Doç. Dr. İSMAİL TUFAN / Akdeniz Üni.
Radikal İKİ
Sosyal güvenlik sistemi kapsamında veya demografik bir tanımlamadan hareketle yaşı 60’a ulaşan kişilerden psikiyatrik ehliyet talep etmek pek de mantıklı bir davranış değil.
Türkiye’de 60 yaşını dolduran kişiler trafiğe çıkmak veya mal-mülk alım ve satımında psikiyatrik ehliyete sahip olmak zorundadır. Yani akli dengesinin yerinde olduğunu kanıtlaması gerekir. İlk bakışta belki bu çok mantıklı gibi görünebilir, ama mantıksız tarafı bir hayli ağır basıyor. Yaşlılıkla ilgili düşüncelerimizin olumsuzluğu bu yasaya yansıdı. Yaşlılık ve akli denge arasında ters bir orantı kurulduğu görülüyor.
Gerçekten yaşlılar arasında özellikle alzheimer hastalığı bir hayli yaygındır. Türkiye’de 250 bin civarında alzheimer hastası yaşlının yaşadığı tahmin ediliyor. Fakat bu hastalık ender hallerde 60 yaşlarında ortaya çıkıyor. Çoğunlukla 80 yaş ve üzerindeki bireylerde görülüyor.
Neden 60 yaş?
Yaşlılığın 60 yaşında başladığı görüşünün de sağlam bir temeli yok. Daha ziyade emeklilik yasasıyla ilişkilidir ve insanın akli dengesi konusunda hiçbir bilgi iletmiyor. Sosyal güvenlik sistemi kapsamında veya demografik bir tanımlamadan hareket edilerek yaşı 60’a ulaşan kişilerden psikiyatrik ehliyet talep etmek pek de mantıklı bir davranış değil. Aksine yaşlılıkla ilgili önyargıların toplumda pekişmesine önemli ölçüde katkı yapıyor.
Yaşam süresinin uzayacağını biliyoruz. Bütün bilimsel araştırmalar bu açıdan hep aynı sonucu veriyor. Dolayısıyla 60 yaş ve üzerindeki bireylerin sayısı da bütün toplumlarda çoğalmaya devam edecektir. 2020’li yılarda nüfusumuzun yüzde 15’i kadarı bu yaştaki bireylerden oluşacaktır. Bu da gelecek dönemlerde psikiyatrik ehliyet veren kurumların önünde yeni kuyrukların oluşacağı anlamına geliyor. Bu işi organize etmek yerine insanların akli dengesini bu kadar erken yaşlarda yitirmelerine yol açabilecek koşulları ortadan kaldırmak daha mantıklı değil mi? Örneğin daha iyi beslenme, daha sağlıklı ortamlarda yaşama veya yaşlılıkta da öğrenme olanaklarının sağlanması, insanların en ileri yaşlara kadar akli dengelerini korumalarına çok büyük katkı sağlıyor. Bu hem daha ucuza malolur hem de topluma daha faydalı!
Bir de başka bir açıdan bakalım: Meclis’te yaşı 60 ve üzerinde acaba kaç kişi var ve bunların psikiyatrik ehliyeti var mı? Aklıma hemen yeni açılımlar yapan yaşı ilerlemiş politikacımız geliyor. Son haftalarda yapılan “açılımlar” yaş ve ehliyet kavramalarını düşünmemize neden olabiliyor. Önce takılan sonra kısa süreli sahibeleri tarafından geri iade edilen rozetler veya her mahallede Kuran kurslarına verdiği destek, muhtemelen yaşının 60’ı bir hayli aşmış olmasıyla bağlantılıdır. Bu değerli politikacımızdan, yasalarımıza uyarak, psikiyatrik ehliyetini göstermesini talep etmemiz gerekmiyor mu?
Yasalar vatandaşlar için yapılır, milletvekilleri vatandaş değildir, dokunulmazlığı olan özel kişilerdir görüşünün egemenliğini sürdürdüğü toplumumuzda, yaşlılık bile yalnızca sade vatandaşın bir dezavantajı gibi görülüyor. Rahmetli Bülent Ecevit’in son dönemleri buna iyi bir örnek değil mi? Trafikte otomobilini idare edebileceğini kanıtlaması için psikiyatrik ehliyet isteyeceksin, ama Türkiye’yi idare edenlerden böyle bir kanıt istemeyeceksin! Bizim için otomobilimiz ülkemizden daha mı önemli?
Evini satarken bile psikiyatrik ehliyete sahip olması gereken vatandaşın, bundan böyle seçeceği kişilere dikkat etmesi gerekir. Yaşı en az 60 olan milletvekili ve belediye başkanı adaylarından ülkeyi idare edebilecek akli dengeye sahip olup olmadıklarını kanıtlamalarını talep etmelidir.