Bireysel psikolojinin kurucusu olan Alfred Adler tarafından ortaya atılan kompleksler, insan hayatını sosyal, psikolojik, ekonomik yönden oldukça olumsuz etkilemektedir. Aşağılık ve üstünlük komplekslerine sahip bireyler, sosyal engellenme, düşük özsaygı ile birlikte yalnızlık yaşarlar. Toplumdan uzaklaşıp sürekli yalnız kalmak isterler. Aşağılık kompleksi yaşayan birey kendisini diğerlerinden fiziksel yada psikolojik olarak zayıf, üstünlük kompleksi yaşayan birey ise diğerlerinden kendisini hep üstün ve mükemmel görür. Bu yüzden her ikiside sürekli kendisini toplumdan, sosyal ortamlardan uzak tutmaya çalışır.
Kompleksler çocukluk çağında oluşmaya başlar ve kişinin isteğine, cesaretine ve farkındalığına göre düzelebilir. Üstünlük kompleksi; ebeveynlerin çocuğun egosunu şişirmesinden, başkalarının yanında aşırı ve sürekli olarak övmesinden kaynaklanmaktadır.
Çocukta benlik kavramı aile ve sosyal çevre tarafından oluşturulur ve o benliğin içine aşırı yüklemeler, gereksiz övgüler yerleştirilirse çocukta sahte bir benlik, düşük gerçeklik algısı gelişmektedir. Ve çocuğun benlik aynasında, herkesten daha üstün, daha zeki, daha çalışkan, güzel/ yakışıklı bir profil oluşur. Böylece üstünlük kompleksine sahip birey çevresindeki kimseyi beğenmez ve toplumdan, sosyal hayattan uzaklaşır. Sürekli mükemmellik kaygısı içindedirler ve her konuda aşırılık gösterirler.
Aşağılık kompleksinde ise tersi bir durum söz konusudur. Çocuk ebeveyn tarafından sürekli aşağılanmış, yetenekleri göz ardı edilmiş ve beceremeyeceği görevler yüklenmiştir. Çocuk başarısız olduğunda da cezalandırılmış, hakaret edilmiş, benliği incitilmiştir. Ve çocuk artık yeteneksiz, beceriksiz, başkalarından daha az zeki, daha az başarılı bir benlik aynası geliştirmiştir.
Aşağılık kompleksi oluşan bireylerde düşük özsaygı, korku, utanç gibi duygular gelişmekte ve kişi toplumla ilişki kurmaktan kaçmaktadır. Kendilerini bir çok şeyden soyutlarlar ve aslında becerebilecekleri şeyleri bile yapamaz hale gelirler. Sürekli başarısızlık korkusu içinde yaşarlar bu yüzden adım atmaktan bile korkarlar. Göz teması kurmak bile onları incitebilir çünkü benlik saygısı oldukça zayıftır. Aşağılık kompleksi hem psikolojik hem bedensel oluşabilir. Bedensel komplekslerde kişiler yetersizliklerini, yetenekleri ile zorlayarak doyuma ulaşmaya çalışabilirler. Fakata psikolojik yetersizlikte kişiler kendilerini keşfetmede, yeteneklerini bulmada zorlanabilirler.
Sonuç olarak; Bu komplekslerle yaşayan bireylerin yapması gereken; Kendisini keşfetmek, yeteneklerinin farkına varmak ve üstüne gitmek olmalıdır. Herkesin eşit ve insan olduğu bilinciyle hareket etmeli ve toplumdan üstün yada aşağı olduğu düşüncesiyle toplumdan kopmamalıdır. Kompleksler kişilerin kendi başlarına çözebileceği psikolojik bir durumdur. Fakat yol gösterici bir danışmanla olmak da daha hızlı ve doğru çözümlere ulaştırır.
Ebeveynlerin yapması gerekenler ise; Bedensel ve zihinsel yetersizliği olsa da olmasa da çocuklara boyundan büyük işler verip, bilişsel ve motor becerilerinin kaldıramayacağı görevler yükleyip başaramadıklarında da beceriksizlikle suçlayıp benliklerine zarar verilmemelidir. Her çocuğa yaşına, zekasına ve fiziksel gücüne göre ödevler, görevler verilmeli ki çocuk başarabilsin. Ayrıca gerçekten başardığı için ödül/ övgü alabilsin. Böylece çocuk gereksiz ve hak etmediği durumlarda değil, gerçekten başarılı olduğu için övüldüğünü fark eder ve aşağılanmış bir benlik veya şişirilmiş bir egoya sahip olmaz.