Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aytekin Sır tam bir idealist. Güneydoğu'da kadınların en büyük kâbusu olarak nitelenen töre cinayetleri ve burun, kulak kesme gibi işkencelere karşı savaş açan Sır, "Öyle vakalarla karşılaşıyorum ki, erkekliğimden utanıyorum" diyor.
TERAPİLERDE GÖZYAŞI
Güneydoğu erkeğini eğitmeye kendisini adayan psikiyatrist Sır, burnu kesilen kadınlarla yaptığı terapilerde gözyaşlarını tutamadığının altını çizerek, "Zorunlu bir ameliyatla bacağı kesilen insanlar, bacağını yerinde hisseder. Buna tıpta 'fantom' yani 'hayalet' deriz. Sanki bacağı oradaymış gibi ağrıları devam eder. Burun gibi uzvun kesilmesinde de kişi burnu oradaymış gibi, işlevini yerine getiriyormuş gibi hisseder. Bu kadınların hayal etmesi çok acı'' diyerek, yaşanan dramları gözler önüne seriyor.
İMAM DESTEĞİ
Prof. Sır, 10 yılı aşkın süredir çalıştığı Dicle Üniversitesi'nde Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığı'nı da üstleniyor. Sır, imam ve akademisyenlerle bölgede gitmedik köy ve mezra bırakmamış: "Önce imamlara psikiyatrik yaklaşım tekniklerini öğretiyoruz. Sonra onlarla bölgeye gidip, halkla konuşuyoruz. İlahiyatçılar, erkeklere yaptıklarının dinle de bağdaşmadığını anlatıyor. Dinde cezalandırmanın yeri olmadığını anlatıyor'' diyerek, bu yöntemin biraz daha etkili olduğunu anlatıyor. Burun kesmenin bölgede bir sembol olduğunu da söyleyen Sır, yüzde en görünen yer burun olduğu için kadında 'suçluluk psikolojisi' yaratmanın hedeflendiğini belirtiyor. Burun ameliyatlarının cerrahi açıdan zor ameliyatlar olduğuna dikkat çeken Sır şöyle konuşuyor: "Köyde, mezrada yaşayan, nüfus cüzdanı bile olmayan kadından bahsediyoruz. Üniversite olarak bu kadınları estetik yaptıralım diye düşündük ama evden çıkmalarına izin yok. Kocaları izin vermeden ameliyat olsa bu kez de öldürülürler."