Yansıtmalı özdeşleşim, Melanie Klein'ın 1946'da ortaya attığı bir terimdir. O günden bu yanabu terimin anlamına, yansıtmadan ve özdeşleşimden farkına, düşlemle ilişkisine yönelik ciddi bir belirsizlik söz konusu olmuştur. Terim, yansıtan kişinin yansıtma nesnesi ile “bir olduğunu” hissettiği türden bir yansıtmaya karşılık olarak kullanılmıştır (Schafer, 1974).
Terim ayrıca kendiliğin bir parçasının bir başka insana yerleştirildiği bir düşlem sınıfına işaret etmek amacıyla da kullanılmıştır (Segal, 1964). Terimin farklı kullanımlarına daha fazla girmeden, bu noktada “yansıtmalı özdeşleşim”in pek çok farklı ama birbirini tamamlayan kavramsallaştırmalara karşılık olarak kullanıldığını söylemek bu noktada yeterli olacaktır. Yansıtmalı özdeşleşimin bu makaledeki tanımı ise çok sayıda analistin yaptığı katkıların bir sentezi ve genişletilmiş halidir.
Makalenin Devamı İçin Tıklayınız
Kaynak: http://www.psikeistanbul.org