Üstün Zekalı Çocuklar İsrail'in Hedefinde

Üstün/Özel Yetenekli çocuklarla ilgili yaptığı çalışmalar ve yürüttüğü projelerle önemli başarılara öncülük eden Bahçelievler RAM'ın Müdürü M. Hilmi EREN Üstün Zekalı çocuklarla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.

Üstün/Özel Yetenekli çocuklarla ilgili yaptığı çalışmalar ve yürüttüğü projelerle önemli başarılara öncülük eden Bahçelievler Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü M. Hilmi EREN, Üstün Zekalı çocuklarla ilgili Yeni Akit Gazete'sinden Hüseyin Kulaoğlu'na verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

Üstün/özel zekalı çocukların, gerek uluslararası gerek devlet politikaları ve gerekse lobiler bazında önemli projeler dahilinde tespit edilerek özel eğitimlere tabi tutulduğunu ifade eden Hilmi EREN, özellikle İsrailin devlet politikası gereği üstün çocuklara verdiği öneme vurgu yaptı.Yeni Akit gazetesinde yer alan röportajın ayrıntıları şöyle:


Yeni Akit Gazetesi / Hüseyin Kulaoğlu

Bahçelievler Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) Müdürü Mehmet Hilmi Eren, Akit’e konuştu. Üstün zekâlı çocuklarla ilgili araştırmalar yapan Eren ile üstün zekâlı çocuklar derken neyin kastedildiğini, bu konuda dünyadaki ve ülkemizde eğitim ile gelişmeleri konuştuk…

Öncelikle “Üstün zekâlı çocuk” denildiğinde ne kastediliyor?

- Üstün zekâlı çocuk cümlesinde bir üstünlük var. Özel eğitime ihtiyacı olan, özel olarak itinalı bir şekilde ilgilenilmesi gereken birey, çocuk anlamına geliyor. Özel eğitime ihtiyacı olan iki tür çocuk vardır. Birincisi; engelli, ikincisi ise üstün zekâlı çocuklardır. Normal hayat şartları içerisinde her şeyin belli bir standardı vardır. Oturduğumuz sandalyenin, masanın, minibüslerin tavan yüksekliğinin belli bir ölçüsü vardır. Örneğin, 2 metre 20 santim uzunluğunda bir basketbolcu için bunlar sıkıntı oluşturabilir. Tatil için otele gittiğinizde ayaklarınız yataktan dışarı sallanabilir. Şehirlerarası bir yolculuk yaptığınızda eğer 250 kiloluk bir kişi iseniz o standart koltuk size yetmeyecektir. Şimdi fiziksel olarak böyle uç noktalar olduğu gibi zekâda ve yetenekte de böyle uçlar vardır.

“ÜSTÜN VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLAR”

Bunlar nelerdir?

- Öğrenmede aşırı derece zorlanan bireyler vardır ve bunun için bir takım önlemler alınır. Mesela, zihinsel engelli bireyler, hafif, orta, ağır düzeyde engelli bireyler, otizmli bireyler, işitme, görme engelli bireyler veya bedensel engelli bireyler vardır. Bunlar ortalama özellikte değiller, farklılıkları, zorlanmaları, engellenmeleri var. Bunlar için Milli Eğitim Bakanlığı bir takım önlemler alır.

Bir de ortalamanın üstünde olan bireyler vardır. İşte biz de bunlara “üstün zekâlı” veya “üstün yetenekli” bireyler diyoruz. Bunlara üstün zekâ, dahi de diyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ise resmi olarak, “Üstün ve Özel Yetenekli Çocuklar” diyor.

Burada, “üstün zekâ” veya “üstün yetenek” arasında bir fark mı var?

- “Üstün ve özel yetenekli çocuklar” kavramı; daha kapsayıcı, daha genelleyici, başka bireyleri rencide etmediği düşünüldüğü için kullanılıyor. Bilim adamları bu konuda daha da kabul edilen bir tabiri kullanıyor. Üç alanda yaşıtlarının yüzde 85’inden daha ileri seviyede olacak. Bu üç alanda hepsinden yüzde 85 ileride olacak fakat en az bir tanesinde yüzde 98’inden ileri olur ise bu çocuğa biz üstün zekâlı diyorlar. Yetenek ve zekâ bu anlamda biraz birbirine giriyor.

