Değişimin Erkek Psikolojisine Etkileri
Hakimiyetleri sarsılan erkekler sosyal değişime uyum sağlamakta güçlük çekiyor. Uzmanlara göre toplumsal yapıdaki değişime ayak uyduramayan erkekler saldırgan oluyor. Globalleşme, ekonomik kriz ve kadın erkek eşitliğinde katledilen yol, kadınların iş dünyasında ve sosyal çevrelerinde daha aktif olmasını sağlarken, erkeklerin hâkimiyet alanları sekteye uğramaya başladı. Yapılan araştırmalar erkeklerin ön planda olma ve erkek hâkimiyetini sergileyebilme alanlarının daraldığına işaret ediyor.Değişen şartlara uyum sağlamaya çalışan erkekler, sadece kızmakla kalmıyor, şiddet de kullanabiliyorlar. Konuyla ilgili kitap yazan sosyolog ve barış gönüllüsü Ute Scheub “Erkekler, hâkimiyetlerini, yaşanan toplumsal çatışma içerisinde, düşmanca ispatlamaya çalışıyor” diyor.Birçok devlet adamı ve devlet başkanı kendilerini ve politikalarını ifade etme aracı olarak erkekliklerini kullanmayı seçiyor. Tıpkı Rusya Başbakanı Putin’in kaslı vücudunu sergilemekten kaçınmaması, Sarkozy’nin her fırsatta keyifle güç gösterisi yapıp, magazin haberlerine konu olması gibi.
Erkeklerin tahtı sallanıyor
Yaratılan “erkek egemen” imaj ile ilgili farklı görüşlere sahip olan yazar ve sosyolog Ute Scheub, bu durumun gittikçe aşınmış ve sanal bir hal aldığını, erkeklerin günlük hayatta bu imajla yaşayamadıklarını belirtiyor. Yayınladığı yeni kitabında, erkeklerin geleneksel imajının ağır bir krize girdiğini anlatıyor.Scheub, "Globalleşme sürecinin bir sonucu olarak, dünya genelinde kadınlara farklı iş kollarında çalışma imkânları açıldı. Bu da erkekler için bir statü sorununu beraberinde getirdi. Evin reisinin tahtı sallanmaya başladı” şeklinde konuştu.
Kadınların iş dünyasında hızla daha aktif rol alması, erkeklerin bulunduğu ya da daha yüksek pozisyonlarda çalışma imkânları bulmaları ve hatta son yıllarda şirketlerin kadın yöneticilere eğilim göstermesi, erkeğin sosyal statü çatışmasını arttırıyor.
Şiddet eğilimi
İş dünyası, rekabet ve günlük hayatta daha aktif kadın imajına, evdeki biten üstünlüğüne uyum sağlamakta zorlanan erkek, eski geleneksel imajına kavuşabilmek, kadını eski yerinde görebilmek için şiddete eğilim gösterebiliyor. Özellikle globalleşme sürecinin dünyanın her yerinde ülkelere göre değişik sonuçları olduğu düşünülürse, savaş halinde ya da ulusal silahlanma gerektiğinde, bu tip erkeklerin orduya ya da silahlı gruplara çekilmesi kolaylaşıyor. Buna örnek olarak Balkan Savaşları’nı veren Scheub, "Savaş ve çatışma ortamlarının artması,yaşanan kahramanlıklar erkek egemenliğine katkıda bulunuyor" şeklinde konuştu.
Sosyal statülerdeki değişikliğin yan etkileri
Globalleşme süreci, yaşanan ekonomik krizler, toplumlarda değişen statüler ve savaş hallerinde askerleştirilmiş bireylerin hâkimiyet kaybetme korkuları, birbirinden farklı tepkilerle dışa vurabiliyor. Afganistan’a giden askerlerin yasadıkları psikolojik travmaları görmezden gelip, terapiye gitmek istememelerine sebep olarak, toplumsal imajlarını bozmamak ve zayıflıklarını ortaya çıkarmamak gösteriliyor. Son yıllarda kadınlar, eşcinseller ve siyahlar toplumların zayıf yanlarını oluşturan tetikleyici etkenler arasında gösteriliyor.
İntihar saldırganları incelendi
Tezinin doğruluğunu ortaya çıkarmak üzere farklı çalışma gruplarına katılan Scheub, Filistinli psikanaliz Gehad Mazarweh’le Arap intihar eylemcileri ilgili ortak bir çalışmasında, toplumsal düzende, erkekliğiyle ve cesaret göstermesiyle ön planda olan bireylerin, sosyal statülerdeki değişikliğin ataerkil düzene verdiği zararın psikolojik travmalara kadar ilerlediği sonucuna vardı.Toplumda erkek, evinde baba olma modelinin sallanmaya başlaması ve bu modelin bozulmasına olan tahammülsüzlük beraberinde farklı eğilimleri ortaya çıkarıyor. Benimsenen rol modellerin aniden kaybolmasının farklı dışavurumları beraberinde getirdiğini savunan Schueb, durumun çocuklar üzerindeki etkisinin daha ağır olduğunu vurguluyor. Çocukların durum karşısında duydukları yoğun öfke, kendine zarar vermeyle ortaya çıkıyor. İslam’da intihar kabul görmediği için de intihar eylemcileri şerefli bir şekilde kendilerini öldürmeyi tercih ediyorlar.
Almanya’da barış gönüllülerinin oluşturduğu bir kadın güvenlik kuruluşunda çalışan Ute Scheub aynı zamanda “Barış için bin kadın" adlı projenin de batı Avrupa koordinatörlüğünü yürütüyor. Yıllardır yürüttüğü çalışmalar sonucu, yayınladığı kitapta da anlattığı üzere, kadınların da askerileştirilmiş versiyonlarının erkekler kadar baskın ve saldırgan olabileceği doğrultusunda. Ancak kadınların, haklarının artmış olduğu toplumlarda erkek ve çocukların daha iyi yaşayabileceğini de savunuyor. Bugüne kadar erkeklerin siyasi erki ellerinde tutmaları, kadınlara güç vermek istememeleri eşitliğin tıkandığı noktalar.Küresel ısınma ve artan çatışma ortamlarının bu durumu daha da tetikleyeceğini belirten Schueb, erkeklerin militarist bakış açılarının değişmesi gerektiğini savunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.