Kendi kararlarını alabilecek yaşta bir kadının, herhangi bir kararından ötürü manşetlere taşınmasının sebebi ne olabilir?
Eğer sözünü ettiğimiz kadın ülkesinin voleybol milli takımında oynuyorsa, sözünü ettiğimiz karar da dini bir tercihe sebep oluyorsa, o vakit manşetlerde uzun süre daha kalabileceğini söyleyebiliriz. Aysun Özbek, yani voleybol milli takımının en önemli oyuncularından biri, bunca kariyer imkanı avuçlarında duruyorken kalkıp da bundan böyle hayatını farklı yaşamak istediğini söylemiş.
Eğer söylenenler doğruysa başını örtmek istediğini, peşinden hacca gitme arzusunda olduğunu ifade etmiş. Bunların şimdilik bir önemi yok. Bana önemli gelen ve üzerinde durmak istediğim mesele şu; kadının bu tercihi üzerinden ilginç söylemler ve eleştiriler geliştiriliyor. Bunlardan öne çıkanları, Aysun Özbek'in kimi çarşaflı kadınlarla birlikte olduğu ve dolayısıyla zihninin çelindiği meselesi. Bazıları da kendine düşeni yapıp maçlara nasıl bir kıyafetle çıkacağını tartışmaya başlamışlar. Sözleşmesinin devam ettiğini hatırlatıp, "nasıl böyle bir karar verip de voleybolu bırakırsın" türünden cümleler kuranlar da var.
Aysun Özbek'i zor günler bekliyor. Kendisi de farkındadır hiç şüphesiz. Şimdi hakkında bir sürü şayia yayılacak medya marifetiyle. Şayianın temel argümanı da kandırılmak, aldatılmak, aklı çelinmek gibi kavramların eşliğinde sunulacak kamuoyuna. Bu adamların hiçbiri, otuz bir yaşına gelmiş, eğitimli, milli formayı giymiş, dünyayı görmüş bir kadının kendi tercihlerini yaşayabileceği gibi bir gerçeği görmeyecekler.
Hatta ona bu duyguyu çok görecekler. Onlar için bir kadının dinle, kendilerinden farklı bir ilişki kurması, ya aldatılmanın, aklının çelinmesinin yada birileri tarafından önerilen ticari vaatlere kanmasının bir sonucudur. Aklı çelinmedikçe, zorlanmadıkça, para teklif edilmedikçe eğitimli ve "modern" bir kadının başını örtme tercihinde bulunması onlar için olanaksıza yakındır. Göreceksiniz başka birileri de, olayı siyasi pencereden görüp, mevcut hükümetin memleketi düşürdüğü hale örneklik olarak tartışacaklar.
Hiçbiri ama hiçbiri kendi kalbine, aklına, ruhuna sarılarak verdiği bir karar olabileceğini düşünmeyecekler. Bunu neden yapıyorlar dersiniz? Bu ülkenin aydınlarının yüz elli yıllık zihinsel alışkanlığı burada da kendisini gösteriyor. Apriori olarak gericilikle bir tuttukları dini yaşama arzusu, bugüne kadar savundukları pek çok kuramı geçersiz kılıyor. Başarılı, aklı başında, kariyerin zirvesine çıkmış insanların dini yaşamaları, modernlik ve din arasında kurdukları karşılıkları tersine çeviriyor.
Aysun Özbek için mahalle baskısı şimdi başlıyor. Dilerim ki akıl ve ruh sağlığını her şeye rağmen muhafaza edebilmenin yolunu bulur. Ancak diğerlerinin korkusu tam da burada ortaya çıkıyor; ya başka Aysunlar çıkarsa!