Yayaların müzik dinlemekten kaynaklanan dalgınlığı üzücü olayların yaşanmasına sebep oluyor. Psikolog Pınar Ersöz, müzik dinleme anında bilinç müzikle oyalandığı için kişinin odaklanması gereken konudan uzaklaştığını söylüyor.
Geçtiğimiz hafta ABD'den ilginç, bir o kadar da trajik bir kaza haberi geldi. Hilton Head havalimanına inecekken sahile acil iniş yapması gereken uçak, yürüyüş yapan bir adamın üzerine düştü. İsmi açıklanmayan kazazede olay yerinde hayatını kaybetti. Olayı daha trajik yapan ise adamın kaza esnasında iPhone'nuyla müzik dinliyor olması, bu yüzden uçağın inişini fark etmemesi. Tabii ki bu binde bir gerçekleşecek bir hadise. Tepemize uçak düşmeyebilir belki ama yaşanan olay dışarıda müzik dinlerken meydana gelebilecek tehlikelerin trajik bir göstergesi. Psikolog Pınar Ersöz, müzik dinleme anında bilincin müzikle oyalandığını ve kişinin odaklanması gereken konudan uzaklaştığını söylüyor. Yaşanan kazalar da bundan kaynaklanıyor. Tabii bir de yüksek sesten dolayı dışarıyla bağlantının kesilmesinden.
Müzik dinlerken yaşanan kazaların sayısı maalesef ülkemizde hiç de az değil. Bu türden tehlikeler en çok da yolda kulaklıkla yürüme alışkanlığından kaynaklanıyor. Bunun bir örneği de 2008 yılında Adana'da yaşandı. Mp3 dinleyerek yürüyen ilköğretim öğrencisi Kübra Ayyıldız, yolun karşısına geçerken dalgınlık nedeniyle fark etmediği iki otomobilin çarpması sonucu yaralandı. Tabii Kübra kadar şanslı olmayanlar da var. En üzücü örneklerden biri de geçtiğimiz eylül ayında meydana geldi. Konya'da arkadaşlarından ayrıldıktan sonra bisikleti ile eve gitmek üzere yola çıkan 18 yaşındaki Mehmet Özgür'e yolun karşısına geçmek isterken otomobil çarptı ve hayatını kaybetti. İncelemeler sonrası Özgür'ün kulaklıkla müzik dinlediği için otomobilin korna sesini duymadığı iddia edildi.
Kazalar sadece karayolunda da yaşanmıyor. Kırıkkale'de tren yolundan geçtiği sırada walkman dinlediği için gelen treni fark etmeyen 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Mevlüt Barış, olay yerinde hayatını kaybetti. Sonuçta kulağımızda kulaklık yolda yürürken ya da trafikte seyrederken hepimiz benzer risklerle karşı karşıyayız.
***
Trafikte sesli müzik dinlemek, ışık ihlali yaptırıyor
Araç kullanırken yüksek sesle müzik dinlemenin sürücülerin kırmızı ışıkta geçme eğilimini artırdığı bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçek. Ben-Gurion Üniversitesi'nden Warren Brodsky'nin, yirmi sekiz öğrenciyle yaptığı araştırmada, direksiyonun başına geçirilen öğrencilere farklı tarzda ve tempoda müzikler dinletildi. Araştırma sonucuna göre sürücülerin, müziğin temposu arttıkça kırmızı ışıkta geçmek gibi riskleri daha fazla aldığı ve daha çok kaza yaptığı gözlendi. Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde yaşanan olay ise araştırmaya ülkemizden güzel bir örnek. Kullandığı otomobili ile kırmızı ışık ihlali yapan Ender Şentürk, herhangi bir kaza yapmadı, ama yanlışını anlayınca takdir edilesi bir davranışla İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Büro Amirliği'ne giderek kendisini ihbar etti. Şentürk'ün açıklaması ise şöyleydi: "Otomobilimde yüksek sesle müzik dinliyordum. Dikkatim dağıldı ve dalgınlıkla kırmızı ışıkta geçtim. Kırmızı ışıkta geçtiğimi fark edince otomobilimi kenara çektim ve daha sonra bunun yanlış olduğunu düşünerek Emniyet Müdürlüğü'ne geldim ve kendime ceza yazılmasını istedim." Tabii belirtelim, dürüstlüğü Ender Şentürk'ü ceza almaktan kurtaramadı.
