Yapılan analizde olumsuz düşüncelerin bireyi yalıtıp yanlızlaştırdığı ortaya çıktı. Başkaları hakkında geliştirilen çarpık algı ve düşünceler yabancılaşmaya ve yalnızlığa zemin hazırlıyor. Araştırma sonuçlarının daha etkili tedavilere kapı aralaması bekleniyor....
Yakın zamanda araştırmacılar yalnızlığın kan basıncı, uyku kalitesi, demans ve diğer sağlık ölçütleri üzerindeki olumsuz etkiler bıraktığını ispatladılar. Bu etkiler yalnızlığın obezite veya sigara alışkanlığı gibi, sağlık açısından risk faktörü oluşturduğunu düşündürdü.
Şikogo üniversitesinden profesör John Cacioppo'ya göre insanlar giderek daha fazla izole yaşantılar içerisine hapsoluyor, bu da çeşitli sağlık problemlerini beraberinde getiriyor.
Cacioppo ve ekibinin gerçekleştirdiği kantitatif gözden geçirmede, sosyal etkileşimde sosyal beceri ve fırsatlardan çok, sosyal bilişin ön planda olduğu, müdahale stratejilerinde öncelikle kişinin kendisi ve başkaları hakkında geliştirdiği düşüncelerin hedeflenmesi gerektiği ortaya çıktı.
Çalışmanın öncü yazarı Christopher Masi'ye göre yalnızlığın daha çok bilişsel bir mesele olduğu giderek daha fazla açığa çıkmış durumda ve bu konuda değişiklik yapmak mümkün..
Kişinin benlik saygısı ve başkaları tarafından nasıl algılandığına ilişkin negatif düşünce döngüsünü kırmada ve yalnızlık duygusunun bertaraf etmede en fazla bilişsel davranış terapisinin etkili olduğu görüldü.
Cacioppo'ya göre en etkili stratejiler insanlara başkalarıyla etkileşim kurma imkanı, sosyal destek sağlama veya sosyal beceriler öğretmek değil, asıl bilişsel-davranış planında değişim yaratmak gerekiyor. Giderek yalnızlaşan günümüz insanını toplumsal etkileşim boyutunda geliştirdiği, algı, düşünce ve davranış ekseninde ele almak gerekiyor.
Kaynak: Medical News Today