Bir önceki yazımda orduda intihar olaylarının tahlilini yapmaya çalışmıştım.
Hazır başlamışken intihar gerçeğini ülke çapında incelemeyi deneyeyim.
İntihar nedir?
İntihar, ölümle sonuçlanması niyetiyle kişinin kendisine şiddet uygulamasıdır. Kişiler intihara karar verince düşünme melekeleri felç olur; seçenekleri daralır veya kalmaz. Ruhsal durumları acı ve çaresizliği yansıtır. Gelecek ile hal algıları birbirine karışır. Hali teselli bulmaz bir acı içinde yaşarlar. İntihar, onu seçenler için hayatlarıyla gerçekleştirdikleri son deneydir. Bir başka açıdan her intihar, kişinin çevresine verdiği cezadır.
İntihar sayıları
Türkiye'de intihar eden erkeklerin yarısı 35, kadınların ise 25 yaşından daha küçüktür. İntihar eden nüfus 15-34 yaş grubunda yoğunlaşıyor. Kadınlar, erkeklere oranla daha genç yaşta intihar ediyor. Kadınların daha çok psikolojik, erkeklerin ise ekonomik nedenlerle intihar ettikleri tespit edilmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 1974-1999 yılları arasında intihar ortalaması yüz binde 2,28'ken 2006 yılı itibariyle ortalama yüz binde 3,88 (yaklaşık 4) kişiye ulaşmıştır. Son yıllarda intihar eden erkeklerin sayısı kadınların neredeyse iki mislidir.
Türkiye İstatistik Kurumu'na göre, son 10 yılda Türkiye'deki intiharların sayısı yılda 2 bin 300'den 2 bin 816'ya yükseldi. Bir başka deyişle intiharlarda yüzde 35 artış var.
Son 10 yılda Türkiye'de toplam 25000 kişi intihar sonucu kaybedilmiştir. İntihar oranları sanayi ülkelerinden daha düşük olmasına rağmen aradaki farkın hızla kapandığı dikkati çekmektedir.
İntihar sebepleri
Resmi verilere göre kadın intiharlarının nedenleri arasında yüzde 10,7 ile psikolojik nedenler ilk sırayı alıyor. Bunu, yüzde 9,3 ile aile içi tartışmalar, yüzde 6,7 ile aile baskısı ve psikiyatrik rahatsızlıklar, yüzde 4'le namus, çocuk doğuramama ve fiziki sorunlar izliyor. İntihar vakalarında kadınlara ait dosyaların yarısında bilgi bulunmuyor. Bu da örtülü cinayet şüphesi doğuruyor. İntihar girişiminde bulunan kadınların yüzde 49,3'ü bekar. Evli kadınların yüzde 13'ü 1 yıl ve daha az süreli evli görülüyor. Erkek intiharlarının nedenleri arasında ise ilk sırada yüzde 23'le ekonomik nedenler geliyor. İkinci sırada yüzde 19,2 ile psikolojik rahatsızlıklar, üçüncü sırada yüzde 15,4 ile psikiyatrik hastalıklar bulunuyor.
Psikiyatristler ne diyor?
Artan intihar oranları için uzmanlar şu gerekçeleri ileri sürüyor:
1- Türkiye'de genel şiddetin artması. Şiddet içeren dil, şiddet ortamını besliyor.
2- İşsizlik ve yoksulluk bir tür ekonomik şiddettir. Özellikle gençler arasında işsizlik de intiharda yaygındır.
3- Bir sorun çözme yolu olarak şiddet topluma aşılanmıştır; dışa da öze de yönelmektedir.
4- Gençlerin çoğu ailelerinin zor şartlarda sağladıkları maddi destekle okuyorlar. Başarısız olduklarında ağır bir ruhsal baskı hissediyorlar. Kendilerinin ailelerine zarar verdiğini düşünen "başarısız" gençler canlarına kıyabiliyor. Bu, özellikle ailelerin çocuklarına yaptığı "fedakarlığı" fazlasıyla duyurdukları zaman oluyor.
5- Sonlanmayan toplumsal krizler, gruplar arası sürtüşmeler, ülkede bitirilemeyen iç savaş bireylerde sadece umutsuzluk duygusu değil belirsiz bir gelecek algısı da yaratıyor. Gençler, geleceğe karşı kendilerini hazırlıksız ve donanımsız hissederlerse depresyona (ruhsal çöküntüye) giriyorlar. Onlardan beklenen "başarmak" baskısı ile başarı için gerekli donanıma sahip olmama duyguları arasındaki uçurum umutsuzluğu artırıyor.
6- Kapanan iş yerleri, iflas eden şirketler karamsarlık havasını yayıyor.
7- Resmi kişilerin, kurumların ilgisizliği, şefkatsizliği ve karşılaşılan haksızlıklar bıkkınlığı, güven aşınmasını ve endişeyi yaygınlaştırıyor.
8- Kimlik bunalımı ve kimlik grupları arasında çözümlenemeyen hatta uyarılan çatışmalar hem siyasal boyutta yaşanıyor hem de kırdan kente göç ve modernleşme sürecinde kültürel değerler arasındaki çatışmalar boyutunda. Uyumsuzluk ve içe kapanma depresyona yol açıyor.
9- Geleneksel aile, kent ortamında ve modern hayatta genç mensupları için koruyucu ve yönlendirici rolü
oynamakta zorlanıyor. Unutmayalım: Her intihar eden kişi bizim onu korumak ve ümitlendirmek için kolektif başarısızlığımızın bir kanıtıdır.