Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir, tanı kriterleri nelerdir, klinik belirtiler, hastalığın gidişi, tanılama, tedavi ve korunma süreci ile ilgili ayrıntılar...
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Genel Tanım
Yaygın anksiyete bozukluğu (YAB) hastanın hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay ve etkinlik hakkında aşırı kaygı ve üzüntü duyması ve bunun altı aydan uzun sürmesi durumudur. YAB'de hasta, olabilecek şeyler hakkında endişe ve üzüntü duymaktadır ancak bunların gerçekte olabileceğine ilişkin bir neden yoktur.
Yaygın Anksiyete Bozukluğunda Yaygınlık
YAB'nin bir yıllık görülme sıklığı %3, yaşam boyu görülme sıklığı ise %4-6 olarak bulunmuştur. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklerden fazladır. Kliniklerde YAB tanısı konanların %55-60'ı kadındır. Epidemiyolojik çalışmalarda erkek/kadın oranı yaklaşık 2/3'tür.
ANKSİYETE BOZUKLUĞU DOKÜMANLAR
Yaygın Anksiyete Bozukluğunda Klinik Belirtiler
YAB'de hem bedensel hem de ruhsal belirtiler belirgindir. Hastalar artmış kaygı ve bununla ilişkili bazı düşünceler geliştirirler. Kaygının yaratmış olduğu fiziksel belirtiler zamanla klinik tabloya yerleşir. Kaygının sürekli olması kaslarda gerginliğe neden olur. Bu etkilenmeye bağlı olarak bir çok bedensel yakınma ortaya çıkar. Bunlar:
- · Ağız kuruluğu, gastrik yakınmalar, geğirme, bulantı, kusma,
- · Göğüste baskı, soluk alma güçlüğü, çarpıntı, göğüs ağrısı,
- · Sık idrara çıkma, sertleşme sorunları, adet düzensizlikleri
- · Kulak çınlaması, titreme, başdönmesi, bulanık görme.
Ayrıca uyku bozuklukları ve unutkanlık en çok dile gelen yakınmalardan biridir.
Kaygı durumuna bağlı olarak durumsal panik ataklar gözlenebilir. Panik atağın hemen her zaman bir kaygı ya da kaygı veren bir durum nedeniyle ortaya çıkması panik bozukluğundandan çok YAB gibi diğer kaygı bozukluklarını düşündürmelidir.
Günlük aktivitelerde yaşanan yoğun kaygı hastanın sosyal ilişkilerine de yansır. Bazı hastalarda aile bireylerinde bıkkınlık olabilir. Üzüntü hastalarda sık görülen yakınmalardan biridir. Endişe hali ile birlikte hastalar gündelik işlerin içinde zorlanırlar.
Yaygın Anksiyete Bozukluğunda Tanı Kriterleri
DSM-4'e göre YAB tanı kriterleri
En az 6 ay süreyle hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay ve etkinlik hakkında (işte ya da okulda başarı gibi) aşırı anksiyete ve üzüntü (endişeli beklentiler) duyma.
· Kişi üzüntüsünü kontrol etmekte zorlanır.
· Anksiyete ya da üzüntü, aşağıdaki 6 semptomdan üçüne (ya da daha fazlasına) eşlik eder (son altı ay boyunca hemen her zaman, en azından bazı semptomlar bulunur). Çocuklarda sadece bir maddenin bulunması yeterlidir.
· Huzursuzluk, Aşırı Heyecan Duyma Ya Da Endişe
· Kolay Yorulma
· Düşüncelerini Yoğunlaştırmada Zorluk Çekme Ya Da Zihnin Durmuş Gibi Olması
· İrritabilite
· Kas Gerginliği
· Uyku Bozukluğu (Uykuya Dalmakta Ya Da Sürdürmekte Güçlük Çekme Ya Da Zihnin Durmuş Gibi Olması)
· Anksiyete ve üzüntü odağı bir Eksen 1 bozukluğuna bağlı değildir.
· Anksiyete, üzüntü ya da fizik yakınmalar klinik açıdan belirgin bir strese ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur.