Şimdi bir çocuk; matematik, fen, sosyal gibi akademik anlamda derslerden başarılı olabilir. Bir de özel yetenek dediğimiz sanat, spor, müzik gibi herhangi bir alanda da yeteneğinin olmasını bekliyoruz. Üstün zekâlı çocuklar dediğimizde bir “ilerilik” söz konusudur.

HER ÇOCUĞUN İÇERİSİNDE BİR YILDIZ VAR

Mesela aileler, kendi çocuklarının çok zeki olduğunu düşünüyor. Bu noktada aileler çocuklarının üstün zekâlı olup, olmadıklarını nasıl anlayabilir?

- Aileler, zaman zaman, “Benim çocuğum çok zeki” diyerek bize de geliyor. Şimdi her çocuğun içerisinde bir yıldız var, bir cevher var, bir kapasite var. Yaradan boşa yaratmamış. Öyle yıldızlar var ki; çok parlaktır ama öyle yıldızlar da var ki teleskopla baktığımız zaman o yıldızları görebiliyoruz. Çok parlak olan yıldızlar, üstün zekâlı çocuklardır. İşte aynen bunun gibi her çocukta bir yetenek vardır fakat bazılarının yeteneklerini ortaya çıkarabilmek için özel ilgi ve bakış açısı gerekirken, üstün yetenekli çocuklar ise “Ben buradayım” diye haykırmakta ve destek beklemektedir.

İşte bu çocukları nasıl anlarız?

- Bir takım belirtileri var. Üstün zekâlı çocukların sinir uçları daha gelişmiş olabiliyor. Bedensel anlamda da hızlı bir ilerleme söz konusu olabiliyor. Bu duygu durumlarının hassasiyeti sebebiyle aşırı titiz veya takıntılı olabiliyorlar. Daha çocukluktan itibaren çorap giymek istemeyebiliyor. Battaniyesinden rahatsız olabiliyor ve üstünün örtülmesini istemeyebiliyor. Elbiselerin etiketlerinden, yaka kartlarından rahatsız olabiliyor. “Erkenlik” söz konusu olabiliyor. Yani erken konuşma, erken okuma ve erken yazmaya geçebiliyorlar.

Peki bir çocuk, Rehberlik ve Araştırma Merkezi’ne geldiğinde siz nasıl bir muamelede bulunuyorsunuz?

- Şimdi eğer aileler çocuklarının üstün zekâlı olduklarını düşünüyorlarsa okullarındaki rehberlik servislerine müracaat etmelidir. Rehberlik servisi bu konuda ön görüşmeyi yapar ve bir form doldurarak, bağlı bulunduğu Rehberlik ve Araştırma Merkezi’ne resmi olarak yönlendirir. Biz ise aileye bir randevu veririz ve bizimle görüşür.

Okul öncesi dönemde ise nasıl olacak?

- Okul öncesi dönemde ise veli bulunduğu ilçedeki Rehberlik ve Araştırma Merkezi’ne müracaat edebilir.

Sizin çocukla görüşmeniz nasıl oluyor?

- Psikolojik danışmanlar, psikologlar ve özel eğitim öğretmenleri tarafından çocuğa zekâ testi yapıyoruz. Öncelikle aileler, çocuklarını bize getirirken şunlara dikkat etmelidir. Çocuk aç ve susuz olmasın. “Çocuğum sana zekâ testi yapılacak aman hepsini bil” şeklinde bir tembihte bulunmasınlar. Şu denilebilir: “Bu zamana kadar öğrendiğin şeylerle ilgili bir takım oyunlarla vakit geçireceksin, sana bilmece, bulmaca gibi şeyler soracaklar. Yeni bir öğretmen orada seninle ilgilenecek” deyip rahatlatıcı bir üslupla bizim merkezlerimize getirmesini istiyoruz.

