Üstün Dökmen ile Yorgun Heykel Üzerine Söyleşi

Prof. Dr. Üstün Dökmen, AA'ya yeni kitabı ‘Yorgun Heykel' ve kadının toplumdaki yeriyle ilgili bilgi verdi.

Prof. Dr. Üstün Dökmen, yeni kitabı ‘Yorgun Heykel' ve kadının toplumdaki yeriyle ilgili konuştu. Kadınların, erkeklerin lojistik desteği olmadığını dile getiren Dökmen, “Kadınlar insan dünyasının bir diğer yarısıdır. Batı fantezisi; ‘Hayatta her başarılı erkeğin arkasında bir kadın olur.' der. Ben bunu kabul etmiyorum. Ben eşimi arkamda değil yanımda isterim.” ifadelerini kullandı.

Akademisyen, psikolog, yazar, televizyon programcısı Üstün Dökmen, kadınların toplumdaki duruşu ve önemine ilişkin yaptığı açıklamada, tüm dünyada bugüne kadar her şeyin erkekler üzerinden gittiğini ancak tarihin yarısının kadınlar tarafından yazıldığını söyledi. Kadınların, erkeklerin lojistik desteği olmadığını dile getiren Dökmen, şunları kaydetti: “Kadınlar insan dünyasının bir diğer yarısıdır. Batı fantezisi; ‘Hayatta her başarılı erkeğin arkasında bir kadın olur.' der. Ben bunu kabul etmiyorum. Ben eşimi arkamda değil yanımda isterim. Arkamdaki kadınla konuşacak sözüm olmaz. Ha bire arkaya dönemem. Boynum ağrır. Sıkılırım. Yıl 2016 ve hâlâ dünyada kadınların haklarını savunmamız gerekiyor. Olmaması gerek. Kadına saygı kitap okuyarak öğrenilmez, Avrupa ya da Amerika'da öğrenilmez. Kadına saygı da saygısızlık da ailede öğrenilir.” Kadınların çok azının kışkırtıcı olduğunu kaydeden Dökmen, şöyle devam etti: “Ama kadınları kışkırtmaya iten yine erkeklerdir. Genelde ‘Maganda erkeği, karısına şiddet uygulayan erkeği kim yetiştiriyor? Anne. O zaman anneler suçlu. Anneler doğru yetiştirsin' derler. Yanlış. Maganda erkeği, karısına şiddet uygulayan erkeği anneler yetiştirmiyor. Feodal düzenin erkekleri yetiştiriyor. Erkek egemen düzenin erkekleri yetiştiriyor. Kadınlar genelde sakindirler ve daha klasiğin ötesinde düşünürler.” Prof. Dr. Dökmen, Balkanlar'da hayali bir şehir üzerine yazdığı kurgu romanı “Yorgun Heykel”e ilişkin bilgi vererek, “Bu romanda da kadınlar etkili. Bu kitap sadece kadınlarla ilgili değil, kadınlar ve barışla ilgili. Barış deyince de daha çok, kadın akla geliyor. yorgun heykel, arzu edilen, dünyada ulaşılmak istenen barışla ve kadınla ilgili.” ifadelerini kullandı. Yeni romanının 35. kitabı ve yedinci romanı olduğunu belirten Dökmen, savaşların olduğu dünyada genelde kadınların adının olmadığını belirterek, “Bu kitapta ise hiç erkek adı yok. Çok erkek var ama erkek adı yok. ‘Müdür beyin karısı, kaymakam beyin eşi, vali beyin hanımı' denir. Kadının adı Ayşe mi Fatma mı kimse bilmez. Kadınlar kocaları üzerinden anılır. Burada ise Anya Hanım'ın kocası, Mercedes Hanım'ın kocası, Gülbeyaz Hanım'ın kocası diyoruz. Erkek adı yok.” diye konuştu. Doğan Cüceloğlu ile bir kitap yazma hayali olduğunun da altını çizen Dökmen, “Sohbet edip teybe alıp, onu da yazıya dökeceğiz. Çocukluğumuzdan, gençliğimizden de çok anımız var.” açıklamasında bulundu. Dökmen, psikoloji kitabı ile roman yazmak arasındaki farka ilişkin ise şunları söyledi: “Psikoloji benim mesleğim ama orada belli doğrular ve sınırlar vardır. Çok fazla uçamazsınız psikolojide. Psikoloji kitabında bilim var. Araştırmalardan söz etmem gerekiyor. İçimize doğanı söyleyemeyiz. Bilimsel gerçek olmalı ama romanda özgürlük var. Ben hiçbir romanımda kimseyi intihar ettiremem. Goethe ettirmiştir. Ben ettiremem çünkü maazallah biri örnek almaya kalkabilir. Biraz sınır var. Toplumu gözetirim. Ama romanda daha özgür oluyorsunuz ve yaratıcılık daha fazla. Psikolojide de var ama sınırlı.” Şu anda 3 roman üzerinde daha çalıştığını dile getirdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri