Romantik Alman ressamlarından Franz Pforr rengin, karakterleri anlamlandıran bir turnusol kâğıdı olduğunu söyler ve ekler: "Her rengin bir kişiliği vardır. En başta da siyahın! O, asaletin, gösterişin ve başarma azminin rengidir!"
Renkler sadece estetik tercihleri değil, psikolojik özellikleriyle de insan ruhunu etkiler. Açığından koyusuna spektrumdaki tüm renklerin kişiliğimize yansıdığını bugün modern psikoloji de artık kabul ediyor.
Biçimdeki yaratılışı fırça ya da kamera objektifiyle yakalamak zordur. Renklere hem sanatçı hem de psikolog gözüyle bakmak gerekir. Renk, bir ambalajın kimliğini anlattığı gibi bir insanın kişiliğindeki derinlikleri de ortaya çıkarır.
Örneğin mülakatlarda kişinin tercih ettiği rengi yakalamak zordur. Akıllı adaylar görüşmeye genellikle koyu renk giysiyle gelmeyi tercih eder; fakat bu onların renk tercihini yansıtmaz.
Mülakat tekniğinde rengin dili
Psikolojiden anlayan tecrübeli bir mülakatçıysanız eğer, lafı döndürüp dolaştırıp kişiye hangi rengi sevdiğini sormanızda yarar vardır.
Soruyu en zarif biçimde ve sohbet havasında sormak esastır. Aksi takdirde hem mülakatın akışına bir basitlik hâkim olur hem de muhatabınız bu sorunun neden sorulduğunu sezip sıradan politik bir yanıt verebilir.
En başarılı karizmatik yöneticiler -ki bugün çoğu CEO'dur- siyah rengi sevenler arasından çıkar. Bu insanlar genellikle siyah rengi neden sevdiklerini bir sır gibi saklarlar.
Renkleri konuşmak mülakat tekniğinin basit gibi görünen en nazik noktasıdır. Siyah rengin bizde ve Batı kültüründe salt matemi çağrıştırması onu sevenlerin gerçeği açıklamasına çoğu zaman engel olur. Siyah rengi sevenlerin bir hazine gibi onu kendi bilinçlerinin derinliğinde ustaca saklamalarının nedeni biraz da ketum oluşlarındandır.
Gerçeği ortaya çıkarmak için mülakat yaptığınız odaya birkaç reprodüksiyon tablo koymanız yeterlidir. Örneğin siyahı seven bir yönetici hemen arkanızda duran siyaha bürünmüş bir Goya tablosunu derhal fark edecektir. Goya'nın "Two Women"ı muhatabınızla sıcak bir sohbet konusuna dönüşebilir. Çünkü siyahı seven bir yönetici onu asla pas geçemez. Böylece muhatabın ruhsal derinliklerinde bir ipucu yakalamış olursunuz.
Siyah renk, bir yönetici için yaşamı ve iradeyi temsil eder. Sohbet derinleştiğinde ona Picasso'nun siyahla sağladığı güç ve hırsın gizemini de sorabilirsiniz. Siyahı seven kişinin dili çözülecek, size oldukça ışıltılı yanıtlar verecektir.
Siyah renk güç ve karizma demek
En güçlü CEO'ların siyahı sevenler arasından çıktığını Amerikalı psikologlar söylüyor. Düşünmeden o adayı gönül rahatlılığıyla işinin başına geçirenler de yine Amerikalılardır. Örneğin Sun Microsystems'in başkanı ve CEO'su Jonathan Schwartz, Oracle Corp.'dan Lawrence Ellison, Apple'dan Steve Jobs, eczane zinciri CVS'den Thomas M. Ryan, ve Safeway'den Steven A. Burd siyaha tutkun olan yöneticilerin başında geliyor.
Unutmamak gerekir ki yakın ve uzak tarihlerde de en sıradışı beyinler hep siyaha tutkun insanlardan çıkmıştır. Örneğin IQ düzeyi en yüksek iki insan; Einstein ve Leonardo da Vinci de siyah rengin en büyük hayranları arasındadır.
Siyah rengi sevmek başarılı kadın yöneticiler için de geçerlidir. Onlar genellikle siyah rengin hâkim olduğu bir giyim şeklini tercih ederler ve siyahın gücüyle çoğu kez erkek yöneticileri adeta ipnoza sokarlar.
Psikolojik araştırmalara göre siyah, gerçek yoğunlaşmayı sağlayan yegâne renktir. Üstelik ruhun hayal merkezini uyarır; geleceğe ilişkin özlemleri de açığa çıkarır.
Pazarlama ve iletişim tekniğinde de siyah renk, kalitenin ve gizil enerjinin kaynağıdır. Kırmızının ateşi, siyahın sakladığı korun sıcaklığına asla erişemez. En klas içkiler, en nadir soslar, en kalite kozmetikler, en zarif giysiler hep siyah renkle sunulur. En güzel mankenler de -her nedense- fondaki siyah otomobillerin önünde poz vermeyi tercih ederler. Siyah, enerjinin rengi olduğu kadar emperyal bir asaletin de rengidir. Kısacası siyah, insanları yönetir, onları sımsıkı kendine bağlar!
Ve siyah seven bir yöneticiyi seçmeniz için haklı bir neden daha vardır. Japonlar siyahı sevmeyen adamı asla işe almazlar. Çünkü siyah renk Japonya'da gerçek mutluluğun ve tükenmez enerjinin simgesidir.
Beyazı seven kendini sever
Diğer tüm renkler bir tarafa; tam aksine beyazı seven bir yönetici acaba beklenen CEO olabilir mi? Psikologlar bu konuda epey şüphelidir. Onlara göre beyaz sevenler iyi bir orta kademe yöneticisi olabilir ama CEO olamazlar. Nedeni, beyaz sevenlerin biraz narsist biraz da esinlendirme gücünden yoksun oluşlarıdır.
Bir rivayet değil birkaç araştırmayla doğrulanmış kesin gerçektir bu! Peki, duruluğu temsil eden beyaz rengin buradaki günahı ne olabilir? Yine bu işin uzmanlarına göre tüm mesele beyazda esinlendirme özelliğinin bulunmamasıdır. Esinlendirmeyen bir rengi sevenin CEO olma ihtimali de epey zayıftır elbette.
Son olarak şunu da ifade edelim: Yapılan araştırmalar mülakatlarda çıkan sonuçlar ile toplumun renk severliği arasında yakın bir ilişki olduğunu ortaya çıkarmış. Örneğin Amerikalı yöneticilerin yüzde 13'ü siyahı severken beyazı sevenlerin oranı sadece yüzde 1,5. En çok sevilen üç rengi sorarsanız, onlar da sırasıyla yüzde 20 ile mavi, yüzde 16 ile yeşil ve yüzde 13'le mor. Ancak bu üç rengin hiçbiri CEO'luk koltuğunu kapmak için yeterli değil. Ve bir renk daha var ki hiçbir CEO bu rengin yakınından dahi geçmemiş: Tahmin edeceğiniz gibi bu talihsiz renk, aslında bizim damağımızda en hoş çağrışımları yaratan şu bildiğimiz kahverenginden başkası değil!