Trübünde Teyze Var!

Profesyonel futbol liglerinde mücadele eden tek belde takımı Tekirova Belediyespor’un taraftarları arasında bayanlar önemli bir yer tutuyor. Kulüp; tesisleri, stadı ve seyircisiyle Türkiye’ye örnek teşkil ediyor.

Antalya-Kumluca karayolunun kenarında, çam ağaçlarının içinde, görüntüsü şirin mi şirin, zemini yeşil mi yeşil bir stat. Az sonra 3. Lig 1. Grup’taki Tekirova Belediyespor ile Diyarbakır Kayapınar Belediyespor, alt sıraları yakından ilgilendiren maçta karşı karşıya gelecek. Seyyar iki köfteci arabasından yükselen dumanlar çam ağaçlarının yaprakları arasında kayboluyor. Çam ve çim kokusunu bastıran köfte kokusu insanın iştahını kabartıyor. Fakat maça 15-20 dakika kalmasına rağmen tribünler bomboş. Gelen üç beş kişi de çekirdek çitletiyor. İster istemez maçın boş tribünlere oynanacağını düşünüyor, köftecilerin iş yapıp yapmayacağını merak ediyorsunuz. Çok geçmeden insanlar arabalarla, mobiletlerle ya da yaya olarak küçük stadın etrafını dolduruyor. Biletini alan tribüne yöneliyor. Bin kişilik stat 10 dakikada doluyor. Gençler, yaşlılar; çiftçiler, esnaflar; tabii bir de kadınlar…

Evet, 4 bin nüfuslu Tekirova’da kadınlar da futbolu çok seviyor. İlkokula giden kızlardan tutun da küçücük çocuğunu alıp gelen ev hanımlarına, 40-50 yaşındaki teyzelere, 60-70 yaşındaki ninelere kadar geniş bir bayan taraftar profili var Tekirova’nın. İnsanlar güvenlik kontrolünden geçerken dikkatimizi ister istemez bu kadınlar çekiyor. Manzara, bazı kulüplerin kadınları tribüne çekmek için yaptığı uygulamalara (otobüslerle özel olarak getirme, tribüne bedava sokma gibi) hiç benzemiyor. Çoğu kadının yanında eşi ya da oğlu bile yok. Ya yalnız, ya komşusuyla ya da bebekleriyle geliyorlar maça. Üstelik bilet alarak…

Bu arada maç başlamak üzere. Yan tribünden bir erkek, kadınlardan birine “Başka bir yere otur. Sen oraya oturunca hep yeniliyoruz.” diye takılıyor. Kadın da “Bir uğursuzluk varsa benden değil, sendendir. Sen kendine bak!” diye karşılık veriyor. Takımlar sahaya çıkınca, ev sahibi takımın oyuncularını en çok kadınların bulunduğu tribün alkışlıyor.

Maç başlıyor. Ev sahibi Tekirova Belediyespor daha atak oynuyor ama bir türlü golü bulamıyor. Maç boyunca ne rakibe ne de hakeme kötü söz söyleniyor. Tribünlerden “Akdeniz akşamları” şarkısı ve “Ova! Ova! Tekirova!” tezahüratlarından başka bir ses çıkmıyor. Maç golsüz devam ederken yaşlı teyzelerden biri, skor için kendisini telefonla arayan bir akrabasına, yerel şiveyle bilgi aktarıyor: “Bizimkiler bastıryor emme daacana (daha) gol olmadı. Atınca ben seni ararın.”

Maçın son 15 dakikasına giriliyor fakat hâlâ gol yok. Bu arada rakip bir kişi eksik. Seyirciler, oyuncu değişiklikleriyle skorun lehlerine çevrilebileceğini düşünüyor. Fakat oyundan alınan oyuncuların seçimi, onları kızdırıyor. “Çıkarılacak oyuncuları çıkarmıyor, iyi oynayanları oyundan alıyor.” diyerek teknik direktörlerine kızıyorlar. Kadınlardan biri, “Bu hoca takımdan gitmek istiyor galiba.” diyor yanındaki arkadaşına. Maç 0-0 bitiyor. Galip gelmesi hâlinde rahat bir nefes alacak olan Tekirova Belediyespor, büyük bir fırsatı kaçırıyor. Tribünler boşalırken kadınlardan biri, yöneticilerden birine sesleniyor: “Bu hocayla olmaz. Değiştirin bunu.” Çok geçmeden yönetimden haberi alıyoruz: “Hocanın görevine son verdik. Yola, yardımcı antrenörle devam edeceğiz.”

