Medford, Massachusetts
Araştırmacılar yüz ifadelerinin sosyal etkileşim için çok önemli olduğunu uzun zamandır biliyor ve bu ifadeleri çok detaylı bir şekilde sınıflandırıyorlar. Hangi ifadelerin evrensel olduğunun farkındalar. Yüz ifadelerindeki küçük bir değişikliği birbirinden ayırt edebiliyorlar. Örneğin kibar bir gülümseyişle, içten bir gülüş arasındaki farkı biliyorlar.
Yine de önemli bir soru cevapsız kalıyor: Beynimiz nasıl oluyor da diğerlerinin yüz ifadelerini bu kadar çabuk ve doğru yorumluyor? Uzmanlara göre bu sorunun cevabı, kişisel iletişimin sorunlu ve sorunsuz bir şekilde nasıl gerçekleştiğini bize göstermek konusunda son derece önemli.
Araştırmalar, psikologların yüz mimikleri olarak adlandırdıkları ifadelere dikkat çekiyor. Sosyal bir etkileşim sırasında insanlar bilinçaltında birbirlerinin hayret, iğrenme ya da beğeni duygularını taklit ediyorlar ve aslında kendi yüzlerine yansıyan duyguları hissederek karşılarındakinin hissiyatını yorumluyorlar. Bu araştırmalara göre insanların taklit kabiliyeti bir şekilde önlenirse, karşıdakini anlama yetenekleri azalıyor.
Peki ya bir insan hiçbir ifadeyi taklit edemiyorsa ne olur?
Ender görülen doğuştan bir hastalık olan Möbius sendromu, bir çeşit yüz felcine yol açıyor. Kendisi de aynı hastalıktan muzdarip olan Tufts Üniversitesi'nden psikolog Kathleen Bogart, San Francisco Devlet Üniversitesi'nden psikolog David Matsumoto ile yaptığı çalışmada Möbius hastalarının başkalarının yüz ifadelerini anlamakta sorun yaşamadığını gördüler. Hastalar, taklit etme yetenekleri olmamasına rağmen normal fotoğraflardaki yüz ifadelerini insanlar gibi tanımlayabiliyorlar. Bulgulara göre beyin yüz ifadelerini algılamak için birden fazla metot kullanıyor ve yüz felci olan insanlar alternatif metotlardan yararlanmayı öğreniyorlar.
Yüz felci olanlar daha fazla ipucu için ses tonlarını kullanıyor.
Bogart, "Yüz felci olmama rağmen bu hastalık üzerine çalışmak için özel bir ilgim yoktu. Yapabileceğim bir dolu başka şey vardı. Ama psikologların bununla ilgili söylediklerine baktım ve hiçbir şey bulamadım. Yüz felci ile ilgili çok az çalışma vardı. Bu beni kızdırdı" diyor.
Kızgınlık duygusu ilk önce yumruklarını sıkmasına yol açıyor, duruşu dikleşiyor ve yüzünü geçerek gözlerine tırmanıyor: "Kızmıştım. Bu araştırmayı gayet iyi yapabileceğimi düşündüm. Çünkü başka kimse yapmıyordu." Möbius sendromunun oluşma nedeni bilinmiyor. Çocuklarda doğum sırasında meydana gelme ihtimali 100 binde birden daha az olan Möbius, yüzün tamamının ya da tamamına yakınının felç olmasına yol açıyor. Birçok hasta koşullara uyum sağlıyor. Matsumoto, "Tıpkı körlerde dokunma, koku alma, duyu yeteneklerinin keskinleşmesi gibi burada da aynı şey oluyor. Ancak bu sözsüz iletişimle gerçekleşiyor" diyor.
İlk iki çalışmada, Bogart ve Matsumoto, Möbius sendromlu 36 hastadan bilgisayarda kızgınlık, mutluluk ve üzüntü gibi standartlaştırılmış 42 yüz ifadesine bakmalarını istediler. Denekler ifadelerden dörtte üçünü doğru bildiler. Normal yetişkinlerde de bu oran dörtte üç. Sonuçlar, yüz felci olan insanlar için sosyalleşmenin kolay ya da doğal olduğu anlamına gelmiyor. Bogart ve Matsumoto'nun bu deneyleri takip eden çalışmalarında ortaya koyduğuna göre, birçoğu sosyalleşme mücadelesi veriyor. Çalışmalara göre, hareketsiz yüz ifadelerinin bazı insanların dikkatini dağıtmasının ötesinde, yüz felci olanların sosyal sorunlarında ifadeleri tanımlayamamak bir sorun teşkil etmiyor.
Büyük ihtimalle en büyük nedeni taklit yeteneğine ya da bunun eksikliğine dayanıyor. Birçok araştırmaya göre, sohbet eden kişiler arasında kurulan sosyal bağın yüksek oranda, ritmik, çoklukla bilinç altınındaki jest alış verişinde, bir tür iyi niyet paylaşımı yaratan ifadelere bağlı.
Eğer jestlerdeki zamanlama doğru değilse, o zaman etkileşim karşıdakine biraz tuhaf geliyor ve iletişim çabası fiyaskoyla sonuçlanabiliyor. Tam ya da tama yakın yüz felci olan birçok insan bu sorunun üstesinden yüzün dışındaki kanallar sayesinde geliyor: göz teması, duruş ya da ses tonu.
Geçen yıl yayınlanan bir deneyde, Hollandalı araştırmacılar Leiden Üniversitesi'nden 46 öğrenciyi üç dakikalık bir sohbet için eşleştirdi. Eşlerden birisi, bir yardım derneğine verilen bağışla ilgili ya doğru ya da yanlış bilgi veriyordu. Karşılarındakilerin yüz ifadelerini taklit etmemeleri söylenen öğrenciler doğru söyleyenin kim olduğunu, taklit etmeleri söylenen ya da hiçbir talimat verilmeyen öğrencilerden, fark edilir bir biçimde daha iyi bildiler. Taklit, anlık da gelişse, bir talimat sonucunda da olsa, insanların gerçek duygularını objektif bir şekilde değerlendirmesini engelliyor.
Yüz felci olan insanlar karşıdakine daha fazla bilgi iletmek için jestleri ve ses tonlarını kullanmakta çok ustalar. Matsumoto, "Beyinde bütün bilgilerin derlendiği daha başka sistemler de olduğunu düşünüyoruz" diyor. Böylece yüz felci olanlar korteks bölgesinde duygular ile ilgili muhakeme yapabiliyor.
CAFE RUJ