Alt ıslatma sorununun çözümleri
HABER3.COM & AA - MKÜ Halk Sağlığı Uzmanı ve Tabipler Odası Başkanı Doç. Dr. Tacettin İnandı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğun sosyal gelişiminin önemli bir parçası olan, ancak zamanında verilmeyen tuvalet eğitiminin, bireyin, erişkin yaşlara kadar altını ıslatma problemiyle karşılanmasına yol açtığını söyledi.
Tıp dilinde “enürezis” olarak bilinen altını ıslatma probleminin, Türkiye'de 4 yaş üzeri her 100 çocuktan 10-20'sinde görüldüğünü belirten Doç. Dr. İnandı, Mustafa Kemal Üniversitesi bünyesinde, 2 bin 984 çocukta, anket yöntemiyle yaptıkları araştırmada, 4 yaş üstü kızların yüzde 7'sinin, erkeklerin ise yüzde 11'inin altını ıslattığı tespit ettiklerini bildirdi.
Doç. Dr. İnandı, aldıkları aile öykülerinde, çocukların altını ıslatma nedenleriyle ilgili olarak da genetik sorunların yanı sıra daha çok aşırı sevgi ve baskının önemli bir etken olduğu sonucuna ulaştıklarını ifade ederek, “Çünkü bir çocuk altını ıslattığında annesi 'normaldir daha küçük diyorsa' bu çocuk bu davranışından vazgeçmiyor. Altını ıslatma davranışı erişkin yaşlara kadar gidebiliyor. 18 yaşına kadar bu sorunu devam edenleri görüyoruz” dedi.
Altını ıslatan çocukta daha çok psikolojik neden ve ailenin tutumunun araştırılması gerektiğini bildiren Doç. Dr. İnandı, aileye yeni bir çocuğun gelişi, okula başlama ve aile içi şiddetin de bu davranışı tetiklediğini bildirdi.
Doç. Dr. İnandı, “Anne babalar çocuklarına 1.5-2 yaşından sonra tuvalet alışkanlığı kazandırmaya çalışsın. Daha erken yaşta bu alışkanlığı kazandırmak, çocuklarda baskı oluşturarak ters tepki yaratıyor” diye konuştu.
Altını ıslatma problemi olan çocukların yaş ilerledikçe psikolojik sorunların ortaya çıkmaya başladığını ifade eden Doç. Dr. İnandı, bu çocukların derslerinde başarılı olamadığını ve arkadaşlarıyla iyi bir ilişki kuramadığını kaydetti.
“TAKVİM, BULUT VE GÜNEŞ YÖNTEMİ”
Sorunu bulunan çocukların mutlaka doktora yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. İnandı, bunun yanı sıra çeşitli ödüller verilerek de bu alışkanlığından vazgeçirilebileceğini söyledi.
Altını ıslatma problemi bulunan çocuklara takvim, alarm gibi çeşitli yöntemler uygulandığını belirten İnandı, şöyle devam etti:
“Takvim yönteminde okuma yazma bilenler altını ıslatmadıkları günleri yazıyor. Okuma yazma bilmeyen çocuklardan da altını ıslattıkları gün için bulut, ıslatmadıkları için de güneş yapmasını istiyoruz. Ailelere de altını ıslatmadığı gün sayısının fazlalığına göre çocuklara çeşitli ödüller vermelerini öneriyoruz. Bu sayede birçok çocuk bu problemden kurtarılabiliyor.”
Doç. Dr. İnandı, ailelerin çocuklarına altını ıslattığı için asla kızmaması, ölçülü davranması gerektiğini belirterek, “Özellikle gece yaşanan altını ıslatma sorunu tamamen bilinç dışıdır. Bu konuda çocukları suçlamak, aşağılamak, başkalarının yanında komik duruma düşürmek çocuğa yapılabilecek en büyük kötülüktür” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.