Maçtan sonra kadınlarla futbol sevgileri üzerine sohbet ediyoruz. Ev hanımı olduğunu söyleyen kadınlardan biri, “Bizim en büyük zevkimiz futbol. Bundan sonraki maç iki hafta sonra. O maçı şimdiden iple çekmeye başladık.” diyor. Diğer bir bayan, düşüncelerini “Bizim için altın günü gibi bir şey. Arkadaşlarla burada buluşuyoruz. Yenersek seviniyor, yenemezsek üzülüyoruz.” şeklindeki cümlelerle özetliyor. Yaşlı bir teyze de “Kızım ve torunumla geldim. Önemli bir işimiz olmazsa her maça geliyoruz. Bizim için düğüne, bayrama gitmek gibi.” diyor.

Profesyonel liglerdeki en küçük yerleşim biriminin takımı olan; tesisleri, sahası ve taraftarıyla tüm Türkiye’ye örnek teşkil eden Tekirova Belediyespor’un mazisi fazla derin değil aslında. Kulüp, 2003’te kurulmuş… Fakat kuruluşunun temellerini Belediye Başkanı Yusuf Üras’ın çocukluğuna kadar götürmek mümkün.

Hikâye ilginç. Üras’ın, ilkokula giderken bile nüfus cüzdanı yokmuş. Sebebi, muhtar olan dayısı ile babasının arasının açık olmasıymış. Dayısı bu yüzden Üras için yıllarca ikametgâh kâğıdı vermemiş. Hâl böyle olunca nüfus cüzdanı çıkartılamamış. O da henüz 8 yaşındayken kararını vermiş: “Büyüyünce muhtar olacağım ve muhtarlık nasıl yapılır göstereceğim.”

1994’te bu amacına ulaşan Üras, Tekirova köy statüsünden çıkıp belde olduktan sonra da belediye başkanı olarak yoluna devam etmiş. Şu ana kadar girdiği dört seçimi de kazanan Üras, beldedeki gençleri spora yönlendirmek için 2000’li yılların başında halı saha turnuvaları organize etmiş. Turnuvaya beldeye yakın köy ve ilçelerden geniş bir katılım olmuş. Turnuvadan sonra gençler Yusuf Üras’tan bir kulüp kurmasını istemiş. Yeni kurulan belediyenin kurumsallaşması ve eksikliklerinin giderilmesi için çalışan Üras, kulüp kurmayı öncelikli işler arasında görmüyormuş. O sırada Üras’a, 2. Lig’de mücadele eden Kemerspor’dan bir teklif gelmiş: “Zor durumdayız. Başkanımız olur musun?” Üras, “Ben aday olmam; ama genel kurul kabul ederse olabilirim.” demiş. Bir gün sonra Kemer’in önde gelen isimlerinden biri Üras’ı aramış: “Kemer-spor’a başkan olmak sana mı düştü!” Böyle bir tepkiyi hiç beklemiyormuş. Zannediyormuş ki kendisini tebrik edecek. Hâl böyle olunca, en kısa zamanda Tekirova Belediyespor’u kurmaya karar vermiş.

“İyi ki de o telefon geldi ve kendi kulübümüzü kurduk. Şimdi onlar amatörde, biz 3. Lig’deyiz.” diyor Yusuf Üras. Yola, tamamen beldenin gençlerinden oluşan takımla 2. Amatör Küme’den başlamışlar. Kısa sürede önce 1. Amatör Küme’ye, sonra Süper Amatör Küme’ye yükselmişler. 2008-09’da da 3. Lig’e terfi etmişler.

Üras, “Türkiye’de nadir görülen bir taraftar profilimiz var. 4 bin nüfuslu beldenin dörtte biri maça geliyor. Bunların yarıya yakını da bayan. Bundan gayet memnunuz. Tek dezavantajımız, olay çıkmadığı için, küfür edilmediği için bazı maçlarda hakkımızın yenmesi. Hakemler, ‘nasıl olsa bunların sesi çıkmıyor’ diye aleyhimize kararlar verebiliyor ya da maçın kırılma anlarında lehimize düdük çalacağı yerde çalmayabiliyor. Ama bütün bunlar bizi doğru yolumuzdan ayıramaz. Biz yine örnek olmaya devam edeceğiz. Seneye hedefimiz 2. Lig’e çıkmak.”

NACİ YEDİGÜN / AKSİYON

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sıradışı Haberleri