Çocuğa neler soruyorsunuz?

- Ön görüşmeden sonra çocukla baş başa bir saatle iki buçuk saat arasında vakit geçiriyoruz. Burada zekâ testi ve yetenek testi yapıyoruz. Hafıza, sayısal, sözel, şekil, uzay becerisi üzerine sorular soruyoruz. Şekiller gösteriyoruz. Labirentler gösteriyoruz. Analitik düşünme, mantık yürütme, problem ve şifre çözme üzerine sorular soruluyor. Bazıları kâğıt kalem testleri, bazıları ise sözel testlerdir.

Bir kişiye zekâ ve yetenek testi kaç yaş aralığında yapılıyor?

- 2 ile 18 veya 20 yaş arasındaki kişilere zekâ testi yapıyoruz.

Bir ülke için üstün zekâlı çocuk ne ifade ediyor?

- Bir ülkenin altını neyse üstün zekâlı çocuklar da odur. Üstün zekâlı çocuklar kıymetli maden gibidir, değerli taş gibidir. Çünkü ülkenin gelişmesine direkt onlar etki edecek. Doğal olarak kendilerini ortaya çıkarabilir ama çoğu maden, kilometrelerce kazılıp hassas bir şekilde araştırılmayı gerektirir. Devletler de, politika gereği üstün yetenekli çocuklarını ortaya çıkarıp, onları iyi işlemelidir.

Bir örnek vermek istiyorum. 1980 yılında Türkiye ile Güney Kore ülkesinin ekonomik oranları çok benzerdi. Oysaki şimdi ise bu çekik gözlü vatandaşlar, bizi biraz fazla geçtiler. Şu an kullandığımız birçok telefon markası o ülkeye ait, kullandığımız arabalar o ülkeye ait. 2010 yılında uluslararası bir kongrede, Güney Kore Milli Eğitim Bakan Yardımcısıyla görüştüm. Bu ilerlemelerinin sebebinin “üstün zekâlı çocuklarla ilgili yaptıkları çok özel politikalar” sonucunda olduğunu söyledi. Bu konuda Osmanlı’daki üstün zekâlıları da konuşabiliriz.

TARİHTE İLK DEFA ÜSTÜN ZEKÂLILARI OSMANLI EĞİTMİŞ

Nasıl yani?

- Osmanlı’nın ilerlediği zirve dönemlerinde, üstün zekâlıların gelişimlerine yönelik bir takım girişimlerin olduğunu görüyoruz. Osmanlı’da 2. Murat döneminde, ilk defa üstün zekâlıların eğitildiği Enderun diye bir yapı var. Yani tarihte ilk defa üstün zekâlıları Osmanlı eğitmiş.

ERASMUS DENİLEN  AB PROJELERİ VAR

Bu arada; Güney Kore’den bahsetmiştiniz. Peki Amerika ve İsrail’in, üstün zekâlı çocuklarla ilgili çalışmaları nasıl?

- Beyin göçü diye bir kavram var. Yani ülkeler kendi beyinlerinden istifade etmekle beraber diğer ülkelerdeki beyinleri de elde etmek isteyebilir. Burada ahlaki olan metotlarla beraber ahlaki olmayan metotları da kullanıyor olabilirler. Zaman zaman medyada da bunu duyuyoruz. İsrail’i ele alalım… Mesela; şu an erasmus dediğimiz ulusal ajanslar tarafından yürütülen AB projeleri vardır. İsrail’in nüfus problemi var. Kendi nüfusları üstün zekâlı çocuklara yeterli olmadığı için başka ülkelerdeki üstün yetenekli çocukları da kendi bünyelerine katmak için bir takım çalışmalar yapıyorlar. Bu zaman zaman bizim kulağımıza da geliyor.

İSRAİL ALTIN ÇOCUKLARIMIZI ÇALIYOR

 İsrail, Türkiye’deki aileye para mı veriyor?

