya karşı işlenen suçtan dolayı pişmanlık duyulması15, günah çıkarılmasıgerekmektedir.16
Bir çok Hıristiyan ilâhiyatçısına göre, Tanrı, dine küfür etmenin dışında tüm günahlarıbağışlayacağını taahhüt etmektedir. Tanrı’nın bağışlama vaat etmediği tek günah, ‘‘kutsal ruh’a’’küfretmektir.17İslâm’da ise bağışlama/bağışlanma için tevbe gerekmektedir. Kuran’da Allah tevbe edenlerintevbesini kabul edeceğini18buyurmuştur. Kişinin günahları Allah’a karşı ve insanlara karşıişlediklerinden dolayı iki şekilde tevbe gerektirir. Allah’a karşı işlenen suçlarda Allah’tan, kişiye karşıyapılan hatalarda ise hem Allah’tan hem kendisine karşı hata yapılan kişiden bağışlanma dilenmesizorunludur. Allah hakkı ile ilgili günahlardan tevbe etmenin üç şartı vardır:
1- Kişinin işlediği günahtandolayı pişmanlık duyması,
2- Tevbe edilen günahı kesinlikle terk etme gerekliliği,
3- Tevbe edilengünaha kesinlikle dönmeme kararı.19
Samimi tevbe eden bir müminin geçmiş günahları affolunmaktadır. Ancak kul hakkı bu affadâhil edilmemektedir.20 Eğer suç bir kişiye karşı işlenmişse, dördüncü bir şart olarak suçlunun mağdurdurumda bıraktığı kişiden af dilemesi zorunludur.
İslâm dini kişinin maddî manevî haklarına büyük önemvermektedir. İslâm dinine göre maddî olarak hasar gören kişinin malları geri verilmelidir.21 Gasp edenkişinin cennete girebilmesi mağdur kişiden helallik almasına bağlıdır.22 Suçlunun mağdurdan helallikistemesi Allah katında da bağışlanması için gereklidir. 23
Pişman olma şartından anlaşılacağı üzere, tevbe etmeyi düşünen insanın yaptığı davranışınyanlış olduğunu fark etmesi tevbenin kabulü için önemli bir psikolojik unsurdur. İslâm tevbe anlayışınagöre, tevbe etmek isteyen kişinin davranışının yanlış olduğunu kabul etmesi, bu davranışın kendisi ileAllah arasındaki ilişkiyi zedelediğini anlaması ve vicdani yönden huzursuz olması gerekmektedir. Sözüedilen huzursuzluk, pişmanlığı doğuran ve neticesinde kişiyi tevbe etmeye iten bir etkendir.24 Pişmanlıktevbenin ilk şartıdır. Hz. Peygamber ‘Tevbe pişmanlıktır’25 ifadesiyle pişmanlığın önemini vurgulamıştır. Kısaca bir değerlendirme yapacak olursak, dinlerin hemen hepsinde yer alan bağışlamaanlayışları birbirine göre bazı farklılıklar içerse de önem verilen bir husus olmuştur. Yahudilikte afsadece mağdurın kendisinden istenebilir ve sadece mağdur affedebilir.26 Yahudilikteki bu inançİslâmdaki kul hakkı ile örtüşmektedir. Yahudilik ve İslâmda pişmanlık, bağışlanma için çok önemli yertutarken Hıristiyanlıkta ise merhamet ve sevgi ön plandadır.
Makalenin Devamı İçin Tıklayınız
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.