Depresyon Stres Hormonlarını Tetikliyor
Kişi, stres hormonu nedeniyle daha çok yemek yeme ya da abur cubur atıştırma ihtiyacı duyuyor. Böylece yemek, bir nevi 'tatmin' aracına dönüşüyor. Bu durumun kaçınılmaz sonucu ise, şişmanlık! Şişmanlığa yol açan etkenlerden biri de, depresyon. Vücut kimyasının değişmesine neden olan depresyon sırasında, stres hormonunun salgılanma miktarı artıyor. Kişi, hissettiği stresi durdurmak için, daha fazla yiyerek ya da abur cubur atıştırarak bir nevi, 'tatmin' yöntemi buluyor.
Acıbadem Bursa Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürcan Kısakol, hormonların vücutta kilo dengesini sağlamakta çok önemli rol oynadığını belirtirken, kilo üzerinde etkili bazı hormonlar hakkında şunları söyledi: "Tiroid hormonları, kortizon ve insülin hormonu gibi hormonlar, kilo üzerinde doğrudan etkililer. Diyelim bir kişide diyabet gelişecekse, önce şişmanlık ortaya çıkıyor. Şişmanlayan kişide yağlanma görülüyor sonra insülin direnci gelişiyor. Bu olumsuz değişim, diyabete kadar gidebiliyor. Şişmanlığa yol açan bir başka etken ise böbrek üstü bezlerinin çok çalışması. Obezlerde kortizonun yağ dokusunda da fazla salgılandığı görülüyor. Bu hormonun fazla salgılanması sonucunda daha fazla kilo alınıyor. Hipotiroidi de farklı bir etken. Depresyona giren kişide stres hormonlarının artışı da şişmanlamaya yol açabiliyor."
Doç. Dr. Kısakol, obeziteyi şöyle tanımladı: "Obezite normal standartların dışında kişinin fazla yağ dokusunun olmasıdır. Obezitenin bir de ölçüm yöntemleriyle kanıtlanması vardır. Bu ölçüm yöntemi, beden kitle endeksi dediğimiz matematiksel işlemlerle yani kişinin vücut ağırlığının, boyun karesine bölünmesiyle bulunur. Eğer sonuç hesaplananın üstünde 25-30 kg fazla çıkıyorsa kilolu, 30 üzerinde çıkıyorsa da obez olarak tanımlanıyor. Bir de 'Hangi hasta obez?' sınıflandırılması vardır. Obez kişinin yağ dokusunun fazla olması lazım. Bazen kişinin yağ dokusu değil kas dokusu fazla olur. Bu nedenle sadece beden kitle indeksi ile bu kişiye obez demek mümkün olmayabilir."
Acıbadem Bursa Obezite Kliniği'nde endokrinoloji başta olmak üzere diyetisyen, psikiyatri ve fizik tedavi klinikleri çekirdeği oluşturduklarını belirten Kısakol, obezitenin kalp rahatsızlığı, solunum sorunu, hipertansiyon, ortopedik sorunlar, nörolojik gibi yandaş hastalıkları olduğunu kaydetti.
Obezitenin kansere kadar yayılabilen hastalıkları bulunduğunu vurgulayan Kısakol, kadınlarda daha çok meme kanserine, erkeklerde ise böbrek ve prostat kanserine sebep olabildiğini ifade etti. Kısakol, son yıllarda obezitenin artış nedenleri arasında ise hareketsiz bir yaşam ve gıdalarda katkı maddelerinin artmasını gösterdi. (CİHAN)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.