Bin 618 çocuk boşanma kurbanı
Medyatext.com.tr - Kıbrısta Son üç yılda, "iyi günde ve kötü günde" birlikte olmak için söz vererek nikah masasına oturan çiftlerden bin 560'ı boşandı. Bin 618 çocuk ise bu boşanmaların mağduru oldu. 2005'te 489 boşanmada 527 çocuk, 2006'da 523 boşanmada 551 çocuk, 2007'de ise 548 boşanmada 540 çocuk anne veya babasından ayrı kalmış oldu. Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı Avukat Barış Mamalı, boşanma davalarının yıllar içerisinde artış göstermesini "toplumsal buhran" diye nitelendirirken, aile kurumunun da "mahvolmak" üzere olduğuna dikkat çekti
"ÇOCUKLARDA PSİKOLOJİK TRAVMA OLABİLİR"
Boşanmaların kurbanı çocukların boşanma sürecinden etkilenmemek gibi şansı olmadığını vurgulayan Psikolog Ayla Kahraman, "Ayrılığın yarattığı hüzün, hayal kırıklığı ve çöküntüyü çocuklarla paylaşmaktan kaçının" uyarısında bulundu. Kahraman, "Çocuklar, olumsuz durumlardan kendilerini sorumlu tutma yanlışını çok sık yapar" diyerek bu durumun boşanma sonrasında çocuk için çeşitli psikolojik travmalara neden olabileceğini vurguladı
Ergül ERNUR
Aile kurumuna sahip olabilmek için nikah masasında imza atan çiftlerden bin 560'ı son üç yılda boşandı. Boşanmalardan en fazla zararı ise evlilik ürünü çocuklar görüyor.
Neredeyse her gün bir boşanma gerçekleşen ülkemizde, bu nedenden dolayı bin 618 çocuğun aile yuvası yıkıldı.
Yüksek Mahkeme'nin yıllık faaliyet raporları incelendiğinde, boşanma davalarının yıllar içerisinde artış gösterdiği ortaya çıkıyor.
İstatistiklerde ayrıca, her yıl gerçekleşen boşanma sayısından da fazla çocuğun anne veya babasından ayrıldığı görülüyor.
2005'ten 2007 yılına kadar toplam bin 560 aile dağılırken, bin 618 çocuğun da aile yuvası yıkıldı.
Nikahta atılan imzayla "iyi ve kötü günde" birlikte olmaya söz veren çiftler, son üç yılda en fazla şiddetli geçimsizlik nedeniyle mahkemede atılan imzalarla boşandı.
İstatistikler üzerinde çalışma yapan Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı Avukat Barış Mamalı, boşanmaların en büyük sebebinin "ekonomik yapı", "gece kulüpleri" ve "eğitimden" kaynaklandığını vurguladı.
Ülkemizde "toplumsal buhran yaşandığını" ileri süren Mamalı, bu konuda devletin sosyolojik ve psikolojik incelemeler yaparak özellikle aile kurumlarıyla ilgili çözüm önerileri üretmesi gerektiğini savundu.
Psikolog Ayla Kahraman ise, çocuğun boşanmadan etkilenmemesi gibi bir ayrıcalığı olmadığını vurgulayarak, ailelere "Ayrılığın yarattığı hüzün, hayal kırıklığı ve çöküntüyü çocuklarla paylaşmaktan kaçının" uyarısında bulundu.
Kahraman, bu süreçte çocuğun sağlam anne ve baba algısına her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu belirterek, çocuğun tanık olduğu, anne-baba arasında geçen her türlü sürtüşmenin onun kendini tehdit altında, yalnız ve güvensiz hissetmesine neden olduğunun altını çizdi.
"Çocuklar, olumsuz durumlardan kendilerini sorumlu tutma yanlışını da çok sık yapar. Bu da boşanma sonrasında çocuk için çeşitli psikolojik travmalara neden olabilir" diyen Ayla Kahraman, "Anne veya baba ayrılmış hatta başka eşler bulmuş olsa bile, çocuğun yüreğinde ve aklında 'anne' ve 'baba' olarak iki kişi olarak kalacak. Çocuğun bu iki kişiyi anne ve baba olarak bir arada düşünmeye ve bilmeye her zaman ihtiyacı vardır" dedi.
Kahraman, ailelere, "Anne ya da babadan uzaklaştırılan çocuğun, işlemediği bir suçun hak etmediği cezasını çekmesinin nedeni olmayınız" çağrısında bulundu.
1,560 boşanmada 1,618 çocuğun yuvası dağıldı
Ülkemizde yıllar içerisinde artış gösteren boşanma davaları 548 ile en fazla 2007 yılında gerçekleşti.
2005'te 489, 2006'da 523 ve 2007'de de 548 çift olmak üzere son üç yılda toplam bin 560 boşanma yaşandı.
2005'ten 2007'ye kadar olan sürede % 12 oranında artış gösteren boşanma davalarıyla ilgili konuşan Avukat Barış Mamalı, "Ülkemizde gün geçtikçe artan boşanma davaları buhranda olduğumuzu gösteriyor" dedi.
Yüksek Mahkeme'nin yıllık faaliyet raporlarından elde edilen istatistiklerde, boşanmaların yanı sıra bu boşanmalardan etkilenen çocuk sayısının da küçümsenemeyecek düzeyde olduğu görülüyor.
Son üç yılda gerçekleşen bin 560 boşanma davasıyla birlikte bin 618 çocuğun da aile yuvası dağılırken, 2005 yılında 527, 2006'da 551 ve 2007'de de 540 çocuk, anne veya babasından ayrılmak zorunda kaldı.
Buna göre, 2005'te 489 boşanmada 527 çocuk, 2006'da 523 boşanmada 551 çocuk, 2007'de ise 548 boşanmada 540 çocuğun anne ve babası ayrıldı.