Kulaklarımız da tehlike altında!
Sürekli yüksek sesle müzik dinlemek anlık tehlikelere yol açtığı gibi kulakta uzun süreli zararlara da sebep oluyor. Sema Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Dr. Ömer Faik Sagun özellikle gençlerde çok yaygın olan yüksek sesle müzik dinleme alışkanlığının ilerleyen dönemlerde kalıcı işitme kaybı, kulakta çınlama ve baş dönmesi yapabileceğini belirtiyor. Sesin yoğunluğu kadar dinleme süresi de önemli tabii. Yüksek sese maruz kalan kulakta işitme sinirleri yoruluyor ve uzun süreli dinlemelerde fonksiyon kaybı meydana geliyor. Ömer Faik Sagun bu süreci şöyle anlatıyor: "Önce ince sesler kaybolur, sonra geceleri uykuda kulakta çınlamalar başlar. Bazı kişilerde baş dönmeleri meydana gelir. Uzun süre walkman dinlemek veya kısa süreli de olsa yüksek sesle müzik dinlemek, yüksek sesli eğlence merkezlerinde veya işyerlerinde çalışmak, kulaklık takılsa bile işitme sinirleri için çok zararlıdır. Kulaklık takmak yüksek sesin verdiği zararı kısmen engeller." Sagun, "Ben kulağıma kulaklık takarım işimi yaparım, eğlenceme devam ederim" demenin de çok doğru olmadığını söylüyor: "Çünkü ses iki taraftan gelir bir dış kulaktan, bir de kafatasına vurarak. Kulaklık sadece kulak deliğinden gelen sesi engeller ama kafatasına vurarak kemikleri titreştirerek gelen sesi engelleyemediği için yine kulaktaki sinirlere zarar verebilir." Sagun gürültülü yerlerde çalışanlara da tavsiyelerde bulunuyor: "İnsanlar 60 desibel ve üstü yüksek sesli yerlerde uzun süre bulunmamaya dikkat etmeli. Bulunmanın zorunlu olduğu halde koruyucu tedbirlere başvurulmalıdır. Özellikle işlerini yüksek sesle yapmak zorunda olanlar için işverenlerin uygun koruyucuları işçilere sağlaması gerekmektedir. Yüksek sese maruz kalan kulaktaki hasarın onarımı mümkün olmayabilir."
Bu bir kaçış olarak değerlendirilebilir
Psikolog Pınar Ersöz: Yüksek sesle müzik dinlemenin özellikle odaklanma ve konsantrasyon üzerinde olumsuz etkileri oluyor. Bu durum performansı da etkiliyor tabii. İş verimliliğinde azalma ya da hareketlerin engellenmesi de karşılaştığımız durumlar. Özellikle trafikte ya da otobüsle yapılan seyahatlerde insanlar müzik dinleme ihtiyacı duyuyor. Bu bir kaçış olarak değerlendirilebilir. Hem iletişimden uzak kalmış oluyorlar hem de çevrenin sıkıntılarından uzaklaştığını düşünüyorlar ama zamanla psikolojik sorunlara sebep olabiliyor.
ASLIHAN KÖŞŞEKOĞLU / a.kossekoglu@zaman.com.tr
ZAMAN
Bu sayfadaki içeriği Facebooktaki arkadaşlarınızla paylaşmak için lütfen aşağıdaki paylaş bağlantısını tıklayınız... Paylaş Kişi bu haberi facebookta paylaştı...