Ayrıca Health Foundation isimli düşünce kuruluşunun yayınladığı yeni bir rapora göre; y kuşağı, ebeveynlerine kıyasla orta yaşlarda sağlık durumları en kötü olan ilk nesil olabilir.
Rapor; şimdilerde insanları 20’li ve 30’lu yaşlarda etkileyen ve hayatın sonraki dönemlerinde kanser, diyabet, kalp hastalığı gibi hastalıklara yakalanma tehlikesinin artmasına yol açabilen etmenler olarak istihdam, ilişkiler ve barınma gibi konularda meydana gelen sorunlardan bahsediyor.
Rapora göre mevcut gidişat, genel olarak uzun vadeli stres, kaygı bozukluğu, depresyon ve yaşam kalitesinin düşmesi ile bağlantılı durumda. Raporda ayrıca y kuşağının, ebeveynlerinin yaşlarına geldikleri zaman onlara göre daha az para kazanan ilk nesil olduğu bulunmuş.
Health Foundation strateji müdürü Jo Bibby, “Genç insanlar bugün, önceki nesillere göre çok farklı olan baskılarla yüz yüze kalıyorlar” diyor.
Raporda y kuşağının özellikle, garantili olmayan çalışma saatlerinin, sıfır saat sözleşmelerinin, istihdam eksikliğinin ve kısa süreli iş ekonomisinin, ayrıca sosyal medyanın etkisinin oluşturduğu psikolojik stresin altında kaldıkları bulunmuş. Rapor, sosyal medyanın, gerçek hayat bağlantılarının yanısıra dijital arkadaşlıkları ve ilişkileri de devam ettirme baskısı eklediğini söylüyor.
Yaşları 22 ile 26 arasında değişen 2.000 insan ile yapılan ankette, ankete katılanların sadece yüzde 31’i güçlü ilişkilere sahip olduklarını ve büyüyen destek ağları olduğunu söyledi ve yüzde 46’sı da yeterli miktarda mali destek ve aile desteğine sahip olduklarını söyledi.
Katılımcıların yüzde kırk dokuzu, ailelerinin duygusal destek sağladığını söylerken, yüzde 80’i ise sosyal medya yüzünden belirli bir yönde davranma baskısı altında hissettiklerini söyledi.
Bu yılın başlarında Kings College London Üniversitesince yapılan bir çalışmada, yalnız olan y kuşağı neslinin, kendilerini diğer insanlarla daha fazla iletişim halinde hissedenlerle karşılaştırıldıklarında, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi zihinsel sağlık sorunları bakımından iki kat daha fazla tehlike altında oldukları bulunmuştu.
İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi de, y kuşağının diğer herhangi bir yaş grubuna göre kronik yalnızlık yaşamasının daha muhtemel olduğunu bulmuştu.
Bibby, The Times gazetesine konuşarak, genç insanların sağlıklarında iyileşmeler gerçekleşse de, “pek çok gencin yüz yüze kaldığı tehlikeli hal ve yaşam istikrarsızlığının bu kişileri yıpratabileceğini” söylüyor.
College London Üniversitesinde kamu sağlığı ve epidemiyoloji profesörü olan Michael Marmot şöyle ekliyor: “Gelecek için problem depoluyor olabileceğimiz konusunda onlara katılıyorum, ayrıca zihinsel hastalık sorunlarına ek olarak, şu an suç ve benzeri şeyler de yaşanıyor olabilir.”
Kaynak:https://popsci.com.tr