Buna göre, 1998 yılında hayatının tamamının bir filme konu olduğunu öğrenen bir karakterin üzerine çekilen filmdeki hikayenin benzeri vakalar, artık doktorları şaşırtmıyor. Kanadanın McGill Üniversitesinden psikiyatr Joel Gold ve kardeşi Ian, hayatlarında gerçekle kurguyu ayıramayarak başrolde kendilerinin oynadığı bir film karakteri olduğunu sanan insanları mercek altına aldı.
Paranoyanın Yeni bir Formu Gibi
Henüz tıbbi bir hastalık olarak nitelendirilemeyen fakat paranoyanın yeni bir formu kabul edilen Truman Sanrısı vakalarında internet çağı ve reality programların etkili olduğu kabul ediliyor. 2000lerin başında başlayan reality şovların çoğalmasıyla başgösteren vakalar, artık daha ciddi bir boyuta evrildi. Goldun hastalarından birinin, ABDde İkiz Kulelere yapılan 11 Eylül saldırısını kendisinin yıldızı olduğu bir reality program sanarak New Yorka gelip kuleleri kontrol etme girişimi veya gerçekte setinde çalıştığı bir reality programında başrolün kendisi olduğunu sanan bir başka hasta, Truman vakalarına örnek teşkil ediyor. Gold, Truman rahatasızlığının büyük ölçüde çevresel faktörlere dayandığını öngörüyor.
MOBESSE araçları da tetikleyebilir!
Etrafımızda ne kadar çok kamera var, farkettiniz mi? Yol kenarında, trafik ışıklarında, otoyol gişelerinde, cep telefonunda, fotoğraf makinesinde, bilgisayarda, girdiğimiz çoğu banka ve işyerlerinde karşılaştığımız kameralar neredeyse hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Karşılaştığımız her birine el sallamaya kalksak elimizin yorulacağı günümüzde, kameralı hayata yenileri de eklenmeye devam ediyor. Şehirde denetimi sağlamaya çalışan bu kadar geniş bir izleme ağının olması "Truman Sanrıyı" tetikleyebilir.