WİKİLAKES: LEVANTER RÜZGARINA KARŞI

Dr. Recai Yahyaoğlu

Psikoloji biliminin ülkelerin bir birleriyle olan ilişkilerindeki önemi her geçen gün artıyor. Nitekim dünyanın ve ülkemizin gündemine oturan wikilakes olayı bunu bir kez daha ortaya koydu.

2010 yılı Kasım ayının son günlerinde yayınlanmaya başlanan bu belgeler aslında bilinmeyen şeyler değil. Ve belki daha da önemlisi Amerika Birleşik Devletleri’nin dış işleri bürokratlarının çaplarının dar, ufuklarının kapalı, vizyonlarının olmadığını göstermesi bakımından ise kayda değer…

Çeşitli olaylar hakkında ülke başkentlerinden alınan dedikodu mahiyetinde birçok haber çirkin, basit, alelade notlar halinde merkeze ulaştırılmış. Gözümüzde büyüttüğümüz ABD’nin acziyetinin ilanı niteliğinde olan bu notlar stratejik bir amaca yönelik boş çaba görünümünde…

Belgeleri kim eliyor, neye göre değerlendiriyor ve hangi amaçla şimdi yayınlamaya başladı? Bu sorular çok önemli… Fakat sorunun cevabını anlamak için kahin olmaya, dış işleri alanında çalışan bir bürokrat veya akademisyen olmaya gerekte yok…

Türkiye’nin hedef alındığı belgelerde, son birkaç yıl içinde referans ülke konumuna gelmesinin meydana getirdiği rahatsızlık var. Bu rahatsızlığın tedavi edilmesi, hızının kesilmesi amacıyla manipülatif spekülasyonlara yer verildiği açıkça görülüyor…

Şu konular dikkat çekici:

1. Kontrolü ABD tarafından yapılmak istenen Orta Doğu bölgesindeki halkı Müslüman ülkeler hakkında verilen bilgiler… Bu ülkelerde hangi yaranın kaşınacağı çok iyi belirlenmiş. Ülke yönetimlerinin eleştirildiği ve ABD’ye bağlı davranmalarının önemi anlatılmaya çalışılır gibi…

2. İslam ülkeleri liderlerini ve ayrıca kendi içlerinde yönetimleri birbirine düşürmek istedikleri açıkça görülüyor… Azerbaycan ile Türkiye arasına fitne sokulmak istenmesi buna örnek... Suudi Arabistan ile İran'ı, Türkiye ile Suriye'yi karşı karşıya getirmek için yazılanlarda olduğu gibi…

3. Asıl hedef  olarak Türkiye ve onu yöneten iktidar partisi seçilmiş....

4. İsrail hakkında bir notun olmaması enteresan…Bölgede en ciddi tehlike olarak kabul edilen bir ülkeden bahsedilmiyor olması düşündürücü…

5.ABD’nin kendi ulusal medyasında bu konunun popüler olmaması diğer dikkat çekici bir gelişme… Olayın başladığı günlerde Amerika’da bulunan bazı Türk yazarlar özellikle buna dikkat çekmeye çalışıyorlar…

6. Her ne kadar ABD’ye ait belgeler olsa da bunların ABD’nin ulusal güvenliğini tehlikeye atmayacak belgeler olduğu görülüyor…Aba altından sopa gösterilmiş fakat sopa kuvvetle ve isabet alır şekilde hedefe vurulmamış…

7. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefin merkezindeki insan olduğu görülüyor… En ağır itham ona yapılmış...Amerikancı diye eleştirilen Başbakan’ın onlar tarafından değerlendirilişi ayan beyan ortada…

8. Türkiye'nin güçlenmesinden duyulan rahatsızlık ve onu diskalifiye etmeye yönelik çabaların ürünü olan belgeler çoğunlukta… Dış İşleri Bakanımız Prof Dr. Ahmet Davutoğlu üzerinden bir sindirme ve kötüleme operasyonu… Türkiye'nin komşularıyla, özellikle nükleer santraller konusunda Rusya ile olan ilişkileri baltalanmak isteniyor.

9. Wikileaks belgelerinin önemli bir amacı da Obama yönetimini küçük ve aciz düşürmeye yönelik… ABD'nin Irak işgali, İsrail ile olan diyalogu nedeniyle İslam coğrafyasında dibe vuran prestiji bu olay sonrasında iyice ayaklar altına yuvarlandı… Obama yönetimine vurulan darbe bu belgelerin yayınlanma amaçlarından birisi…

Çok Kapsamlı Amaçlara Yönelmiş…

Bu belgeleri yayınlayanlar anlaşılan çok kapsamlı amaçlara yönelmişler…Tek domino taşının pek çok taşı etkileyerek harekete geçirmesini öngörüyorlar… Fakat istedikleri amaçların olması mümkün görünmüyor. Neoconlar, Yahudi lobileri ABD’deki güçlerini kaybetmeye başladılar. Üstelik Yahudi lobileri kendi içlerinde derin kavgaya tutuşmuş bulunuyorlar…

Bu süreç 11 Eylül günü başlayan ve Wikilakes olayı ile iyice ivme kazanan ABD’nin eyaletlere ayrılma sürecini hızlandırmaktan başka bir amaca hizmet etmeyecektir… Psikolojik operasyon yapanların anlaması gereken önemli bir gerçek var… Karşılarında bulunan insanlar özellikle Müslümanlar artık aptal değiller… Müslümanların gönül gözü, basireti ve aklı şimdilerde belki de hiç olmadığı kadar iyi çalışıyor…

Sonuç

Dünya nizamına yön vermeye çalışanların asıl korkusu ‘Levant* Projesi olabilir...Elbette onların korkmasına yönelik önemli ivmeye ulaşmış Türkiye bölgesinin çok ötesine taşmaya başlamış durumdadır. Bu proje AB’ne ve diğer ülkelere karşı olmamakla birlikte onlarla Türkiye’nin arasındaki ilişkileri desteklemeye/dengelemeye/pekiştirmeye yönelik etkilerde bulunacaktır…

Bu projeye göre “Türkiye, 11 Haziran’da İstanbul’da temelleri atılan Arap Ligi ile 4’lü serbest dolaşımı başlatmak için harekete geçti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Schengen benzerini biz de yapalım” sözünden hareketle hayata geçirilmesi planlanan birliğin adı ‘Levant’ olacak. Şimdilik Akdeniz’in doğusundaki Ürdün, Lübnan ve Suriye ile Türkiye’nin dahil olacağı 4’lü ortaklık hem malların hem de insanların serbest dolaşımı üzerine kuruluyor. Levant Birliği, ortak kupa düzenlenmesinden öğrenci değişimine kadar 14 ayrı başlıkta 75 projeyi kapsıyor. Avrupa Birliği’nde ‘Socrates’ adıyla yürütülen eğitim programının bir benzeri Levant Bölgesi’nde ‘İbni Haldun’ adıyla uygulamaya konulacak.”**

Bu proje Müslüman Türklerin çağa damgalarını vuracakları bir proje olarak görünmektedir. Proje içinde yer alan ülkeler elde edecekleri menfaatler sayesinde ihya olacaklardır. Akdeniz’in doğu sahilindeki ülkeleri kapsayan bölge Levant, esen doğu rüzgarları ise Levanter olarak biliniyor.

Wikilakes projesi, Levant projesi karşısında Levanter rüzgarlarına yenik düşecek…

*, ** http://www.stargazete.com/ekonomi/schengen-e-karsi-levant-socrates-e-karsi-ibni-haldun-haber-313325.htm

Dr.Recai Yahyaoğlu

www.tamtip.com

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.