Yeni yıl ve değişim

Prof. Dr. Bengi SEMERCİ

Yeni bir yıl başladı. En çok istenen yeni yıl dileği, değişim oldu. Değişim hem istenen hem de korkulan bir süreçtir. Çünkü değişimin sonu yoktur.Bu sonsuzluk, korkuyu ve direnci getirir. Aslında değişim, olumsuzluklar getirse de ilerlemedir. Kötüye doğru olan gidişin adı gerilemedir. Gerileme ise değişim getirmez.

Değişim, bireylerin dünyayı algılama ve yorumlama şekline bağlıdır. Eğer değişim, beklentilerimiz ve çıkarlarımızla uyumsuzsa direnç gösteririz. Ayrıca değişim belirsizlik demektir ve korkutucu gelir.
Değişim modelleri ile gerçekler arasındaki farklılık değişimi engelleyebilir. Zaman zaman değişimle yakından ilgilenen ya da bire bir muhatap olanlar bu değişim kendini çok belirgin bir şekilde göstermeden bunun farkına varmazlar. Bu nedenle değişim sürecine katılmaz, uzak dururlar. Değişim gerçekleştikten sonra uyumda direnç gösterirler. Böyle zamanda direncin en yaygın dile gelişi, değişim sürecinden uzak tutuldukları ve değişimin doğru olmadığı şeklindedir. Çünkü kişiler, kendi avantajlarından vaz geçmek istemez.

Bazı insanlar, değişime uyum için gerekli süreyi tolere edemez. Çünkü uyum, kısa sürede çok çalışma gerektirir. Aşinalık rahatlığı besler.

Bunun anlamı: İnsanlar yeni bir uyaranla karşılaştıklarında, eski tepkileri aynı durumla başa çıkmada yetersiz kalır. Bu durumun yarattığı stres, yeni uyaranla ilişkilendirilir.

Kişi yeni uyaranı reddeder. Ayrıca yeniliğe direnç gösteren insanların, yeniliğe ihtiyaçları daha azdır. Aynı zamanda yenilik daha fazla uyarılmayı gerektirdiğinden, daha az uyarılmayı tercih edenler, yeniliğe direnç geliştirebilir.

PSİKOLOJİK ESNEKLİK GEREK

Kontrolünü kaybetme korkusu, hele de kendi hayatı üzerindeki kontrolü kaybetme korkusu değişimi kabullenmeye engeldir.

Dogmatik insanlar yeniliğe kapalıdır. Bu bilişsel katılık, değişikliğe direnci getirir.

Değişimle baş edebilmek için psikolojik esneklik gerekir. Psikolojik esnekliğin eksikliği, en önemli nedenlerdendir. Çünkü bu durum değişiklikle başa çıkmayı zorlaştırır.

Değişim öncelikle istemekle başlar, sonra etkin bir şekilde başlatmayı ve eyleme geçmeyi gerektirir. Bazı insanlar değişmeyi güçsüzlük saysalar da, bu, gerçeğin tam tersidir. Çünkü gelişmenin, olgunlaşmanın özü değişimdir.

Bireysel değişikliklere gösterdiğimiz direnç, kendi gelişimimizi, olgunlaşmamızı ve sorunlarımızdan kurtulmamızı engeller.

Bazen yardım arar ve değişmek istediğimizi söyleriz ama kendi değişimimize gösterdiğimiz direncin farkında bile değilizdir. Bu direnci sadece bir profosyonel değerlendirip çözebilir.

Direncimize bir grubu dahil ettiğimizde sorun büyür. Artık direnç gösterdiğimiz değişikliğin ötesinde korkularımız vardır.

Değişmek ve değiştirmek isteği kolay değildir. Değişim istenen yerde her zaman direnç de olacaktır. Dirençle başetmenin en önemli şekli iyi iletişimdir. Değişimi kendimiz için istiyorsak, önce neleri değiştirmek istediğimize karar vermemiz gerekir. Sonra niçin ve nasıl sorusunun yanıtı bulmalıyız.
Dünya değişim içinde. Bu değişimlere ayak uydurmak, değişimleri önceden görebilmek ve olumlu değişimlere ulaşmaya çalışmak gerekir.Değişime direnç, bir anlamda insan olarak varlığımıza dirençtir. Korkularımızla başedebilmek, aşinalığın beslediği rahatlık yerine, değişim belirsizliğinde yol bulmayı yeğlemek güç gerektirir. Yeni yılı kendimiz adına, ülkemiz adına, dünya adına ve insanlık adına olumluya doğru değiştirmek için ilk adımları atabiliriz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.