- Burs veriyor, maddi bir takım destekler veriyor ve yurtdışında okutulacağı söyleniyor. Bu tür durumların olduğunun duyumlarını biz de alıyoruz.

Yani bir bakıma İsrail altın çocuklarımızı çalıyor?

- Evet bunun arzusunda olduğunu söyleyebiliriz. Böyle ülkelerin de var olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye olarak bizim yapacağımız ise bu konuda kendimizi cazibe merkezi haline getirmektir. Yani öncelikle kendi yetenekli çocuklarımızın gitmemesini sağlamaktır.

ÇOCUKLAR ÜRETİCİLİĞE YÖNELİK ÇALIŞMALARDA BULUNUYORLAR

Türkiye’de üstün zekâlı çocuklara yönelik verilen eğitim yeterli mi?

- Bu konuda güzel çalışmalarımız var. Ülkemizde 70’den fazla Bilim Sanat Merkezleri var. Çocuklar okul saatleri haricinde buralara gidip proje çalışmaları yapıyorlar. Zenginleştirilmiş ve farklılaştırılmış dersler görüyorlar. Burada bir ödev, not kaygısı yok. Çocukların kimi robot çalışmasında bulunuyor kimi bir kitap çalışması yapabiliyor. Yani üreticiliğe yönelik çalışmalar yapılıyor. Bu çok güzel bir çalışma… 
Bilim Sanat Merkezleri’ne gidemeyenler ise okullarda açılan sınıflarda haftanın belli saatlerinde özel eğitim alıyorlar. Örneğin, Bahçelievler’de ilkokulların tamamında üstün yetenekli çocuklar için “destek eğitim odaları” var. Tabii ki Türkiye’de şu an 682 bin üstün yetenekli birey var. Bunların on bin civarı Bilim Sanat Merkezleri’nde eğitim görüyor. Bu da demek oluyor ki daha çok çalışma yapılması gerekiyor.

ÜSTÜN ZEKÂLI ÇOCUKLARA  EĞİTİM VERİYORUZ

BAHÇELİEVLER RAM olarak üstün zekâlı, yetenekli çocuklarla ilgili sizin yaptığınız çalışmalar nelerdir?

- Üstün zekâlı çocuklarla ilgili Bahçelievler Kaymakamlığı ve Bahçelievler Milli Eğitim Müdürlüğü adına İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan aldığımız ciddi bir bütçe desteği var. Bu bütçeyle biz 2015 yılı itibariyle Bahçelievler’deki ilkokulların tamamında 150 psikolojik danışmanımızla, 36 bin çocuğa zekâ testi yapıyoruz. Şu anda 30 bin çocuk zekâ testinden geçti. Diğer 6 binine de yapıyoruz. 25 okulun tamamında da üstün yetenekli çocuklar için özel sınıflar yani destek eğitim odaları oluşturduk. Bu odalara; teleskop, mikroskop, zekâ oyunları, fen, matematik ve laboratuvar malzemeleri, bilgisayar, yazıcı ve projeksiyon gibi materyalleri verdik. Bu Türkiye tarihindeki en kapsamlı taramalardan birisidir. Bunun sonucunda bin civarında üstün yetenekli çocuğumuzu tespit ettik ve bu çocuklarla ilgili raporlar hazırladık. Bahçelievler’deki 5 bin öğretmenimize bu projemizi anlattık ve bu öğretmenleri yetiştirdik. Şimdi bu öğretmenler destek eğitim odalarında, üstün  zekâlı çocuklara eğitim veriyor.

 

 

Özel Eğitim Haberleri

ATTENTIONER - DEHB Uygulayıcı Programı 29. Grup Eğitimine Başvurular başladı
Çocuğa uygulanan psikolojik testler gelişimleri için önemli
Dikkat Eksikliği Tedavisinde İlaç Dışında Uygulanacak Yöntemler
Basit ama öğrenemiyorlar!
Otizmle nasıl baş edilir, ebeveynler nelere dikkat etmeli?