"Aile kurumu mahvolmak üzere"
Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı avukat Barış Mamalı, boşanmalardan en fazla etkilenen tarafın çocuklar olduğuna dikkat çekerek, toplumumuzda aile kurumunun oluşturulmasının "basit" olarak görüldüğünü kaydetti.
"Sosyolojik,kültürel yapının değişmesi, eğitim durumu ve aile mevhumunun çok basit görülmeye başlanması boşanmaları arttırıyor" diyen Mamalı, çocukların, anne ve babasının yaşadığı boşanma sürecinde çok yıprandığını söyledi.
Yetkililerin, yuvasını kurtarma kurumu gibi bir yapı oluşturarak, ailelerin boşanması veya sorunlarını giderici bir takım çalışmalar yapması gerektiğini dile getiren Mamalı, tedbir alınmaması durumunda toplumun çekirdeği olan aile kurumunun mahvolmak üzere olduğunun altını çizdi.
Kahraman: Ayrılığın yarattığı hüznü çocuklarınızla paylaşmaktan kaçınınız
Psikolog Ayla Kahraman da çocuğun boşanmadan etkilenmemesi gibi bir ayrıcalığı olmadığını vurgulayarak, anne ve babanın her koşulda yanında olması durumunda çocuğun kendini güvende hissettiğini söyledi.
"Evlilikler başladığından beridir, boşanmalar vardır" diyen Kahraman, "Yetişkin insanlara düşen bu kararın yaratacağı deformasyondan çocuğu uzak tutmaktır. Bu da en başta anne babayı, ardından diğer yakınları, çocuk için göreve çağırır. Çocuk odaklı bir anlayış; çocuğun duruma uyumunu sağlar" şeklinde konuştu.
Anne, baba ve yakınlarının, boşanmanın sadece iki kişi arasında olduğuna ve çocuğun anne ya da babasından ayrılıyor olmadığını düşünerek davranması gerektiğine dikkat çeken Kahraman, "Anne ve babanın birbirleri ile olan hesaplarına çocuğu karıştırmamalıdır" diye konuştu.
Çiftlerin boşanmalarına neden olarak gösterilen pek çok faktörün bulunduğuna işaret eden Ayla Kahraman, "Kişilik uyuşmazlığı, kültürel farklılıklar, ekonomik sıkıntılar, ihanet, çocuk sahibi olamama ya da beklenmeyen bir gebelik nedeni ile evlenmeler, aile baskısı ile yapılan evlilikler, çiftlerden birinin sosyal iş yaşamındaki ani yükselmeler ve buna bağlı geçirilen kişilik değişimleri" gibi durumların evliliğin devamını engelleyebildiğini söyledi.
Depresyon, panik atak, şizofreni ve kıskançlık gibi psikolojik rahatsızlıkların da evlilikleri bitirebildiğini belirten Kahraman, uyuşturucu, alkol ve kumar alışkanlıklarının ise evlilikleri bitiren doğal nedenler arasında yer aldığını kaydetti.
Kahraman, konuşmasına şöyle devam etti:
"Hepimizin genelde izlediği, boşanma sürecinde çiftlerdeki olumsuz değişimdir. Bir zamanlar birbirlerini karı, koca olarak seçen ve seven bu iki insan, birbirlerini yok etmek, zor durumda bırakmak için sanki kimlik değiştirirler. İntikamcı ve yok edici bir öfkeyi acımasızca birbirlerine kusarak; geçmişlerindeki güzellikleri hiç yaşamamış gibi davranırlar. Bazen öyle ileri giderler ki, çocuklarına bırakacakları kişilik mirasını tamamen tüketirler".
"Ayrılığın yarattığı hüzün, hayal kırıklığı ve çöküntüyü çocuklarınızla paylaşmaktan kaçınınız" uyarısında da bulunan Psikolog Ayla Kahraman, boşanmış çiftlere "Çocuğunuza asla eski eşinizle ilgili şikâyette bulunmayınız. Çocuğunuzun yanında tartışmayınız ve birbirinizi aşağılamaktan özenle kaçınınız. Hukuki terim ve kararları da çocuğa yansıtmayınız. Asla çocuğunuzun baba ya da annesini görmesini engellemeyiniz. Hatta görüşmeleri kolaylaştıracak önlemleri siz alınız" önerisinde bulundu.
Kahraman, bu süreçte çocuğun sağlam anne ve baba algısına her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu belirterek, çocuğun tanık olduğu, anne-baba arasında geçen her türlü sürtüşmenin onun kendini tehdit altında, yalnız ve güvensiz hissetmesine neden olduğunun altını çizdi.
"Çocuğun, işlemediği bir suçun hak etmediği cezasını çekmesinin nedeni olmayınız"
"Çocuklar, olumsuz durumlardan kendilerini sorumlu tutma yanlışını da çok sık yapar. Bu da boşanma sonrasında çocuk için çeşitli psikolojik travmalara neden olabilir" diyen Ayla Kahraman, "Anne veya baba ayrılmış hatta başka eşler bulmuş olsa bile, çocuğun yüreğinde ve aklında 'anne' ve 'baba' olarak iki kişi olarak kalır. Çocuğun bu iki kişiyi anne ve baba olarak bir arada düşünmeye ve bilmeye her zaman ihtiyacı vardır" dedi.
"Anne ya da babadan uzaklaştırılan çocuğun, işlemediği bir suçun hak etmediği cezasını çekmesinin nedeni olmayınız" çağrısında bulunan Kahraman, boşanmaların çiftler ve çocuklar için psikolojik çöküntülerle, depresyonlarla geçmemesinin de mümkün olduğunu kaydetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.