STRES
"İnsomnia" adı verilen yetersiz uyku sendromu, özellikle stres ve kaygı döneminde artar. Sınav dönemlerinde görülen birkaç günlük uyku bozukluğu buna örnek olarak gösterilebilir.
Ancak, bu durum dört haftadan daha uzun sürüyorsa, hastalık olarak ele alınıp tedavi edilmesi gerekir. Kısa süreli uyku bozukluğunda olduğu gibi uzun süreli olanda da stres temel faktör olarak karşımıza çıkar.
Günlük hayattaki stres kişiyi etkiler, gece uykusunun bölünmesine neden olur.
KRONİK HASTALIKLAR
Diyabet ve kalp rahatsızlığı gibi kronik hastalıklar uyku bozukluğuna neden olabilir. Ellerde ve ayaklarda meydana gelen yanma, diyabet hastasını, nefes darlığı olan kişileri ve kalp hastasını uykusundan uyandırır.
Kişi uykudan uyanıp yemek yiyorsa, şeker bozukluğu açısından değerlendirilmesi gerekir.
PERİYODİK BACAK HAREKETLERİ
Kişi dinlenirken bacaklarında görülen “gıdıklanma, karıncalanma, yanma, kaşıntı” şeklinde tarif edilen "Huzursuz Bacak Sendromu", uykuya dalmayı güçleştirir.
Bu sendroma yüzde 70 oranında eşlik eden bir rahatsızlık da uykuda periyodik bacak hareketleri olur.
Bacakta ileri geri hareket ve germe ile kendini gösteren bu rahatsızlık, dakikada dört beş kez tekrarlar. Kişiyi uyandıran ve derin uykuya dalmasını engelleyen bu sendrom, uyku bozukluğunu artırır.
Uyku bozukluğuna neden faktörler:
-Demir eksikliği
-Ayak sinirlerindeki rahatsızlıklar
-Bel fıtığı
-Bacaklardaki dolaşım bozukluğu
UYKUDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
Yüzeyel uyku, derin uyku ve beynin dinlendiği rüya fazında (REM) üçe ayrılan uykuda en sık karşılaşılan bozukluk, uyurgezerlik. Bu rahatsızlık derin uykuda ortaya çıkar. Kabus bozukluğu ise uykunun REM dönemine ait olur.
Hastalar sıklıkla kabus diye tarif etse de, uykuda davranış bozuklukları olarak tanımlanan parasomnia da, kişiyi gece yarısı uyandırır.
Genellikle çocukluk çağında kendini gösteren bu rahatsızlık yetişkinlikte de devam ediyorsa, nedenini araştırmak gerekir.
UYKU APNESİ
Uykuda nefesin kesilmesi, oksijen seviyesinin düşmesi ile kendini gösteren apne sendromu, uykunun bölünmesine yol açar.
Bu sendromun üç önemli belirtisi var; horlama, nefes durması, gün içerisinde uykulu olma hali ve sabah ağız kuruluğu.
Uyku apnesinin derecesi, uyku takip indeksi ile belirlenir. Dakikada 5-15 kez solunum durması hafif, 15-30 arası orta ve 30’dan fazlası, ağır uyku apnesi hastalığına işaret eder.
Bu durum uyku EEG’sinde saptanır. Uyku apnesi CPAP denilen ve hastaya basınçlı hava veren maskelerin takılmasıyla tedavi edilir.
OVERLAP SENDROMU
Solunum yolu sorunlarının uyku apnesi ile bir arada görülmesine "Overlap Sendromu" denir. KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) ve astım gibi solunum yolu hastalıkları uyku kalitesini etkiler.
Uyku apnesi olan kişilerde KOAH alevlenmeleri ortaya çıkar. Astım hastalığı da gecenin ikinci yarısından sonra daha çok alevlenir.
Astımın alevlenmesiyle birlikte öksürük ve nefes darlığı ile hırıltı şikayetleri kişinin uyanmasına neden olur.
SOLUNUM YOLU RAHATSIZLIKLARI
Solunumu bozan hastalıklar, uykuyu böler. Bunlar: Burun eğrilikleri, burun eti sorunu ve polip adı verilen burun etleridir. Ağızdan aldığımız nefes, burun solunumu kadar kaliteli olmaz.
Çünkü burnun temel fonksiyonu, olumsuz şartlar içeren havayı ideal koşullarda akciğerlere yollamak. Ağız solunumu yapan hastalarda bunlar sağlanamadığı, hava doğrudan nefes borusuna ve akciğere gittiği için faranjit daha sık görülür.
Bir de nazo alyoner refleks denilen bir durum vardır. Hava burna değer değmez akciğerler hava alacağını bilir ve buna hazırlıklı hale gelir.
Ağızdan solunum, bu refleks gelişmediği için kaliteli olamaz. Akut ya da kronik olsun, sinüzit gibi enfeksiyonlar da solunumu bozar ve uyku kalitesini düşürür.
İRİ BADEMCİK, SARKIK DİL
Sıklıkla çocuklarda görülmesine karşın erişkinlerde de sıkıntıya neden olan bademcik iriliği, solunumu etkileyen bir neden.
Bu sorunlar, yumuşak bir damak yapısına sahip, küçük dili aşırı gevşek ve sarkık olan kişilerde ortaya çıkar.
Küçük dilin yanı sıra ana dilin gövdesi ile boğaza doğru uzanan ve dil kökü denilen bölgedeki dokular çok yumuşak olursa, uyku kalitesini bozan sonuçlar meydana gelebilir. Bu sorunların tedavisi için cerrahi yöntemlerden faydalanılır.
HORLAMA
Toplumun yüzde 25’inde horlama sorunu görülür. Erkeklerde 50-60’lı yaşlarda ortaya çıkar.
Kilo artışı bile birlikte görülme sıklığı da artan horlama, yorgunluk, derin uyku, menopoz sonrası östrojen hormonu eksikliği gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Öte yandan üst hava yolundaki kaslar gevşeyince de ortaya çıkar.
Ayrıca uyku apnesinin önemli bir belirtisi sayılır. Horlama, koşullardan bağımsız olarak sürekli hale geldiyse hastalık olarak kabul edilir.
REFLÜ
Mide asidinin yemek borusuna kaçması olarak tarif edebileceğimiz reflü uykuyu bölen önemli hastalıklardan biri olarak kabul edilir.
Boğazda devamlı kazınma ve yanma hissi, seste çatallaşma ve kısıklık, nedeni bilinemeyen öksürük ve boğuluyormuş hissiyle uykudan uyanmak reflü belirtileri arasında sayılır.
Asit kaçağı gırtlak ve yutak bölgesine kadar ulaşınca tahrişe ve öksürüğe neden olur.
Ayrıca, alt solunum yollarını korumak isteyen ses telleri hızla birbirine yapışır ve bir spazm ortaya çıkar. Bu durumda kişi, uykudan uyanır.
Kaynak: Acıbadem Hayat