Dindarlık ve Depresyon İlişkisi

Dindarlık ve Depresyon İlişkisi
Dr. Rıza Altun tarafından kaleme alınan "Dindarlık ve Depresyon İlişkisi" başlıklı makale aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Dindarlık ve Depresyon İlişkisi 

Dr. Rıza Altun


Kimlik ve anlam sorunları, hayatın en önemli sorunlarının başında gelir. Hepimiz bu dünyada ne olduğumuzu, varlığımızın neye yaradığını bilmek ister, bunları sorgularız. Hayatına bir anlam tayin edememiş kişiler, çoğu zaman ruhsal sıkıntılar yaşar, ilerleyen dönemlerde depresyon, anksiyete veya endişe bozuklukları gibi tablolarla karşılaşabilirler. Din, insanın nasıl ve neden yaratıldığını açıklarken hayatının anlamını bulmasına yardımcı olur. İnsana sorumluluklarını hatırlatarak bu dünyaya boş bir amaç uğruna gönderilmediğinin ve hayatını nasıl anlamlandıracağının bilgisini verir. Dini pratikler, depresyon, kaygı, korku, öfke, aşağılık duygusu, yabancılaşma vb. gibi ruh sağlığını tehdit eden duygular üzerinde hafifletici etkiye sahiptir. Psikoterapi sürecinde, hastanın Tanrı’yla kurduğu içsel temasın, terapist ile kurulan ilişki gibi olumlu bir fonksiyon icra ettiği görülmektedir. Ancak dini bağlanmanın insanın ruh sağlığına olumsuz yönde etkide bulunduğunu öne süren görüşler de bulunmaktadır. Din eğitiminde sıklıkla müracaat edilen korku faktörünün, bu duygu ekseninde bir dindarlığın gelişmesini beraberinde getirerek zamanla bazı psikolojik sorunlara neden olması olasıdır. Taraftarlarından tam ve sorgusuz bir teslimiyet isteyen dini kurum ve liderlerin bunu sağlamak için cezalandırıcı bazı tehdit ve yaptırımları lüzumundan fazla kullanmaları bunun olası sebepleri olarak kabul edilmektedir. Depresyon, statü ya da iyi bir gelecek beklentisiyle birebir ilişkili değildir. Bunun insanın zayıflığından kaynaklandığı, bazen gerçekler ile idealler arasındaki uçurumdan, kimi zaman da toplumsal adaletsizliklerden ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Günümüzde depresyon sadece biyolojik nedenlerle değil aynı zamanda çocukluk dönemindeki yaşantılara bağlı olarak veya sosyal nedenlerle de ortaya çıkabilmektedir. 

Makalenin devamı için tıklayınız

Kaynak:Aktüel Psikoloji

Bu haber toplam 13725 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.