· Bu bozukluk bir maddenin (örn: kötüye kullanılabilen bir ilaç ya da tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun (örn: hipertiroidizm) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir ve sadece bir duygudurum bozukluğu, psikotik bir bozukluk ya da yaygın gelişimsel bozukluk sırasında ortaya çıkmamaktadır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğunda Hastalığın Gidişi
YAB erken başlangıçlı bir bozukluktur. Geç başlangıç ise 30'lu yaşlar ve sonrasında genellikle bir yaşam olayı sonrası olur. Yaşlılık dönemi kaygı bozuklukları arasında en sık karşılaşılanıdır.
YAB'ye sıklıkla başka bir ruhsal bozukluk eşlik eder. En sık gözlenen hastalıklar, majör depresyon, sosyal fobi, basit fobi, alkol madde kullanım bozuklukları, panik bozukluğu, distimi, Obsesif kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğudur. YAB özellikle kaygı bozuklukları ile yüksek birliktelik oranları gösterir. Bazı bozukluklarda başlangıç belirtileri YAB iken daha sonra örneğin panik bozukluk belirtileri gözlenebilir. Hemen her anksiyete bozukluğu ile böylesi başlangıç ya da ortaya çıkış ilişkisi gözlenebilir.
YAB ile birliktelik gösteren ve klinik gidişi belirleyen önemli diğer hastalık depresyondur. Yapılan araştırmalarda YAB hastalarının %60'tan fazlasının yaşamları boyunca depresyona yakalandıkları bildirilmiştir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğunda Tedavi
YAB hastaları çoğunlukla ilk başvurularını psikiyatri dışı kliniklere yapmaktadırlar. Bu durum uygun tedavinin başlanmasını güçleştirmektedir. Bir çok hastada tedaviler düşük dozlarda kalmakta ve yeterli süre uygulanmamaktadır. Bazı hastalarda yanlış ilaç başlanmaktadır. Bu hastalarda ilaç seçimi hem karmaşık geçmiş tedavi hem de hastaların bu olumsuz deneyimler nedeniyle tedaviye müdahaleleri yüzünden güçleşmektedir.
Tedavide hem ilaç hem de psikoterapi uygulanmaktadır. İlaç tedavisinde günümüzde tam düzelme sağlanmaktadır. Önemli olan hastaların psikiyatriye başvurmaları ve tedavilerini düzenli uygulamalarıdır.
YAB'nin psikoterapisinde yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. Özellikle bilişsel davranışçı terapilerin ilaç tedavisi ile kombinasyonları iyi sonuçlar vermektedir. Sadece farmakoterapi ile planlanan tedavi bazı sorunlar doğurmaktadır. YAB'nin psikoterapisi en azından psikoeğitim düzeyinde olmalıdır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğunda Korunma
YAB sınırları kısmen belirsiz bir hastalık olduğundan ayırıcı tanıda güçlük olmaktadır. Belirtiler bazı hastalıklarla örtüşmektedir. Olağan durumlar, tıbbi hastalıklar, diğer anksiyete bozuklukları, depresyon ve somatoform bozukluklar ile ayırıcı tanısı dikkatli yapılmalıdır.
Her kaygı duyma hastalık anlamına gelmez. Olağan-fizyolojik kaygı: Bazı yaşam olayları ile ilgili kaygı duymak insanın olağan bir tepkisidir. Çocuğu sınava girecek annenin kaygısı, tıbbi yakınma karşısında heyecanlanma, olası bir durumda yakını hakkında endişelenme olağan sosyal yaşamın sonuçlarıdır. Bazı olayların arka arkaya gelmesi ile kaygı belirtileri artabilir. Bu durumda hemen YAB hastalığı akla gelmemelidir.
YAB'de olağan olaylar karşısında abartılı düşünce ve endişe vardır. Kaygı sürekli ve bazen kendiliğinden türer. Bu belirtilerin en az altı ay sürmesi gerekmektedir. Mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurulmalıdır.
Kaynak: BSRHH